YAŞANMIŞ DEPREM HİKÂYELERİ

Gaziantep'te görev yapan Konyalı bir polis arkadaş anlattı. 5-6 yıldır 8 katlı bir apartmanın 3. katında oturan bir imam, apartmanın tamamının sahibi olduğu ev sahibi tarafından istediği kirayı veremediği için depremden 3 ay kadar önce evden çıkarılır. Hemen az ileride cami cemaatinden birine ait olan 3 katlı mütevazı bir evin ikinci katını kiralar. Sonra deprem olur. Önce oturduğu 8 katlı 16 dairelik apartman yerle bir olur. Kendisinin oturduğu 3 katlı evde çatlak bile yoktur. Aynı Apartmanda oturan ev sahibinin karısı, iki oğlu, gelinleri ve torunları enkaz altında kalır. Kendisi ise kurtulur. Pijamaları ile soğukta yalnız başına kala kalan ev sahibinin imdadına kim yetişir biliyor musunuz?. Evet.. Kirayı az bulduğu için evden çıkarılan imam. Aynı apartmanda kiracı olarak oturan ve depremden eşiyle birlikte sağ salim kurtulan öğretmeni ve eski ev sahibini de alır evine götürür. Öğretmen ve eşi bir kaç gün sonra memleketlerine döner. Koskoca apartman sahibi de 10-15 gün daha imamın evine kaldıktan sonra, Kayseri'de bir yurda yerleştirilir. Allah bu işte "Malım mülküm, koskoca apartmanım var” diye güvenmeyeceksin ve "Kiracı” diye de kimseyi küçümsemeyeceksin. Bu dünyada herkes kiracı. Bazı sonradan görme, doymak nedir bilmeyen, aç gözlü ev sahiplerine, bu ders olur İnşallah, ama zor. Bizim milletin geni bozulmuş bir kere..

-------------

 

Yarıyıl tatili nedeniyle 4 çocuğunu alarak babasının Hatay'ın Antakya ilçesindeki evine gitti. Tatili burada geçiren aile 04 Şubat pazartesi günü sabah saat 04.17'de meydana gelen depreme yakalandı.

 

Deprem sırasında hem kendi evleri yıkılırken hem de çevredeki yıkılan evler bu evin üzerine düştü. Bu sırada evde bulunan aile fertleri kaçmaya çalıştı. İki küçük çocuğu vatandaşlar tarafından kurtarıldı. Ancak enkaz altında iki çocuğu, anne, baba ve iki akrabası daha kaldı. Bu süreçten sonra ailesi, akrabaları hem de çocukları enkazdan çıkarmak için mücadele etti. Bir süre sonra aile hem kızlarını hem de oğullarını enkazdan çıkardı. Ancak 9 yaşındaki çocuklarının hayatını kaybettiği kızlarının ise yaşadığı belirlendi.

 

Hemen hastaneye kaldırıldı. Aile tekrar enkaza dönem evdeki diğer fertleri kurtarmak istedi. Ancak anne, baba ve iki akrabalarının da cansız bedenine ulaşıldı. Aile bunun üzerine yaralı olarak kurtarılan kızlarının yanına sahra hastanesine gitti. Ancak kız çocuğunun Şehir Hastanesine sevk edildiği söylendi. Aile Şehir Hastanesine geldi ancak kız çocuğu da bulunamadı. Aile şimdi kız çocuğunu bulmak için bütün hastaneleri geziyor ama bir türlü bulamadı.

Anne, deprem anını söyle anlattı:

"Annemlere tatile gittik uyuyorduk. Ben oturma odasındaydım, çocuklarım da arka odadaydı. Deprem sırasında küçük oğlumu ve kızımı kucağıma aldım, sonrasını hatırlamıyorum. Bina, yürüyen merdiven gibi tık tık diye aşağıya düştü. Çığlık attım çocuğumu kurtarın diye. O sırada adamın biri geldi, kızımı, oğlumu ve beni kurtardı. Ben içeriye seslendim sizi de çıkaracağım diye. Ben hala sanıyorum ki oğlum ve kızım da bizim gibi çıkacak oradan ama arkadaki binalar bizim evin üzerine göçmüş. İki çocuğumla çıktık ama diğer iki çocuğum içeride kaldı.”

Enkaza tekrar çıktık. Eşim bir delik açtı, o sırada ikinci büyük deprem oldu. Eşim dedi ki aşağıya inelim, diğer çocuklarımızı kurtaralım. O anda eşimin başına bülbül kuşu kondu ne yaptıysak gitmedi. Sonra ben başında çıkarttım, uçtu bu seferde benim başıma kondu. Eşime dedim ki, bunda var bir şey tekrar girip bakalım. İçeriye girdik kızımdan ses geldi. Daha sonra ekipler gelip kızımı çıkarttılar. Eşim, kızımı sahra hastanesine götürdü. Orada kızımın üzerine eşimin telefon numarasını falan yapıştırıyorlar. Hatta kâğıtta, TSK helikopteri ile Şehir Hastanesine doğru sevk edilmiştir yazıyordu. Eşimi refakatçi olarak almıyorlar. Ondan sonrası muamma kızım ortada yok. Her yeri alt üst ettik ama bulamıyoruz. Daha dün oğlumu, annemi, babamı ve yeğenimi toprağa verdim”.

--------------------------------------

 

Bekleyin Görün!

 

İslamî anlayış yok olduğunda,

Vicdanda depremi bekleyin görün,

İnkârca tavırlar çok olduğunda,

İrfanda depremi bekleyin görün!

 

Utanma duygusu iflas ederse,

Allah'a saygımız elden giderse,

Şuur anlayışı bir gün biterse,

İz'anda depremi bekleyin görün!

 

Gönüllerimize şefkat girmezse,

Gözler kör olur da hakkı görmezse,

Ellerimiz merhametle sarmazsa,

İnsanda depremi bekleyin görün!

 

Akıllarımızı kullanmayınca,

Kurallar yasalar dinlenmeyince,

İş bilenler doğru yönlenmeyince,

İhsanda depremi bekleyin görün!

 

Hakka samimiyetle uymadıkça,

"Doğru olun” sözünü duymadıkça,

Yaratılanları can saymadıkça,

İmanda depremi bekleyin görün! (15 Mart 2023)

 


Yazarın Diğer Yazıları