Pegida ve İslamofobi’ye karşı İslam Birliği!

Paris katliamı İslamofobi'yi körükledi. Avrupa'da İslam ve müslüman karşıtlığı da zirve yaptı. Son 24 saat içinde Fransa'da birçok cami saldırıya uğradı. Almanya'da yapılan araştırmaya göre de ülkede müslüman olmayan toplumun yüzde 61'i İslam'ı tehdit olarak görüyor.
Avrupa'daki son cami yakma olayları ile islamofobinin yükselişi yeniden dünya gündemine geldi. Göçmen ve İslam karşıtı eylem yapan Pegida hareketi sürüyor. Almanya’da Ekimden beri her Pazartesi göçmen ve İslam karşıtı eylem yapan Pegida hareketinin Dresden’deki gösterisine katılım 17 bin 500’e ulaştı.
Almanya ilk kez Pegida adını Ekim ayında duydu. Pegida’nın 12 kurucusu arasında öne çıkan isim ise Lutz Bachmann. Almanya’nın göç ve uyum politikalarına eleştiriler getiren sivil hareketin başındaki Lutz Bachmann’ın sicili ise oldukça kabarık; Adam yaralamak, gasp ve hırsızlıktan sabıkalı. Bachmann şimdi ülkenin en büyük sivil hareketinin başında duruyor.
Almanya’da Pegida kısaltmasıyla ortaya çıkan Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar adlı oluşum ülkeyi adeta ikiye bölmüş durumda. Bir kesim Pegida’nın ciddiye alınması gereken vatandaşlardan oluştuğunu savunurken, diğer kesim, İslam, göç ve mülteci karşıtı söylemlerinden dolayı söz konusu oluşumu “ırkçılıkla” suçluyor.
Pegida’nın ortaya çıkıp, güçlenmesiyle birlikte Almanya’da camilere yönelik saldırılarda da artış gözlendi. Cami kundakçılarının Pegida ile bağlantıları tam olarak bilinmiyor ama artan saldırılar Türkleri kaygılandırıyor.
Geçen yıl Ekim ayında kendini “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar” (PEGİDA) diye niteleyen ve 200-300 aşırı sağcının desteği ile Almanya’nın Dresden kentinde başlayan harekete karşı tepkiler artarak büyüyor. Son olarak 5 Ocak’ta Köln’de binlerce insan meydandan ara sokaklara kadar toplanarak göçmen ve İslam karşıtı hareketi protesto etti.
“Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar” hareketi PEGİDA, Dresden dışında pek destek bulmasa da göç ve İslam konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. İslam’ı bahane edip, yeni ırkçı söylemlerle öne çıktı!
Adı ne olursa olsun, ortada; “İslam’a karşı oluş” gibi bir nefret geliştiriliyor! Avrupa’daki Müslümanların varlığından, ekonomik yönden gelişme göstermelerinden, Avrupa’nın İslamlaşmasından korku söz konusu! Bu korkuyu yayanlar; islam’ın gelişmesinden rahatsız olanlardır.
    “Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar” (PEGİDA)’yı kuruyorlarsa, Müslümanların da; “İslam Birliği”ni kurmaları gerekmektedir. İslamofobi, Pegida ve buna benzer ne kadar, İslam’a düşman, Müslümanları haritadan silmeye yönelik hareket varsa, bunlara karşı tek vücut olmak, birliği korumak, Kur’an istikametinde bir yol izlemek kaçınılmazdır!
Ne AB, ne Nato, ne BM, ne de bir başka ittifak, Müslümanlara yarar sağlamıyor! Şimdiye kadar sağlamamıştır! Sağlamış olsaydı Türkiye’nin başına terör belası sarılmazdı. Eğer bu ittifaklar insanlığa hizmet etseydi, Irak, Suriye, Mısır, Filistin, Gazze ve Ortadoğu’da barışı hakim kılarlardı! Eğer gerçekten dünyada huzuru getirmek isteselerdi, İsrail’in kan dökücülüğüne karşı “dur” derlerdi!
Bu ittifaklar, Doğu Türkistan’daki zulmü görmezden geliyor! Paris’te katliam olunca ayağa kalkanlar, Müslümanlar katledilirken neden sessizliğe bürünüyorlar? İsrail, durmadan kan döküyor! Türkiye dışındaki ülkelerde tık yok! ABD, Irak’a; “demokrasi getireceğim” diye girmişti! Ne oldu? yangın yerine döndü! Suriye yanıyor! Adı geçen bu ittifak yapılan ülkelerden engelleme geliyor mu? Türkiye; terörü kökünden kazımak için her türlü çareye başvuruyor! “Süper ülkeler(!)” tavşana kaç, tilkiye tut politikasını uyguluyor!     
Elbette; isimlerin başına; “İslam, Hak, Kur’an, Hizbullah….”  Gibi kutsalları koyarak katliam yapmanın İslam ile hiçbir ilgisi yoktur. Paris’teki katliamı tasvip etmek de mümkün değil. Dünyaya nizamat verecek bu ittifakların, adam gibi ve adil bir şekilde olması gerekmez mi?


Yazarın Diğer Yazıları