Sayın Başbakanım Şeb-i Arus’a Hoş Geldiniz

Bugün Hz. Mevlana’nın sevgilisine kavuştuğu düğün gecesi! Yani; ŞEB-İ ARUS! Şeb-i Arus için, dünyada iken güzel yaşamak, insani ilişkileri iyi tutmak, kimseyi incitmemek ve kimseden incinmemek gerek. Bunun Peygamberî izahı; “ölmeden önce ölmek”tir.
Hz. Pir’e atfedilir ama İranlı bir şaire ait olan ve güzel olan bir söz; “ne olursan ol gel, ister Mecusi, ister putperest, bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir. İster tövbeni bin kere bozmuş ol yine gel…” güzelliğine uyarak her yıl dünyanın dört bir tarafından akın akın insanlar Konya’ya geliyorlar!
Bu söz, dili iyi kullanmanın, insanlarla iyi bir iletişime girmenin, kırmamanın yolunu gösteriyor bizlere. “Mevlana’yı seviyoruz, o iyi bir mutasavvıf, bir düşünür, bir veli…” demek yetmiyor. Hele onun türbesini ziyaret etmek, türbede duygusal anlar yaşamak da bir şey kazandırmaz! Yukarıda ele aldığımız; “gel…” sözü; gel ama geldiğin gibi kalma. Ne kadar kötülük, ne kadar olumsuzluk, ne kadar çirkinlik varsa hepsini bir kenara koy. Yani; “adam ol” hayatına çeki düzen ver… gibi çok derin manalar taşır.
Her yerde, her mekân ve her zeminde kullanabiliriz bunu. Bugün ülkenin yöneticileri, siyasi liderleri de Konya’da olacaklar. Hoş geldiler sefalar getirdiler!
Evet, bugün Konya bir başka güzel! Zira 115 eserin toplu açılışı yapılacak! Geçen yıl “10.000 kişilik salon gerekli Konya’ya” demişti Başbakanımız! Belediye başkanımız da kolları sıvadı ve yapımına başladı. En kısa zamanda yani bir yıl içinde bitirildi! Güzellikleri, Konya’da bizzat görüyor ve tanık oluyoruz! Aynı güzellikler Türkiye’nin her yerinde kendini gösteriyor! Ülkenin her yeri şantiye gibi!
Rahmetli Erbakan Hocamın çok güzel bir sözü vardı; “Bizim belediyelerimiz, tekeden süt çıkarır” derdi. Gerçekten de öyle! O zaman belediyeler, bu, çalışkan, inançlı, ülke sevdalılarının elindeydi, şimdi bütün Türkiye bu değerli insanlara teslim!
Bakınız; her alanda hizmetler devam ediyor! Bundan 11 sene önce neydi? Şimdi ne halde? Daha önce, mafyalar, cuntacılar, faili meçhuller, terör, ırkçılık… ayyuka çıkıyordu! Devlet, hakkından gelemiyordu veya gelmiyordu! Rayında yürüyen bir hükümet olunca hemen darbeye başvuruyorlar ve alaşağı ediyorlardı! Yalan ve düzmece iddianamelerle, gazete haberlerini iddianame kabul ederek parti kapatmaya tevessül ediyorlardı! AK PARTİ  hükümetlerinin, akıllı, dirayetli, kararlı ve gerçekten samimi ve ülkeye hizmeti ibadet kabul eden tutumu sayesinde bu kötü günler geride kaldı!
Bütün siyasiler, “darbe anayasasından bir an önce kurtulalım” diyorlardı! Bunun için Meclis’te, “Anayasa Komisyonu” kuruldu. Çalışmalar başladı. Ama bir arpa boyu yol alamadı! Muhalefet partileri ipe un serdiler! Hükümetin olumlu hiçbir icraatına, “tamam, el birliği içinde yapalım” demediler, demiyorlar!
Durum bu merkezde olunca buradan alınan hoşgörü havasını, TBMM’de, siyasi platformlarda da kullanamaz mı siyasiler? Mevlana’nın bu sözleri sadece bir günlük, hamasi, buradan Ankara’ya, İstanbul’a veya her hangi bir yere gidince unutulması gereken bir anlam taşımıyor ki!   
Akşam icra edilecek olan Şeb-i Arus’ta her siyasi; birlik olmaktan, kardeşlikten, hoşgörüden… dem vuracaklar! Pekiyi bu sözler, burada kalacak mı? Şimdiye kadar kaldığı gibi! Geçen yıl da aynı sözler edilmişti, ne oldu? Şeb-i Arus bitti, o sözler de havaya gitti öyle mi?
Haydi o zaman, bugün, Konya’da Mevlana Kültür Merkezi’nde Şeb-i Arus’ta teneffüs edilen bu güzellikler TBMM’ye yansısın! Meclis’te yapılan seviyesiz konuşmalar yerini insani konuşmalara bıraksın. Ankara’ya gidince bir an önce yeni anayasanın yapımı için bütün siyasi partiler seferber olsun!


Yazarın Diğer Yazıları