Normalleşme Süreci

Uzun zamandır devam eden; “çözüm süreci” meyvelerini vermeye başladı! Neydi çözüm süreci bir hatırlayalım; terörün silah bırakması, yurdu terk etmesi. Bu hususta hükümet ve siyasi irade, hem yurt içinde hem de yurt dışında geliştirdiği diplomasi hareketiyle çaba sarf etti, mücadele verdi!
Terör örgütü elebaşıyla, MİT kanalıyla görüşmeler yapıldı. Bu görüşmeler esnasında, muhalefetten hep engellemeler geldi! “olmaz böyle şey, terör örgütüyle görüşülür mü? Memleket parçalanmaya doğru gidiyor, üniter yapı bozuluyor, memleket satılıyor, masanın bir ucunda Öcalan öbür ucunda Erdoğan var…” şeklinde ve daha ağır ithamlarla karşılaşılıyor!  
Bundan birkaç yıl önce Davos’ta yapılan televizyon programında, televizyon sunucusunun yanlış tavrı yüzünden Başbakanın; “one minute” diyerek programı terk etmesi ve “bir daha Davos’a gelmem, bu, benim açımdan bitmiştir” demesi dünya kamuoyunda ses getirdi. Sözünün arkasında durdu Başbakan ve hükümet! Ardından 31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail, Gazze’ye insani yardım götüren, “Mavi Marmara” gemisine havadan ve denizden saldırı düzenledi. O günden itibaren Türkiye ile İsrail arasında soğuk rüzgârlar esmeye başladı. Türkiye, “İsrail, bu yaptığı saldırıdan dolayı özür dileyecek ve tazminat ödeyecek. Bunları yapmadığı sürece ilişkilerimiz sona erecek” diyerek dik duruş sergiledi ve kararlılık gösterdi!
Bütün yurt dışı gezilerde; İsrail’in Mavi Marmara’ya yaptığı haksızlıkları dile getirerek, Dünyayı  sağ duyuya davet etti Hükümet!
Bütün bu girişimler meyvesini vermiş, PKK silah bırakmaya yönelmiş, yurt dışına çıkmayı kabul etmiştir! Nevruz’un getirdiği bahar havası siyasi ve sosyal havaya da yansımış, huzur içinde bir Nevruz kutlanmıştır. PKK’nın yöneticisi Murat Karayılan; “yurt dışındaki bütün terör örgütlerinin silahları bırakacağını, silahsızlanmaya girildiğini” söylemiştir.


Diyarbakır’da kutlanan Nevruz’da; her kesimden, her anlayış ve düşünceden insanlar mahşeri bir kalabalık oluşturmuş, kardeşçe bir ortam hasıl olmuştur! Ancak her kalabalıkta olduğu gibi burada da bazı provakatörlerin kışkırtmasıyla Türk Bayrağı açılmamış ve meydanda dalgalanmamıştır! Tabii ki bu bir eksiklik, büyük bir hatadır. Olmaması temenni edilirdi, ne yazık ki oldu! Fakat barışın ışıklarının yanmaya başladığı, bahar havasının estiği böyle güzel ortamı bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Türk bayrağını asmayanlara gerekenler yapılacaktır. Ama pazılın parçalarının büyük kısmı tamamlanmışken, Türk bayrağını bahane ederek havayı bozmaya da hakkımız yoktur diye düşünüyorum.
İsrail, Mavi Marmara gemisine düzenlenen ve 1'i ABD vatandaşı 9 Türk'ün şehit edildiği saldırıyla ilgili Türkiye'den özür diledi. Gemi baskınında şehit edilenlerin ailelerine de tazminat ödenecek. Erdoğan ve Netenyahu, normalleşme konusunda aynı fikirde...Ayrıca Türkiye'nin İsrail ile barış şartlarından biri olan Gazze'ye ablukanın kalkması da İsrail tarafından kabul edildi.


Netanyahu ayrıca, İsrail'in, sivil halkın kullanacağı malların Gazze dâhil Filistin topraklarına girişine ilişkin kısıtlamaları esas itibariyle kaldırdığını ve sükûnet devam ettiği müddetçe bu durumun da devam edeceğini ifade etmiştir.
İki lider, Filistin topraklarındaki insani durumun iyileştirilmesi için birlikte çalışmak konusunda mutabık kalmıştır.
''Bölgesel barış ve güvenliği ilerletmek için Türkiye ile İsrail arasındaki olumlu ilişkilerin yeniden tesisine büyük önem veriyoruz. İki lider arasındaki bugünkü görüşmenin, onları bu konuda ve bir dizi diğer zorluk ve fırsatta daha derin işbirliğine girmeleri için imkan sağlayacağından umutluyum''.
İsrail gazetesi Haaretz, Erdoğan ile Netanyahu'nun 2009'dan bu yana ilk kez telefon görüşmesi yaptığına dikkat çekti.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Mavi Marmara saldırısıyla ilgili özür dilemesine ilişkin, neticede Türkiye'nin taleplerinin karşılandığını belirterek, ''Özür olmasaydı bu mesele bir asır da sürse kapanmazdı'' dedi. Davutoğlu, Türkiye'nin ilişkilerin normalleşmesi için İsrail'den talepleri konusunda üç yıl süren çetin müzakereler yapıldığını söyledi.


Türkiye'nin bir politika belirlediğinde bunu mutlaka takip ettiğine ve neticesini aldığına işaret eden Davutoğlu, Mavi Marmara saldırısı sonrasında zikredilen temel taleplerin an itibarıyla gerçekleşmiş olduğunu vurguladı.
“Barak Obama devreye girdi de İsrail tazminatı kabul etti, değilse asla kabul etmezdi, bakalım bunun altından ne çıkacak? Hangi tavizler verildi de İsrail kabul etti, yine orta Doğu’da İsrail ipleri eline aldı…” diyecek muhalefet! İşte muhalefet, işte hükümet! Çözüm süreci bütün hızıyla devam ediyor! Orta Doğu’da yetki de, sorumluluk da Türkiye’nin ellerinde artık!


Yazarın Diğer Yazıları