SODOM VE GOMORE

Sodom ve Gomora;  "işledikleri günahlardan ötürü gökyüzünden yağan ateşle yok edildiği" anlatılan bu iki kentin, İsrail'deki Şeria Irmağından Doğu Afrika'da Zambezi Irmağına uzanan Büyük Rift Vadisinde MÖ y. 1900'de meydana gelen bir depremle yok olmuştur.

Arkeolojik bulgular bölgenin Orta Tunç Çağında (MÖ y. 2000-1500) ekilebilir olduğunu, tarım yapmaya yeterli tatlı su kaynaklarının da bulunduğunu göstermektedir. Bu nedenle İbrahim peygamberin yeğeni ve ona inanan ilk kişi olan Lut, Sodom ve Gomora'nın yer aldığı Siddim Vadisini (Lut Gölü) hayvanları için otlak yeri olarak seçmiş olmalıdır. Sodom kentinin adı, denizin güneybatı ucundaki Sodom Dağından gelir.

Sodomlular, azgın ve ahlâksız bir kavimdi. Bu kavim, geçmiş milletlerde görülmeyen her türlü ahlâksızlığı işleyen bir topluluktu. İğrenç ve çirkin ahlâksızlıkları pervasızca işlemeyi ve hatta daha öteye gitmeyi âdeta meslek hâline getirmişlerdi. Kendilerine mani olmak isteyenleri ise susturuyorlar ve:

"Temizler aramızdan çıksın!” diyorlardı.

Bu kavimde iffet, haya ve namus unutulmuş, hayvan topluluklarında bile rast¬lanmayan bir denâet (alçaklık, âdîlik) baş göstermiş ve Kur'ân-ı Kerîm'de buyrulan "bel-hüm edall: hayvandan daha aşağı” bir seviyeye düşülmüştü.

İşte Lût -aleyhisselâm- böylesine bedbaht bir kavmi hidayete davetle görev¬liydi. Gece gündüz onların uyanışı için çırpınıyordu. Ayet-i kerimelerde O'nun bu gayretleri şöyle beyan edilmektedir:

"Kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: «(Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız? Bilin ki, ben size gönderilmiş emin bir peygamberim. Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin! Buna karşı ben sizden hiçbir ücret de talep etmiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir. Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinde erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!»” (eş-Şuarâ, 161-166)

Sodom halkı Lût -aleyhisselâm-'ı hemen yalanladı. Dâvetine uymadı. Bunun üzerine Lût -aleyhisselâm-, onlara yaptıkları ahlâksızlığın tehlikesini duyurdu:

"(Onlara:) «Dünyada sizden önce hiç kimsenin yapmadığı bir hayasızlığı mı yapıyorsunuz?» dedi.” (el-A'râf, 80)

Yaptıkları kötü fiillerin kendilerini felâkete götüreceğini bildirdi. Onlar da Lût -aleyhisselâm-'ı ülkesinden kovmaya kalkıştılar:

"Kavminin cevabı: «Onları (Lût'u ve taraftarlarını) memleketinizden çıkarın! Çünkü onlar, fazla temizlenen insanlarmış!» demelerinden başka bir şey ol¬madı.” (el-A'râf, 82)

Temiz kalmak, namuslu ve iffetli yaşamak, böyle azgın ve ahlâksız bir kavme göre suçtu. Kendilerinin manevî gıdaları pislik olduğu için temiz insan¬lardan rahatsızlık duyuyorlar ve:

"–Ey Lût! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, sürgün edilmişlerden ola¬caksın!” (eş-Şuarâ, 167) diyerek tehdit ediyorlardı. 

Allah; sapkın, zalim, fitne oluşturan, terör estiren, huzuru bozanların cezasını böyle verir. Rabbim, yeryüzünde huzuru sağlamak için insanlara görev vermiştir. Kim, onun aksini yaparsa Lut kavmini ve diğer peygamber kavimlerini helak ettiği gibi helak etmeye gücü yeter.


Yazarın Diğer Yazıları