RAMAZAN SOHBETLERİ (5)

Her birimizi ilgilendiren, hayatımızı düzene koyan, sosyal ilişkilerin rayına girmesi daha doğrusu kendi iç alemimizde huzurlu olmanın yollarından birisidir Tövbe.

Tövbe, bir çeşit temizlik aracıdır. Geçmişi silen, yok eden, suçlarda, günahlarda bir daha düne, maziye dönmemeyi sağlayan, insan-ı kamil derecesine yükselten bir itila vasıtasıdır.

Âlimler, günahtan tövbe etmenin vacip olduğunu söyler. İşlenen günah yalnız Allah'a karşı olup kul hakkını içine almıyorsa, bu tür günahtan tövbe etmenin üç şartı vardır;

1.O günahı kesin olarak terk etmek,

2.günah işlediğine pişman olmak,

3.Günahı bir daha işlememeye karar vermek.

Bu üç şarttan biri eksik olursa tövbe geçerli olmaz. Eğer işlenen günah, insan hakkını lgilendiriyorsa, o tövbenin dört şartı vardır. Bu, yukarıdaki 3 şartla birlikte 4. Şart; hak sahibinin hakkını ödemektir. Eğer bu hak, mal ve benzerleri ise tövbe eden kimse, onu sahibine iade eder. Yani parasal hak söz konusu olmuşsa, bunu yıllarca önce almış ise bu günün değerinden ödemek yapmak zorundadır. Değilse yıllarca önceki paranın değeri ile, bugünkü paranın değeri bir değildir.

Önemli olan hak yememeye, kul hakkı ihlal etmemeye gayret gösterilmelidir. Rabbimiz;

"Kul hakkıyla karşıma gelmeyin” buyurur. Allah'ın affetmediği günahlardandır kul hakkı.

Rabbimiz;

"Ey Müminler! Hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.” (Nur/31)

"Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O'na tövbe edin.” (Hud/3)

"Ey iman edenler! Allah'a içtenlikle tövbe edin”( Tahrim/8) buyurur.

 

Sevgili peygamberimiz:

"Bir kimse, güneş batıdan doğmadan (Kıyamet kopmadan) önce tövbe ederse, Allah, onun tövbesini kabul eder.”

"Günahına tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir.” Buyurur.

Dostlarım, kıymetli okurlarım, ne güzel umut vaad eden ifadeler değil mi? İnsanın, bu güzel ve bizi hayata bağlayan sözler karşısında günah bataklığında bocalaması söz konusu olabilir mi?

Rabbimiz, her fırsatta bizi kurtarmak, gayyaya düşmemizi engellemek için her an imkânlar sunuyor. Bu açıdan denir ki; "Allah'ın merhameti, bir öz annenin evladına olan merhametinden daha fazladır.” İşte bu imkânlardan bir tanesi, içinde yaşadığımız Ramazan ayı.

İbrahim Ethem'e bir genç gelir ve der ki;

"Kıymetli Şeyhim, ben günah işlemek istiyorum”

İbrahim Ethem:

"Fakat günah işlemenin üç şartı var. Onları yerine getirirsen, rahatlıkla günah işleyebilirsin” karşılığını verir. Genç;

"Bu üç şart nedir şeyhim?” deyince, Üstat;

"1.şart, öncelikle günah işleyeceğin varlığın görmediği yerde günah işle.” Deyince genç;

"Üstadım bu mümkün değil. O'nun görmediği yer var mı?”

"O zaman günah işleyemezsin” der İbrahim Ethem.

2.şarta gelince; "Günah işlemek istediğin varlığın olmadığı yerde günah işle. 3.şart, günah işlemek istediğin varlığın nimetlerini yeme” deyince genç; "bunların hiç birisi mümkün olmayan şeylerdir. Karşılığını verince, İbrahim Ethem, "Öyleyse günah işleyemezsin.” Diyerek, bizlere önemli bir ders verir.

 

 

Bir Allah Var!

Akan suyun zerresinde,

Hayat veren bir Allah var,
Şu dağların zirvesinde,
Hakkı yazan bir Allah var!

 

Ağaçların yaprağında,
Dünyaların toprağında,
Caddesinde sapağında,
Desen çizen bir Allah var!

 

Her gün her an heyecanla,
"Ya hu” diyen her bir canla,
Zikir eden tüm cananla,
Dertler çözen bir Allah var!

 

Dilârânın kelamında,
Dilrubânın selamında,
Muhabbetin meramında,
Dostça gezen bir Allah var!

 

Yiğitlerde tüm erlerde,
Sabah vakti seherlerde,
Hasret dolu bu yerlerde,
Kulu sezen bir Allah var!

 

Ayet ayet surelerde,
Zaman zaman sürelerde,
Gezdiğimiz yörelerde,
Gönle sızan bir Allah var!

Yazarın Diğer Yazıları