Sana Ne, Türkiye’nin İçişlerine Niçin Karışıyorsun?

Almanya Cumhurbaşkanı Türkiye’ye geldi. Çankaya Köşkü'nde başladığı eleştirilerine ODTÜ'de de devam etti. Gauck, "İtiraf ediyorum gelişmeler beni korkutuyor. Söylediklerimi içişlerine müdahale olarak algılamayın.
İçişlerine karışmamaktan dem vuruyor ama; Kuvvetler ayrımının kısıtlanmasından, yargı bağımsızlığına, internetin kısıtlanmasından medyaya uygulanan baskıya, MİT yasasından, Gezi protestolarına kadar birçok konuda konuşmalar yapıyor.
ODTÜ öğrencilerine, "Yerleşkenizin açık ve liberal görüşlerin yeri olduğunu duydum" diye sesleniyor! Şöyle diyor;
"Türkiye'de sizler için Almanya'da ne olduğu nasıl önemsiz değilse, bizler için Almanya'da, Türkiye'de ne olduğu önemsiz değil. Bu yüzden kaygı duyduğum bir noktaya değinmek isterim. 50 yaşıma kadar neyin hukuk ve neyin hukuksuzluk olduğuna bir komünist partinin karar verdiği sistemde yaşadım. O gün bugündür hep demokrasinin avantajlarını yaşayarak emin oldum. Almanya kuvvetler ayrımına saygı duymaktadır. Demokrasinin sağladığı kazanımı yaşama tecrübesinin etkisiyle herhangi bir yerde hukuk devletini ve birçok ülkede denenmiş olan kuvvetler ayrımını kısıtlama eğilimini gördüğüm zaman bunu özel bir kaygı duyarak izlerim.
Dolayısıyla bugün burada hükümetin, hoşuna gitmeyen çok sayıda savcı ve polisi yerinden alışı, çarpık gelişmeleri aydınlatmalarına engel olur. Hükümet kararları kendi lehine etkilemeye veya hoşnut olmayacağı kararlardan kaçınmaya çalışırsa yargı bağımsızlığı hala güvence altında olur mu diye soruyorum.
Kimi Türk vatandaşı ve kimi Türk siyasetçi bu tarz eleştiriyi kabul etmekte zorlanabilir. Kimisi haksız ya da istenilmeyen bir eleştiri olarak geri çevirebilir. Beni lütfen yanlış anlamayın. İfade ettiklerim içişlerine müdahale değil, eşit düzeyde paylaşım arzusu. Söylediklerim totaliter bir devlette uzun yıllar edinmiş olduğum deneyimler sonucunda demokrasinin savunucusu bir vatandaşın duyduğu kaygılardır.
Bir demokrat olarak, kendi ülkem olmasa da ne zaman hukuk devletinin tehlike altında olduğunu görsem o zaman sesimi yükseltirim. Sesim insanlar içindir; onurları, özgürlükleri ve fiziksel dokunulmazlıkları içindir. Bizler de başka ülkelerin tavsiyelerini dinlemeye hazırız. Almanya'da işlenen cinayetlerden sonra soruşturmaların tek yönlü olduğuna yönelik eleştirileri kabullenmek zorundaydık ve kabullendik.
…………
Daha buna benzer birçok maval okuyor! “Maval” diyorum, zira her cümlesi, her kelimesi, her harfi AK PARTİ hükümetinin icraatlarını eleştiriye yönelik! Aslında AK PARTİ  değil, Türkiye’nin; kalkınması, demokratikleşmesi, devlet içine çöreklenen yasa dışı örgütlerin temizlenmesi, terörün bitmesinden rahatsız olmadır!
Eğer amacı; insani bir bakış açısı ise, taksim gezi parkı ile başlayan ve daha sonra akışı, Ülkenin ayaklarına pranga vurmaya doğru ilerleyen, seçim arefelerinde her türlü argümanları kullanmak, dünyada söz sahibi bir ülke olmasını istememek, sol örgütleri devreye sokarak, barışı baltalamak, kardeşliğin temeline dinamik koymak olan olayları neden eleştirmiyorlar?
Olaylara baktığımız zaman açık ve net olarak görürüz! 3. Hava alanı, 3. Köprü, kanal İstanbul… projelerinden neden rahatsız oluyorlar? 2023 söylemi, dünyanın hafakanlarının kalkmasına sebep oldu! Çünkü 2023, Lozan anlaşmasının 100. Yılı. Yani süresi bitiyor! Artık, boğazlardan yabancı gemiler parasız geçemeyecek, bundan sonra dünyanın her köşesinden gelen uçaklar, 3. Hava alanına inip kalkarken para ödeyecek! Dolayısıyla ülke kasasına para girecek! Yer altı madenlerimizi, petrolümüzü, doğalgazımızı… kendimiz çıkartıp, işletecek ve dışarıya satacağız! Bu da; kalkınmaya, zenginleşmeye ve özgürleşmeye bir yol açmak demektir. Bundan memnun olur mu batı? Kalkınan, her alanda söz sahibi olan bir Müslüman ülke isterler mi?


Yazarın Diğer Yazıları