Ölümden Sonra Tekrar Dirilmek

Alemlerin gerçek sahibi Cenab-ı Allah (c.c.), biz kullarını imtihan etmek, hangimizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir,güç,kuvvet sahibi ve çok bağışlayıcıdır.Yaratılışımızın gerçek gayesinin,Allah (c.c.)’a kulluk,ibadet ve taâtta bulunmamız gerektiği, âyet ve hadislerde açıkça bildirilmiştir.
Dünya hayatı doğumla başlar, ölümle sona erer.Ölümden sonra gerçek hayatta,Ahiret yurdunda hesaba çekilmemiz için yeniden diriltileceğiz.Sonucunda bu dünya hayatında yapılanların karşılığı ahirette, mükafat veya ceza olarak mutlaka gerçekleşecektir.
 Hayat, anlamsız bir var oluş olmadığı gibi ölüm de sonu hiçlik olan bir yok oluş değildir. Aksine hayat, bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığını bulacağımız ebedî varlık sahasına geçişi sağlayan bir dönüm noktası ve Peygamber (s.a.s.)’in de belirttiği gibi bir uyarıcıdır.
Ölümden sonra tekrar dirilme ile ilgili bazı âyet-i kerimeleri aktarmak istiyorum.“İnsan der ki: «Öldüğüm zaman sahi diri olarak (kabrimden) çıkarılacak mıyım?» İnsan düşünmez mi ki, daha önce o hiçbir şey olmadığı halde biz kendisini yaratmışızdır?
Öyle ise, Rabbine andolsun ki, muhakkak surette onları şeytanlarla birlikte mahşerde toplayacağız; sonra onları diz üstü çökmüş vaziyette cehennemin çevresinde hazır bulunduracağız. Sonra her milletten, rahmân olan Allah'a en çok âsi olanlar hangileri ise çekip ayıracağız.  
  Allah’a en çok âsi olanların ayrılması, müfessirler tarafından şöyle yorumlanmıştır: İsyankârların bir kısmı ayırdedilip cehenneme atılacak; isyanı daha hafif olan ve durumu uygun düşenler ise bağışlanacaklar. Ancak, eğer âyet bütünüyle kâfirlere dair ise, o takdirde bu ayrılma, herkesin, inkârcılık ve isyan derecesine göre çeşitli guruplara ayrılmasıdır ki, buna göre her gurup, sırasıyla, cehennemde durumuna uygun bir tabakaya atılacaktır.
 Sonra, orayı boylamaya daha çok müstahak olanları elbette biz daha iyi biliriz. İçinizden, oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür.  
  Bir rivayete göre, iyi veya kötü her insan cehenneme uğrayacak, ancak Allah, iyileri yakmayacak, oradan kurtaracaktır. Câbir (r.a.)’in naklettiği bir hadise göre, cennetteki müminler, daha önce cehenneme uğrayacaklar, fakat cehennemde onların uğradığı yerlerin ateşi sönecektir. Bir diğer rivayete göre, cennetlik müminlerin cehenneme uğramaları, Sırat’tan geçmelerinden ibarettir.
Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.”(Meryem Sûresi Ayet:66-72)
“Allah'ın, yaratmayı nasıl başlattığını, sonra bunu(nasıl) tekrarladığını görmediler mi? Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır. De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, Allah ilk baştan nasıl yaratmış bir bakın. İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır. Gerçekten Allah her şeye kadirdir.”(Ankebût Sûresi âyet 19,20)
 “Kendilerine ilim ve iman verilenler şöyle derler: Andolsun ki siz, Allah'ın yazısında (hükmedildiği gibi) yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme günüdür; fakat siz onu tanımıyordunuz.” (Rûm Sûresi âyet:56)
“ O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resûlüm!):  «Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz» desen, kâfir olanlar derhal «Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir» derler.” ( Hûd Sûresi âyet: 7)  
Arş: Kâinattaki bütün cisimleri kuşatan ve mahiyetini bilemediğimiz bir şeydir. Müfessirlerin bu âyetle ilgili açıklamalarına göre, Allah Teâlâ, önce Arş’ı, sonra suyu, daha sonra da gökleri ve yeri yaratmıştır. Arş’ın su üzerinde olması ona bitişik olmasını gerektirmez. Nitekim göklerin de yerin üzerinde olduğu söylenir, fakat bununla göklerin yere bitişik olduğu kasdedilmez.
“ Onlar: «Allah ölen bir kimseyi diriltmez» diye olanca güçleriyle Allah'a and içtiler. Aksine, bu O'nun bizzat kendisine karşı gerçek bir vâdidir. Fakat insanların çoğu bilmez.
 Hakkında ihtilaf ettikleri şeyi onlara açıklaması ve kâfir olanların da kendilerinin yalancılar olduklarını bilmeleri için (Allah onları diriltecek.”(Nahl Sûresi âyet: 38-39)
“ Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yığını ve kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir hilkatte diriltileceğiz, öyle mi!
 De ki: İster taş olun, ister demir, isterse gözünüzde büyüyen herhangi bir mahlûk! (Bunlar, Allah'ın sizi yeniden diriltmesini güçleştirmez.) Diyecekler ki: «Bizi tekrar (hayata) kim döndürecek?» De ki: Sizi ilk kez yaratan. Bunun üzerine onlar sana alaylı bir tarzda başlarını sallayacak ve «Ne zamanmış o?» diyecekler. De ki: Yakın olsa gerek!
“ Allah sizi çağıracağı gün, kendisine hamdederek çağrısına uyarsınız ve (dirilmeden önceki halinizde) çok az kaldığınızı sanırsınız.”
Akıl nimeti, hür iradesiyle tercih ederek yaptıklarından dolayı insan   hesaba çekilecektir.Allah (c.c.),hidayet için çalışanı hidayette, sapıklıkta kalmak isteyeni sapıklıkta bırakmaktadır.Hiç kimseye zulmedilmez.Adaletin gereği her hak sahibine hakkı verilir.
  Bir sahabî Allah Resûlü’ne: «Ey Allah’ın Resûlü! Kâfirler yüzleri üstüne mi haşredilecekler?» diye sorduğunda, Resûlullah: «Onu iki ayağı üstünde yürüten kıyamet günü yüzüstü yürütmeye de kadir olamaz mı?» buyurdu. Bu haber Katâde’ye ulaştığında o da: «Evet, izzetine yemin olsun ki, Rabbim buna kadirdir» demiştir. “Cezaları işte budur! Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr etmişler ve: «Sahi bizler, bir kemik yığını ve kokuşmuş toprak olduktan sonra yeni bir yaratılışla diriltilmiş mi olacağız?» demişlerdir.
Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah, onlar için bir vâde takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.”(İsrâ Sûresi âyet:49,50,51,52,97,98,99)buyurulmuştur. Dünyada imtihanını kazanıp,ahirette kurtuluşa erenlerden olmamızı Yüce Mevladan niyaz eder, sıhhat ve afiyetler dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları