Terörde Çözüm Süreci

Terörün bitmesi, bitirilmesi için hükümet var gücüyle çalışıyor! Bu hususu görebilmek için olaylara objektif bakmak yeterlidir. Neden Oslo süreci başladı? Niçin İmralı ile görüşülüyor? Oluk oluk para harcanıyor! “Bu istikamette baldıran zehiri de olsa ülkemizin huzuru için içeriz” diyen bir Başbakan ve yetkililer spor olsun diye böyle bir tavır içine girmiyorlar!     


Haberlere, çeşitli yorumlara bakıyorum, aman Allahım! Eğer bunların sözlerine, dediklerine inanacak olursa bu millet, ülke bitmiş, resmen teröre teslim olmuş, herkes esir durumuna düşmüş demektir! Devletin en yetkili kişisi yani Başbakanın sözleri taahüt niteliğindedir. Buna inanmayacağız da kime inanacağız? Şimdiye kadar dediklerinin aksini yapmadı. Onun için on yılı aşkındır iktidarda. Madde madde bu sözleri ele alalım;    
1.    “Bu istikamette baldıran zehiri de olsa ülkemizin huzuru için içeriz”  
Baldıran zehiri; Organizmaya girdiğinde kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, ağı, sem.
 Sokrates'in idamını gerçekleştirmek için kullanılmıştır. Dekart, "Düşünüyorum, öyleyse varım," dediğinde Sokrates, içinde baldıran otu olan kupası kaldırmış ve "İçiyorum, öyleyse yokum," demiştir. Su baldıranının en fazla zehir barındıran kısmı köküdür. Bir ısırık almak yetişkin bir insanı öldürebilir. Su baldıranı, kasların istem dışı şiddetli hareket etmesine ve ölüme yol açar.


Bu, çok büyük bir söz! Daha önce de, “biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık” demişti! Böylesine büyük, böylesine sorumluluğu ağır bir sözü söyleyen insanın mutlaka içinde ülkesini sevme aşkı yatar! Değilse, “bana oy gelsin de ne olursa olsun” anlayışı değil bu. Zaten “oy” düşüncesiyle hareket edenlerden, böyle derinlikte bir sözün çıkması mümkün değildir. Bu söz; “dün dündür, bugün bugündür” gibi, dipsiz, anlamsız ve günü kurtarmaya yönelik bir cümle değil! Bunu söyleyebilmek için insanın içinde; vatan aşkı olması lazım.   
2.    Tek millet, tek bayrak, tek devlet: bunun anlamı açık; tek bir millet; TÜRK MİLLETİ.    Tek bayrak; AY YILDIZLI, RENGİNİ ŞEHİTLERİMİZİN KANINDAN ALMIŞ OLAN AL RENKLİ BAYRAK! Tek devlet; TÜRKİYE CUMHURİYETİ. Bu tanıma bu topraklarda yaşayan herkes girer. Yani ister Türk, ister Kürt, ister laz, ister çerkes, ister ermeni, ister Arnavut… hangi ırktan, hangi düşünceden, hangi mezhep veya meşrepten olursa olsun bu vatanda yaşadığı müddetçe, adeta bal peteğine düşen sinek gibi bal olur çıkar! Mevlana'nın, “ne olursan ol yine gel; ister kafir, ister Mecusi, istersen bin kere tevbeni bozsan da yine gel. Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir.” Dediği gibi. Bunun içinde kimse dışarıda kalmaz. Ne etnik milliyetçiliği ne bölgesel, ne de dinsel milliyetçiliği saf dışı eden bir anlayıştır bu!  


3.    Terör örgütü silahlarını bırakıp ülkemizi terk ettikten sonra sıkıntı olmayacak.
İşte bu taahhüt; millete açıkça duyurulmuş ve gereği yapılacak olan bir taahhüttür! Bundan kaçmak mümkün olabilir mi? bunu, Başbakanın söylemesi değil veya Başbakan söylediği için kıymetli değildir. Kıymetli kılan, daha önce söylediklerini aynen yerine getiren bir insanın ağzından çıkmış olması. İktidara geldiğindenberi izliyorum sayın başbakanı ve hükümeti. “şu olacak” dediğini yarın çark ederek yapmamazlık etmemiştir! Hatta daha öncelere gidelim isterseniz. İstanbul belediyesi CHP'nin elindeyken, ne suları akar, ne şehre doğru dürüst bakılırdı! Çeşmelerden hep “tısss” sesleri gelir, halk susuzluktan kırılırdı! Tayyip Erdoğan Belediye başkanı olduğunun ertesi günü akmayan sular akmaya başladı! İSKİ'de, rüşvet almış başını gidiyordu! Erdoğan'ın Başkan olmasıyla bu da sona erdi! Bunun için elinde sihirli bir deynek mi vardı? yoksa “hokus fokus” mu yaptı? Öncekilerin yapmadığını bu insan nasıl becerdi? Cevabı basit. Bu cevabı bulmak için matematik yapmaya gerek yok. İşte cevabı, ÇALMADI, ÇALDIRMADI, HORTUMLARI KESTİ!
Bugün iktidarda da aynı sorumlulukla, aynı hassasiyetle çalışıyor! Ülkemizin yüz gülmeye başladı! Bunun

için “yaratılanı severiz yaratandan ötürü” şuurunda olmak yeterli.
Bugün 28 Şubat'ın yıldönümü. O kara Şubat, o, ülkede, korku, yıldırma, şiddet, caydırma ve insanlara esaret hayatı yaşatan Şubat! Ne diyorlardı; “28 Şubat bin yıl devam edecek” iş başında; kararlı, milli ve manevi değerlere saygılı, insan sevgisiyle dolu bir ekip olunca böylesine zulümlere pabuç bırakılmaz ve zalimlere prim verilmez! Onun için halk bu iktidarı seviyor! O bakımdan AK PARTİ HÜKÜMETİ on yılı aşkındır iktidarda! Siz İnsanı severseniz, insanlar da sizi sever.


Yazarın Diğer Yazıları