TÖVBELERİMİZ DE TÖVBEYE MUHTAÇ

"YAŞADIKÇA” isimli en son çıkan kitabımda; "Tövbelerimiz de Tövbeye Muhtaç” başlığı altında şunları ele almaya çalıştım. Bu ifade, bizim hayatta olduğumuz sürede; samimi, içten, riyasız, maskesiz bir tavır sergilememiz gerektiğini anlatır. Şunları demişiz;

 

Rabbimiz; samimi, içten, riyasız, gösterişsiz… davranışlara değer veriyor. Hiçbir zaman dil ucuyla, elimizin bir kenarıyla, yarım ağızla yapılan işleri ve sözleri beğenmiyor ve bu tür hareket edenlere kızıyor.

Kur'an'da samimi tavır sergileyenlere; Muhsin ve Muhlis adı veriliyor. Aslında mümin; bütün dünyanın adeta saygıda kusur etmeden hep bir ağızdan; "o insandan asla zarar gelmez, her şeyini ona teslim edebilirsin…” diye övülen, takdir edilen insandır. Rabbimiz; sözünde, özünde, davranışlarında inhiraf etmeden, sapma göstermeden, olduğu gibi konuşan, olduğu gibi davranan yani; "Niçin yapmadığınızı söylüyorsunuz?” ikazına muhatap olmayan insanlara itibar ediyor.

Müslüman ve mümin olan kişi, Hak davanın temsilcisidir. Bir başka deyişle tevhit inancının sapmaz müdafiidir. İnsanlar yanında değil, tek başına kaldığında, karanlık çöktüğünde, seher vakitlerinde, tek başına olup tek bir fert durumunda bulunduğu zaman; Allah'ı hatırlayan, gönlünde İllalara yol açan, la'lara tepki koyan Hz. Nuh, İbrahim, İsmail, Yusuf, Musa, İsa, Hz. Muhammed (SAV) ve tüm diğer peygamberler gibi tagut temsilcilerine boyun eğmeden, hayatını tehlikeye atarak tevhit inancının savunuculuğunu yapabilmektir.

Hz. Ali bir topluluğun yanından geçiyormuş. Topluluk devamlı;

-"Tövbe ya rabbi, tövbe ya Rabbi… diyerek göz yaşı döküyorlarmış. Hz. Ali (RA);

-"Sizin tövbeleriniz de tövbeye muhtaç” diyerek onları eleştirmiş.

Neden mi böyle demiş, samimiyetsiz şekilde tövbe edip gözyaşı döktükleri için. Pekiyi onların samimi olmadığını nasıl bilmiş? Kalplerini yarıp bakmış mı? Adamlar ağlıyor, feryat ediyorlar… iş öyle değil, bunun adına timsah gözyaşları denir. Sabahtan akşama kadar günaha dalacaksın, akşam olunca tövbeye yöneleceksin. Toplum içinde gözyaşı dökeceksin, yalnız kalınca her türlü yanlışı yapacaksın…cemaat içinde ne kadar çok ağlarsam, o kadar prim yaparım, ne kadar; "Allah, peygamber dersem o derece sevilir sayılırım…” diye riyakârca, samimiyetsiz şekilde tavır sergileyenlere halkımız itibar etmemektedir.

Şeffaflık önemli. Bunun için Mevlana; "ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” der. Her ne kadar Mevlana'ya ait olmasa da, ona atfedilen ve onunla özdeşleşen; "Gel, ne olursan ol yine gel…” sözü de; samimi olarak gel, eğri gelmişsen doğrul. Hep odun kalma demektir.

  1. Müslümanların acıklı hallerinin durumu, samimiyetsizliklerindendir. Hiçbir meselede hemfikir olamamakta, hak davanın savunuculuğunu tam olarak yerine getirmemektedirler. Kur'an ilkeler kitabıdır. Müslüman bu kitabın talimatlarına "ama”sız, "fakat”sız uymakla yükümlüdür. Esasında Rabbimizin emirleri bizim rahatımız, huzurumuz ve adam gibi adam olmamız içindir.

 

 

Uyan Müslüman!

 

Hani nereye gitti din kardeşliği?

Uyan artık uykudan uyan Müslüman,

Seni sana kırdırmak hin kalleşliği,

Uyan artık uykudan uyan Müslüman!

 

Rab kelama uymadın közden kavruldun,

Hak ikazı duymadın sözden savruldun,

Kur'an'a sırt çevirdin özden savruldun,

Sıyrılıver uykudan uyan Müslüman!

 

Eşrefi mahlukatsın bir bak tarihe,

Altın harfle işlendin hep mefahire,

Küllerini sıyır da dön cevahire,

İntibaha geliver uyan Müslüman!

 

Sen gerçeği bulursun bakarsan eğer,

Dostluğun ırmağında akarsan eğer,

Aşkın meş'alesini yakarsan eğer,

Kurtulursun o anda uyan Müslüman!

 

Dostluk şarkısı söyler barış sazında,

Hak ateşi yanıyor sönmez nazında,

"Müslümanlar kardeştir” diyor sözünde,

Başka söze bakma sen uyan Müslüman!

 

"Müslümanım” demekle işler bitmiyor,

Doğru söze önem ver yalan gitmiyor,

Kabre yaklaşıyorsun aza tutmuyor,

Zerre ödün verme hiç uyan Müslüman!

Yazarın Diğer Yazıları