NEDİR BU KASINTI?

İnsanlar, yapıp ettiklerinden, konuşmalarından, tavır ve davranışlarından sorulur. Bunun adına, eylem denir. Toplum, insanların kaşına, gözüne, boyuna, posuna, giyim ve kuşamına, mesleğine, makamına… bakmaz. İstediğin kadar; "âlimim” de, istediğin kadar "ben falan yerin başkanıyım, falan makamın sahibiyim, burası benden sorulur, ben ne dersem o olur, ben parmağımı oynattım mı herkes bana ram olur…” diye çabala. Hayat boyu insanlara tepden bakmışsan, herkesi kendinden küçük, kendini kaf dağında görmüşsen, kendini bulunmaz Bursa kumaşı sanıp, başkalarını çul çaput diye görmüşsen… bilesin ki sen, beş para etmeyen değersiz bir mahluksun.

Makamlar, mevkiler gelip geçici. Önemli olan dünyada hoş bir seda bırakmak. Yaşadığın sürece insanlarla iyi geçinebiliyor musun? Hayatın boyunca kimseyi incitmeden bir ömür sürdün mü? Küçük dağları ben yarattım diye kasım kasım kasılmadın mı? İşte adamlık damgasını ve insanlık şerefini kazndın demektir.

Her şey gelir geçer. Bu dünya kimseye baki değil. Baki olan sadece Allah'tır. Her birimiz toplum içindeyiz. İnsanlarla yan yana, el ele bir hayat sürüyoruz. Kimse tek başına olamaz. Yalnızlık yalnızca Allah'a mahsustur. Ama toplum içinde yalnız kalmamak, kimsesiz, çaresiz olmamak için davranışlarımıza dikkat etmek zorundayız. Öldükten sonra musalla taşında imamın:

"Ey Cemaat, mevtayı nasıl bilirsiniz?” sorusuna gönül hoşluğuyla;

"Allah rahmet eylesin” diyebilmemiz gerekir.

Hakkınızı helal eder misiniz? Suali karşısında;

"Helal olsun” sözünü samimiyetle ve yalana kaçmadan diyebilmeliyiz.

 

Kul hakkı çok çetin bunu bilmemiz gerekir. Hayat, kul haklarıyla dolu. Kul hakkı olanın akıbeti çok kötü olacaktır. Bakınız şu hususta Alvarlı Efe neler diyor?

 

 

Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cânını incitme
Esir-i gurbet-i nâlân olan insânı incitme
Tarîk-i ışkda bi-çâreyi hicrânı incitme
Sabır kıl her belâya hâne-yi Rahmân'ı incitme

Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme

 

 


Elin çek meyl-i dünyâdan eğer âşık isen yâre
Muhabbet câmını nûş et asıl Mansur gibi dâre
Misâfirsin felek bağında bendin salma efkâre
Düşersin bir belâya sabır kıl Mevlâ verir çâre


Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zi-şânı incitme


Bulaşma çark-ı dünyâya vücûdun pâk-tâhirken
Güvenme mâl ü mülk ü mansıbın efnâsı zâhirken
Nic' oldu mâli Karun'un felek bağında vâfirken
Nedir bu sendeki etvâr-ı dert gönlün misafirken


Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme


Hasislikden elin çek sen cömerd ol kân-ı ihsân ol
Konuşma câhil-i nâdân ile gel ehl-i irfân ol
Hakîr ol âlem-i zâhirde sen ma'nâda sultân ol
Karıncanın dahî hâlin gözet dehre Süleymân ol


Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme


Ben insanım diyen insana düşmez şâd u handânlık
Düşen bî-çâreyi kaldırmadır âlemde insanlık
Hakîkat ehlinin hâli durur dâim perişanlık
Bir işi etme kim gelsün sana sonra peşîmanlık

 

 


Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme


Ehl-i irfânım deyü her yerde bendin atma meydâna
El elden belki üstündür ne lâzım uyma şeytâna
Yakın olmak dilersin Hazret-i Hallâk-ı ekvâna
Cihanda tatlı dilli olması lâzımdır inşana


Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem- zî-şânı incitme


Celîs-i meclis-i ehl-i hakikat ol firâr etme
Hevâ-yı nefsine tâbî olan yerde karâr etme
Tekebbürlük eden insana aslâ i'tibâr etme
Sana cevr ü cefâ ederse bir keş inkisar etme


Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme


Vefâsı var mıdır gör kim sana bu çarh-ı devrânın
Eser yeller yerinde hani ya taht-ı Süleymân'ın
Yalınız adı kaldı âlem-i zâhirde Lokmân'ın
Geçer bir lâhzada ru'ya misâli ömrü inşanın


Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme

 

 


Sana bir fâide yokdur bilirsin halk-ı gıybetden
Gözün aç âlemi bir bir geçersin çeşm-i ibretden
Zarar gördüm diyen gördün mü sen ehl-i mehabbetden
Yeme kul hakkını korkar isen rûz-i kıyâmetden


Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme


Hakikat bahrinin gavvâsı ol terk-i mecâz eyle
Çıkar ha alma mazlûmun âhın sen i'tirâz ile
Çekil semt-i Habîb'e ey gönül azm-i Hicâz ile
Yüzün tuk hâk-i pâyine hemen arz-ı niyâz ile


Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem- zî-şânı incitme


Gönül âyinesin silmek gerekdir kalb-i âgâhe
Muhabbet şems-i doğmuşken ne lâzım mihr ile mâhe
Ne müşkil hâcetin varsa heman arzeyle Allâh ‘e
Der-i Mevlâ dururken bakma LÜTFÎ başka dergâhe


Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme
Günahkâr olma Fahr-i Âlem-i zî-şânı incitme

Yazarın Diğer Yazıları