Ölüm Gerçeği

Şırnak'ın Şenoba Tugay Komutanlığı'ndan kalkış yapan AS 532 COUGAR tipi helikopterin, kalkışından kısa bir süre sonra yüksek gerilim hatlarına takılması sonucunda düşmesi ile içinde bulunan 13 personel şehit oldu. Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. 

Elbette ateş düştüğü yeri yakar ve yaktı! Ama, bu gerçekten de kaçılmaz. Nerede olursak olalım, yaşımız kaç olursa olsun, hangi makam ve mevkide bulunursak bulunalım mutlaka zamanı gelince ölüm yakamıza yapışır. Onun için ona hazır olmak durumundayız. 

 

Bunun için cahit Sıtkı taranucı şöyle seslenir;

"Ne'ylersin ölüm herkesin başında,

Uyudun uyanamadın olacak.

Kim bilir, nerde, nasıl kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında!”

 

Tahirü'l Mevlevi de;

 

"Eli boş gidilmez gidilen yere,

Rabbim boş gelmedim suç getirdim!

Dünyalar çekemezken bu ağır yükü,

İki büklüm sırtımda pek güç getirdim” der. 

 

Evet, iki hafta önce, oğlumun kayın biraderini 27 yaşında, sapasağlamken kaybettik! Hiç bir şeyi yoktu; ne hastalık, ne bir başka şey! "kalp krizi” dedi doktorlar. Daha hayatının baharındaydı. Annesi ne hayaller kurardı. Askere gidecekti, vatanı bekleyecekti! Evlenip çoluk çocuğa karışacaktı! Annesine, "Anne sana ev alacağım” dermiş! 

Herkesi bekleyen bir gerçek var; ölüm!

 

"Her canlı ölümü tadacaktır…” (âl-i imran/185)

"Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de, Allah'ın huzurunda toplanacaksınız!” (âl-i imran/158)

"Ölüm güzel şey, budur perde arkasından haber!

Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber?”

(N. F. K)

"Hiç kimse, bu dünyadan canlı çıkmıyor.” (Leo BuscagHa)

Mevlana, ölüme gülümsüyor. Zaten ölüme gülümsemeseydi, ölümü; "ŞEB-İ ARUS” olarak nitelemezdi. Mevlana'yı ölüme gülümseten, ölümü düğün gecesi kılan duygu; "Ben Kur'an'ın kölesiyim, Muhammed Mustafa'nın yolunun tozuyum” anlayışıdır.

Ölümün Mevlanacasına; Ölümün Müslümancası demek en doğru olandır. Zira Mevlana, ölümün güzelliğini Kur'an'la buluyor. Kur'an ahlakıyla ahlaklanan herkesin Müslümanca ölüme sahip olacağı kesindir. Şöyle demek yanlıştır; "ne yapalım, biz Mevlana değiliz ki ölümü Şeb–i Arus yapalım…” Allah, Kur'an'da; "Başkasına benzeyin, başkasını taklit edin, kendi aklınızı kullanmayın” demiyor. Bu açıdan bakınca Mevlana'nın şu sözlerine itibar etmemek mümkün olamamaktadır;    

Ölümü güzelleştirmek için, Mevlana deyişiyle, "Şeb-i Arus” kılmak için Kur'an'ı ve Resulullah'ı örnek almak kaçınılmazdır. 

Hz. Peygamber (s)'in "Ben, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" hadisindeki espri ve Kur'an'ın O'nu prototip olgun bir Müslüman örneği şeklinde ön plana çıkarması, sufilerin dikkatlerinden kaçmayan, önemli bir husustur. 

 

Kınalı Kuzularım!

 

Kınalı kuzularım yine kınalandı!

Kahraman yiğitlerim kana bulandı!

"Ey şehitoğlu şehit,

İsteme benden makber,

Sana ağuşunu açmış,

Duruyor peygamber!"

Sen ki, en yüce mertebedesin!

Sen ki; ilahi derecedesin!

Makamların en ulvisi verildi,

Cennet önünüze serildi!

Büyük müjdedesiniz,

Peygamberle aynı yerdesiniz!


Yazarın Diğer Yazıları