Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
Konyaspor’da korkutan düşüş
Güzel insanlar güzel yerde ölürler! Güzel insandı, güzel yerde öldü
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
Tekstil patronları her şeyi devletten beklemek yerine biraz özeleştiri yapmalı
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
1 Ekim 1949 Unutulmuşların Çığlığı Doğu Türkistan 76 Yıldır Zulüm altında
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
Doğa’dan Allah’a…
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
İKİ DEYİM
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Üniversite ve liseye giriş sınavları kaldırılmalı dendiği zaman yerine neyi koyacağımızı tartışıyoruz.
Ülkemizin en önemli sorunlarından biridir sınavlar.
Bakmayın siz senede bir kez olup bittiğine.
Aileler çocuklarının sınavlarına göre hayatlarını şekillendiriyor, planlarını ona göre yapıyorlar.
Bu da ciddi bir garabet.
Sınavlara bu kadar önem verilmeli mi?
Aileler sınav sürecinde saçını başını yolmalı mı?
Sınavlar kaldırılırsa yerine ne getirilmeli? Önce bu sorun tartışılmalı.
İlkokuldan başlayarak lise son sınıfa kadar öğrencilerin ilgilerini, yeteneklerini tespit edecek bir sistem kurulabilir.
Zor değildir bunu sağlamak.
Meslek lisesine gidecek öğrenci de seçilebilir, bilim adamı olabilecek öğrenciler de seçilebilir, ticaretle ilgilenecek öğrenciler de seçilebilir.
Ortaokulu bitiren öğrenci hangi liseye gideceğini sınav olmadan bilmeli, liseyi bitiren öğrenci de hangi bölüme gideceğini bilmeli.
Yoksa bu sınav belası hem aile bütçelerine ciddi anlamda zarar vermekte hem de aileleri ve çocukları psikolojik yönden perişan etmekte.
Bu sorunlar üzerinde alanında uzman kişiler artık kafa yormalı ve bu sınav sistemini kaldıracak çözümler bulunmalı.
______________
Bir başka konu:
Daha önceki yazılarımızda da üstünde durduğumuz gibi, gençleri akademik yönden değil, değerler bakımından da yetiştirmek zorundayız.
Okullarda öğrencilerin içler acısı durumuyla alakalı, öğretmenlerin feryadına kulak verdiğimiz zaman tüylerimiz diken diken oluyor. Bu konuda da herkes suçu bir başkasına atıyor.
"Değerli” olmayan öğrenciler mutlaka eğitilmeli ve kendilerini geliştirilmeleri sağlanmalı.
Akademik yönden başarılı olup da saygısız, şımarık, vatanına düşman, sinsi güçlerin piyonu olabilecek türden gençlerin çoğalmasının önüne geçilmeli.
Bir baba bağırıyor:
"Benim çocuğum üniversiteye birincilikle girdi ama şimdi gözaltına alındı.”
Nerede gözaltına alınmış? Hırsızlıkla suçlanan bir siyasetçiye destek mitinginde…
Masum mu oluyor birinci olunca şimdi bu çocuk?
Uzaktan bakınca sanırsınız ki baba haklı…
Önce ailenin o çocuğu terbiye etmesi, ardından okullarda matematikten önce değerler eğitimi verilmesi gerekmekte.
"Savaş çıkarsa ne yaparsın?” diye sorulan genç:
"Sığınağa kaçarım, sığınakta yaşarım, ilk fırsatta da yurt dışına kaçarım.” diyor.
Ardından da "haklı” görünmek için, gençlere gelecek mi vaat ediyorsunuz? diye soruyor.
Genci dinleyenler de "haklı” diyor gence.
Ülkemizde kendisini geliştiren gençler için yeterince imkân var.
Ekonomik darboğazdan geçtiğimiz doğru ama özenilen batı dünyasının da köhnemiş haliyle mukayese edilemeyecek kadar parlak bir geleceği var ülkemizin.
Hiçbir ülke de diploması olan herkese buyur gel çalış, demez.
Ülkemizin geleceği yalnızca İngilizlerden medet umanların iktidar olmasıyla kararabilir.
İlkokula Müslüman olarak giren gencin üniversiteyi bitirince mezuniyet töreninde kampüste dansöz oynatacak hale gelmesi herkesin suçu.
Milletçe el ele verip bu tür sorunların üstesinden gelmek zorundayız.
Yoksa bugün görmezden geldiğimiz sorunlar bizim üstümüzden geçecek.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
İletişim stratejisi
Ülkenin bağımsızlığını idrak edemeyenler
Hem şeftali hem motor üretmek (Teknofest günlüğü)
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi