Olimpiyat Yarışlarını Tokyo Kazandı

Tokyo, 2020 Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapmaya hak kazandı. Spora da siyaset bulaştı! Nedenine gelince; Japonya’da daha önce de Olimpiyat düzenlenmişti. Tekrar bu ülkeye verilmesi, kararda siyasetin öne geçtiğini gösteriyor. Neden siyaset olduğunu, gazete manşetlerine bakarak da söyleyebiliriz;
 Hürriyet gazetesi ABD’nin İstanbul Başkonsolosu’nun;
-“Tarih 1453’te başlamadı, İstanbul’a yüklenmeye devam edilip, her şeyin merkezi yapılamayacak”,
Akşam Gazetesi; “Çapulcu Mutlu”,
 Ortadoğu; “kaybetmek AKP’nin Soyadı oldu”,


Güneş; “Tokyo’ya sevinenler var”… şeklinde manşetten verdiler!
Nereden bakarsak bakalım gerçekten işin içinde siyasetin olduğu açık! ABD İstanbul başkonsolosunun sözlerinde bunu net olarak görüyoruz! Zira Başbakanımız; İstanbul için dev projeleri devreye sokacağını söyleyince yer yerinden oynamıştı! Neydi o projeler bir hatırlayalım;
Kanal İstanbul, 3. Havalimanı, Yavuz Selim Köprüsü… bütün bu projelerden; İngiltere, Almanya ve diğer batı ülkeleri rahatsız oldular! Dolayısıyla Taksim Gezi parkında “ağaçları” bahane ederek, hükümeti alaşağı etmenin provalarını yaptılar! Özellikle “sol gruplar, terörist örgütler… mal bulmuş mağribi gibi bu eyleme sarıldılar! “nasıl darbe yaptırırız da, hükümeti deviririz” senaryolarını sahnelemeye gayret ettiler! Ama tutmadı! Hükümetin, dirayetli oluşu, siyasette aklı ön plana alması, Samimiyeti ve tek başına hükümet oluşu… bu oyunları bozdu!
Durdular mı? Hayır! Durmadılar, durmuyorlar ve durmayacaklar! Şimdi de Olimpiyat konusunda, “Şimdi Türkiye’ye ders verme zamanı” diyerek, siyasetin çirkin yüzünü gösterdiler! Akşam gazetesinin; “Çapulcu Mutlu” manşeti bunu net olarak gösteriyor!
Ortadoğu gazetesinin; “Kaybetmek, AKP’nin soyadı oldu” ifadesi, meselenin ne kadar siyasi olduğunu ortaya koyuyor!
Muhalefet, içerden ve dışarıdan kuşatmaya çalışıyorlar Hükümeti! “Bir an önce gitmeli, açılım mavalıyla milleti uyuttu, teröre prim verdi, ülkeyi böldü…”
Halbuki; yapılanları takdir etmek, eğer hata varsa usulünce söylemek, bilhassa yurt dışında Türkiye’yi şikayet etmek gibi bir yanlışa düşmemek doğru olandır. Hani bir sözümüz var, “kol kırılır, yen içinde kalır” deriz. Aynen bunun gibi. Olan oldu, önemli olan bundan sonrası için daha iyi organize olup, 2020’den sonraki Olimpiyatlara hazırlık yapmak.


Milletçe, el ele, kol kola, gönül gönüle verip; “ülkemizi yarınlara nasıl ulaştırırız? Türkiye’ye gelecek nesillere nasıl, kalkınmış, ilerlemiş, müreffeh bir ülke olarak devredebiliriz?” in hesabını yapmak olmalıdır.
Unutmayalım; hepimiz bir gemideyiz. Gemi su alırsa, hepimiz batarız! Mevlana şöyle der;
  “Kendine gel, ağzını yum. Fitne, dudaklarını açtı. Kuru sözlere giriş, doğrusunu Allah iyi bilir.”
“Onu anlamanın afeti, sözdür, haldir. Kanı kanla yıkamanın imkânı yok.”
“Bedenin secdegahı olan mescid, gönüldür. Kötü dost da her yerde mescidde biten keçiboynuzudur.”
“Sende kötü dostun sevgisi peydahlandı mı kendine gel. Ondan kaç, onunla az konuş, görüş.”


Yazarın Diğer Yazıları