İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
Kötü Koku Kimden Geliyor?
Lütuf ve İmtihan Vesilesi İrade
Cevat Hoca Yine Yaptı Yapacağını
İlk Kelimemiz Son Sözümüzdür Türkçe
Kripto varlık yasası dijital tosuncukların hareket alanını daraltı
TRUMP-ŞARA GÖRÜŞMESİ VE DELİ SORULAR.
Mülakat sistemi değişiyor mu?
İLÂH, RAB, İBADET VE DİN KAVRAMLARI
Mücadelesizlik ve Umursamazlık Varsa
Konyaspor’da Değişen Yok
DÜNYAYI YÖNETEN KÜRESEL ÇETELER
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
SANDWİCH -EKMEK ARASI
BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Bugünkü yazımda siz kıymetli okurlarıma; "SERENCAM” adıyla kaleme aldığım ve lebalep hatıralarla dolu kitap çalışmamdan; "Aymanas Anılarımı” anlatacağım. Bu kitap çalışmam, bu abd-i acizin hayatını acı ve kahır dolu günlerini anlatır.
1949 yılında Aymanas'ta doğdum, büyüdüm.
Çocukluğumun geçtiği, acı tatlı hatıraların yaşandığı, dostluklar, komşuluklar, el ele tutuşarak iş yapma yani imece usulünü, bağ bozumu şenliklerini, pekmez kaynatma mutluluğunu… yaşadığım mahalle Aymanas.
Kerpiçten, iki katlı, Önünde seki, avlu ve küçük bir bahçesi olan evde dünyaya geldim. Arka tarafta; büyük bir üzüm bağı ve meyve ağaçları bulunuyordu. Her türden meyve mevcuttu. Ev halkı yesin, meyve ihtiyacını karşılasın, fakir fukara ve yolcular yesin diye dikilmişti ağaçlar.
Üzüm bağı, mekânımızdı. Omcalara alaca düştüğü andan itibaren bağa gider, yiyebildiğimiz kadar yerdik. Bağdaki ağaçlar, sıcaktan koruyan şemsiye görevi görüyordu. Hem kitabımı okur, hem şiirlerini yazar, hem de Allah'ın nimetlerinden yararlanırdım. En sakin, en asude yerdi bağ. Ders çalışmak için de bulunmaz bir dershaneydi. Havası temiz, yeşiller arasında, şırıl şırıl suyun aktığı bir ortam. Cennetten bir köşeydi sanki. Arayan beni bağda, ağaçların altında bulurdu.
Bağ bozumu zamanı, evde ve komşularda büyük bir telaş başlardı. Kışa hazırlık için; kayısı kurutmalar, reçel yapmalar, pekmez kaynatmalar, turşu kurmalar…bunların ayrı bir tadı vardı.
Pekmez kaynatmak, başlı başına merasimdi. Pekmezlik üzümler, çaraşlara doldurulur, çuvallar içindeki üzümler iyice çiğnenir, çaraşın musluğundan akan şıra, kaplarla büyük leğenlere alınır, leğenin içine pekmez toprağı konurdu. Ateşin üstünde pekmez kıvamını buluncaya kadar kaynatılırdı. Kaynatma esnasında üzerinde biriken köpükler kevgirle alınırdı. Pekmez köpüğü yemenin tadına doyulmazdı. Ayva veya dut yaprağıyla yenirdi köpük. Pekmez köpüğü yeme merasimi ayrı bir zevkti. Komşularla imece usulü çalışmalar sonunda işler kısa zamanda bitirilirdi.
Kalfalar'ın büyük bahçesi vardı. Büyük bahçeye "Harım” denirdi. Güz mevsimi, bağ bozumu zamanı gelince buradaki çalışmalara tüm mahalleli katılır, el ele iş yapılırdı. Aymanas'ta (Kalfalar Mahallesi), komşular birbirlerine yardım etmekten haz alırdı. Yalnızca bağ bozumunda değil, her vakit imece ile iş görmek Aymanas'ın vaz geçilmez özelliğiydi. Bu özellik aynı zamanda Müslüman-Türk'ün özelliğiydi.
İmeceyi kaldırdığınız, yardımlaşmayı yok ettiğiniz zaman ortada, destek, sevgi, muhabbet… kalmazdı. Türk insanını ayakta tutan bu meziyetti. Dünyada Müslüman-Türklerden başka kimsede bunu göremezdiniz. Vakıfların, hayır kurumlarının kuruluş esprisi buydu. Milletimizi ayakta tutan ve dünyada adını duyuran ve uzun süre ayakta kalmasını sağlayan bu unsurdu.
Aymanas (Aya Mannis veya Aya Manos), Osmanlı döneminde bir köydür. Manosya isimli bir Hıristiyanın isminden dolayı bu semte; "Aymanas” adı verilmiştir. "Manosya” olarak da söylenir. Semt, Büyük Aymanas ve Küçük Aymanas olarak ikiye ayrılmaktaydı. Halk;
-"Aymanas” ismi,"Ayminas” isimli bir gayri Müslimden dolayı bu ismi almış” diyor.
Aymanos, XV. Yüzyılda Konya'ya bağlı bir köydü. Ahalisi, XVI. Yüzyılda, öşürden muaf olmak için Konya merkezine göç etti. Bu nedenle Aymanos, Konya'nın sayfiyesi haline geldi. Nitekim XVIII. Yüzyılda bağ ve bahçeleri ile meşhur bir yöre idi. Sonradan Konya ile birleşerek bir semt haline gelmiştir.
Küçük Aymanas adı; Kalfalar Mahallesi olarak değiştirildi. Şimdi de uzun Harmanlar oldu. Hacı kaymak Camiinin ilerisinde yol ikiye ayrılır. Sağdaki yoldan Hasan Köy'e gidilir. Hasan Köy; bugün mahalle olmuştur.
Aymanas
Yeşile boyanmış bahçesi bağı,
Sevdiğim mahalle şirin Aymanas,
Herkesi sarıyor dostluğun ağı,
Sevdiğim mahalle şirin Aymanas!
Dostluk bahçelerinde koşuyorduk,
Konya lehçeleriyle coşuyorduk,
Saf çocukluğumuzu yaşıyorduk,
Sevdiğim mahalle şirin Aymanas!
Tozlu sokaklarda oyun oynadık,
İksirli suyunu içtik doymadık,
Komşumuzdan kötü sözler duymadık,
Sevdiğim mahalle şirin Aymanas!
İlgiyle büyüdük bu yörelerde,
Büyüğe saygı vardı törelerde,
Arıyorum her an acep nerelerde?
Sevdiğim mahalle şirin Aymanas!
Bahar aylarında çiçek açardı,
Rengarenk gülleri koku saçardı,
Bülbül aşka gelir serden geçerdi,
Sevdiğim mahalle şirin Aymanas!
Tüm çocukluğuma el âlem tanık,
Verdiğim emeğe melalim tanık,
Camiler ezanlar hilalim tanık,
Sevdiğim mahalle şirin Aymanas!
İyi ki Konya'da doğdum, Konya'nın ekmeğini yiyor, bu şehrin nimetlerinden yararlanıyorum. Bu başkentin; kültür ortamından faydalanıyorum. Bu şehre borcum var. Yaşadığım sürece bu borcumu ödemek için elimi değil gövdemi taşın altına koydum ve aynı minvalde devam edeceğim.
Aymanas Serencamım 1963 yılında sona erdi. Konya Serencamım devam ediyor.
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM
SAMİMİYET
ŞİİR AŞKINA
RUBAİ ÇALIŞMALARIM
MEVLANA’NIN TEFEKKÜR ANLAYIŞI VE BİZLER!
HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
SADREDDİN KONEVİ’NİN EVRENSEL MESAJLARI
HECE ŞİİRLERİ VE RUBAİLERİM
DİLÂRÂ OLABİLMEK