ZEHİRLİ MANTAR: LEMAN DERGİSİ
LEMAN DERGİSİNE
Omurgasız şımarıklar
KANAYAN YARAMIZ KERBELA VE AŞÛRE GÜNÜ
Dolar uluslararası ödemeler sisteminde güvenilmez bir para birimi haline gelmiştir
Konya’nın Dün Kimyon, Bugün Lavanta Kokan Tarım Hikâyesi
UNUT
Postmodern Dönemin Müslümanlara Sunduğu Fırsatlar
Dijital Çıplaklık
12 günlük savaş kime ne öğretti?
BASIN DİLİ
İSRAİL İRAN ÇATIŞMASINA DAİR BİRKAÇ SÖZ
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Suyu getirenle testiyi kıranı bir tutabilir misiniz? Çalışanla yan yatanı aynı kefeye koymak ne derece doğru? "Bu kart hamili yakinimdir”, "Bu işler torpille yürür”… anlayışı hala yürürlükte mi kalacak? "Hiç bilenlerle bilmeyen bir olur mu?”
Sınav; bilenlere görev vermek, o işi en iyi yapacak olanları seçmek, bilgisini, becerisini sınamaktır. Liyakata önem vermek, işi ehline tevdi etmek… Bunlar adaleti sağlayan, devlet mekanizmasının istikrarlı şekilde işlemesini temin eden temel unsurlardır. Adaletin, mülkün temeli olması bakımından bu hususlara dikkat etmek gerekir.
Devlet Memurları kanununda değişiklik yapılıp; performansa göre değerlendirme yapılacaktı. Çok çalışan, dürüst iş yapanlar ona göre puanlamaya tabi tutulacaktı. Bu konuda her hangi bir çabanın olmadığı görülüyor. Gerçi olsa ne yazar ya. İmtihanlar yapılıyor, en yüksek puan alan değil, torpili olan öne geçiyor. Öyle gayretli, samimi, görevini aksatmadan çalışan, gecesini gündüzüne katanlar var ki. Ama işin içine; "torpil” ve "dayı” girince durum değişiyor.
"Sen bu imtihana girmelisin, senin şansın yüksek, mutlaka alırsın, sen almayacaksın da kim alacak?” çalışıyor, gayret ediyor, strese giriyor! Yazılıda en yüksek puanı alınca, mülakatta da "alırım” diyerek umutlanıyor. İyi de geçiyor mülakatı! Sınavlar bitiyor, fakat bir türlü sonuçlar açıklanmıyor. Bir gün geliyor ki, o da ne? Yazılıda en yüksek puanı alan, mülakatta da umutlu olan ve gerçekten ilk sıralarda olması gereken eleniyor, yerine, listenin alt kısmında bulunan, yüksek puan alanının yerine gelip oturuyor! Siz olsanız ne yaparsınız bu durumda? Psikolojiniz ne hale gelir? Moraliniz bozulmaz mı? Kızmaz mısınız? Gözyaşlarınız sel olup akmaz mı?
Böyle bir ahvalde akla ancak şu geliyor; Torpil olacaksa sınavları kaldırın gitsin! Öyle ya birileri uçtan, kıyıdan gelip oturacaksa, neden imtihan olsun ki? Niçin insanlar sınav stresine girsinler ki? Bunun düzelmesi elzemdir. Hatta mülakatların şeffaf olması, gizli kapaklı, kapalı kapılar ardında yapılmaması kaçınılmazdır.
İflah Olmasın!
Görevini her an aşkla yapanın,
Hakkını yiyenler iflah olmasın,
Geceyi gündüze eşkle katanın,
Hakkını yiyenler iflah olmasın!
Torpilliyi öne alan sefiller,
Sınavları hiçe sayan sefiller,
Na ehile makam satan sefiller,
Dünya ahirette iflah olmasın!
Hiç hakka hukuka aldırmayanlar,
Alınan puanı bildirmeyenler,
Hizmet edenleri güldürmeyenler,
Ölünceye kadar iflah olmasın!
Adaleti sökün kaldırın gitsin,
Rast gele insanı doldurun gitsin,
Dürüst çalışanı öldürün gitsin,
Gözyaşı döktüren iflah olmasın!
LEMAN DERGİSİNE
AH SAMİMİYET!
HICRETİ ANLAYABİLMEK
ATEŞ KES MUAMMASI!
BU KAVGA NEREYE KADAR?
40 YIL, 40 DAVA
BU SAVAŞ, SADECE İRAN VE İSRAİL SAVAŞI MI?
YAŞLANIYOR MUYUZ? YOKSA ZAMAN MI BİTİYOR?
KENDİMİZ OLALIM!
KAFALARDAKİ PUTLAR!