Nemrut’luktan Kurtulmak İçin

KALU BELA;   bir sözleşmedir.  
Bezm-i elest; “la ilahe illallah Muhammeden resulullah” Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed (SAV) O’nun resulüdür cümleleri içinde cereyan eder.
“Fe’stekım kema ümirte” Emir olunduğun gibi dosdoğru ol.
Bunun adına; “L”dan “İLL” ya demek doğru olmaktadır.
Hayat iki kelimeden ibaret; “L” ve “İLL”. Evet diyebilmek için önce hayır demeyi öğrenmek, hayatımızda; “Hayır” lara da yer vermek gerekir.
Hiçbir insan; dik duruşundan ve şahsiyetinden taviz vermek, adamlık özelliğini kaybetmek istemez. “hayır” demek; inanca, insani değerlere, insani özellikleri bertaraf eden bütün kötülüklere, “Dur” demektir.
“Lâ” olmadan, “İllâ” olmaz. Onun için; “Lâ İlahe İllallah” ilkesinde; “Allah’tan başka bütün ilahlara, ilah yerine konulanlara, Allah’ı devre dışı bırakmayı kendine meslek edinmiş Allah’ı inkâr eden bütün İZM’lere, dünyayı teröre gark eden, barışı baltalayan her felsefi akıma “Hayır” diyerek kararlı olmaktır.

“Doğrudan Kur’andan alarak ilhamı,
                          Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı” (M.Akif Ersoy)
Kur’an; sakınanlar ve arınanlar için bir yol göstericidir.
Kur’an;     
 İnancı düzeltmek, ahlakı güzelleştirmek, dünya hayatını düzene koymak, ilahi irade, rıza ve düzene uygun bir dünya hayatından sonra ebedi mutluluklarını kazandırmak için gönderildi.
Kur’anın; “belhum adal” dediği; “hayvanlardan daha aşağı” duruma düşmemek, Kur’anla yaşamakla mümkündür.
Kur’anla yaşamak, aynı zamanda Kur’anla İletişim kurmaktır.  
Kur’an-ı Kerim, Nemrud’un bir putperest ve ateist olduğunu belirtir. Şımarıklığından dolayı Allah’ı inkar edip, bu hususta Hz. İbrahim ile tartışmış ve onu ateşe atmaya kalkmıştır.
Nemrud, her türlü, inançsızlık, kötülük, vicdansızlık, ahlaksızlık… sembolüdür. Buna göre; nefis bir Nemrud, şeytan bir Nemrud, insanı insanlıktan çıkarmaya yönelik her türlü olumsuzluklar birer Nemrudtur. Onun için; hicret, onun için fetih, onun için kararlılık… gerekir.
Mümin, Kişilik sahibidir. Kurandan yolu geçmeyen veya ruhu, gönlü Kur’anla sulanmayan insanlar; fedakârlık, vefakârlık, sorumluluk, elini taş altına koyma bilincinden uzaktır.
Kur’ansız insanlar; empati kuramaz, “Salih amel” içinde olamaz, “emir olunduğun gibi dosdoğru ol” anlayışını idrak edemez. Kur’anca iletişime şaşı bakanlar; “niçin yapmadığınızı söylersiniz?”, “ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” ruhundan habersizdir.
Temiz toplumun anahtarı; Kur’anca iletişimdedir. Çünkü bu ruhla iletişime girenler; ticarette hile yapamaz, müşterisine bozuk ve hileli mal veremez, yaya kaldırımlara mal koyup yayaların geçmesine engel olamaz. Teraziyi hileli tutamaz. Faizle alışverişin “haram” olduğu şuuru içindedir. Borçlandığı zaman; yazılı hale getirir ve şahitlendirir.
Mümin; ne incinir ne incitir.


Yazarın Diğer Yazıları