OKUMAK

Okumak; sadece bir kitabı okumak değildir. Güneşi, ayı, yıldızları, insanı, hayvanatı, semavat u arzı, denizlerdeki o masmavi güzellikleri, yakamozların insana verdiği mesajları, geceyi, gündüzü, mevsimleri, yağmuru, karı… okumak; yaratılıştaki güzellikleri görmek, görebilmek, anlayabilmek, inceliklerini sezebilmek lazım.

Rabbimiz, sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) Efendimize Ramazan gününün Kadir gecesinde Hıra mağarasında; "Oku” emrini tebliğ edince, peygamberimizin; "Ben okuma bilmem” cevabı karşısında Cebrail (AS)'ın onu sıkması, "Oku” emrini üç kez tekrar etmesi sonunda Cebrail'in okumasıyla birlikte Resulullah efendimizin okumayı tekrar etmesi…

"Oku” emrinden sonra hiçbir şey eskisi olmamıştır. Çünkü Hz. Muhammed (SAV), peygamber olmuş, İslam dininin talimatları, insanı insan yapan ilkeleri ışığını yakmıştır. Artık küfrün ve şirkin zifiri karanlığında bocalayan ortaçağ, İslam'ın; "OKU” talimatıyla aydınlığa kavuşmuş, cehalet karanlığı gitmiş, sabah olmuştur.

Okumak; ufku genişleten, olaylara at gözlüğüyle bakmamayı öğreten, sevgiyi, saygıyı, hürmeti, hoşgörüyü, azim ve sabrı ikame eden bir iksirdir.

"İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir,

Sen kendini bilmezsen,

Bu nice okumaktır,

Okumaktan mana ne,

Kişi Hakkı bilmektir,

Çün okudun bilmezsin,

Ha bir kuru emektir” der Yunus.

 

"Nefsini bilen, Rabbini bilir” sözü, Tasavvufun vazgeçilmez ilkesidir.

 

Mesele burada düğümleniyor ve düğüm buradan kopuyor. Bizi yaratan, bize bunca nimetleri lütfeden, bizi hayata bağlayan… sayısız güzellikleri veren Allah'ı tanımamak, O'na şükretmemek, evreni ve evrendeki tüm varlıklara hayat hakkı hakkı tanımak, nizamı bozmamak, huzuru, sevgiyi ikame etmeye çalışmak…

Kur'an bu düşüncelerle müzeyyendir.

Okumak, okuduğunu anlamak, anladığını hayata uygulamak. İşte aranan bu. Değilse çayca gidip yolca gelmek tabir edilen ve yorgunluktan öte geçmeyen bir uğraşı içine girilmiş olur ki en tehlikesi de budur.

İman tek başına, yalnız bir şekilde anlam taşımaz. Onu; ahlakla, güzel davranışlarla süslemek gerekir. Bu yüzden Sevgili Peygamberimiz; "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurur. Ahlak, yani ameli salih olmazsa kılınan namazlar, tutulan oruçlar, gidilen hac'lar… sadece yorgunluk meydana getiriyor. "İnsanların namazı sizi aldatmasın” derken bu inceliği anlatmak istiyor Peygamberimiz.

  1. tekrarı ve devamlılığı gerektirir. Hayat, okumaktan ibaret. Okumayan, düşünmeyen, aklını terletmeyenleri Rabbimiz "Tevrat yüklü eşeklere” benzetir. Onlar için: "Belhum adal” tabirini kullanır.

 

 

 

 

Az Bulunuyor!

 

Gezsen kâinatı bulurum diye,

Ruhu temiz duran az bulunuyor,

Sohbetle derdini alırım diye,

Gönüllere giren az bulunuyor!

 

Hakka ibadettir halka hizmetler,

Kur'an içindeki nice hikmetler,

Allah'ın lütfudur güzel nimetler,

Gerçekleri gören az bulunuyor!

 

Kılık kıyafetler adam etmiyor,

Şölen ziyafetler lezzet katmıyor,

Maskeli tavırlar özde tutmuyor,

Sevdiğini saran az bulunuyor!

 

Rabtan uzak kalan tefekkür bilmez,

Masivaya dalan tezekkür bilmez,

Kula nankör olan teşekkür bilmez,

Kalbi Hakka varan az bulunuyor!

 

Leyla'yı bulanlar Mecnunu bilir,

Müslüman olanlar mahbubu bulur,

Nefsini bilenler Rabbini bilir,

Hakikate eren az bulunuyor!

 

 

Allah'ın İşi!

 

Şu evren bilmece, insan zerresi,

En büyük yaratış, Allah'ın işi,

Hakkın kudreti her bir küresi,

Yoklardan var ediş, Allah'ın işi!

 

Oku da incele, yaz muammayı,

Tefekkür ederek, çöz muammayı,

Hesap eyle gözet, öz muammayı,

Kendine yar ediş, Allah'ın işi!

 

Erenler ikramı, elden düşürmez,

Allah'ın adını, dilden düşürmez,

Âşık aşka gelir, halden düşürmez,

Cananı ar ediş, Allah'ın işi!

 

 

 

 

 

 

Bu kader kitabı, okunasıdır,

Yapılan hatalar, dokunasıdır,

Günahtan cürümden, sakınasıdır,

Şeytanı har ediş, Allah'ın işi!

 

Rabbin sözlerine, aymaz değiller,

Kur'an mesajına, uymaz değiller,

Rahmani kelamdan, caymaz değiller,

Mihmanı kâr ediş, Allah'ın işi! (19 ŞUBAT 2022)


Yazarın Diğer Yazıları