AKLIMA TAKILAN DELİ SORULAR
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
Sancımız GAZZE…
Görmemek için kör olmak lazım
DOHA SALDIRISI İSLAM ÂLEMİ’NİN 11 EYLÜL’ÜDÜR.
Zehirli gelecek gelmesin
AİLE; GÖZ AYDINLIĞI VE CENNET VESİLESİDİR
Piyasalarda öngörülebilir fiyat kavramını allak bullak ettiler
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
VİCDAN
Yeterli ve Dengeli Bir Eğitimle İki Kanatlı Çocuklar!
Kendine Yenilen Konyaspor
Güçlü Aile, Güçlü Toplum. Aileyi yaşat ki toplum yaşasın.
Milli Takım Konya’yı, Konya Milli Takımı sever
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Linç Edilen Hekim ve Sessiz Çoğunluğun Feryadı
Rakamlarla Otomobil Piyasası
BASIN DİLİ
İnsanlık ne zaman kaybetti insan olmanın tüm erdemlerini…
Asırlar asırları kovaladı, insanlık da aynı hızla kötülüğü. Tüm dünya kendini kaybetmiş, delirmiş, aklını yitirmiş resmen. Yanı başında olan her acıya, her gözyaşına; kör, sağır, dilsiz…
MÖ 5. yüzyıl'dan MS 610 yılına kadar Arap Yarımadası tarihindeki en büyük acımasızlıkların, kederlerin yaşandığı döneme tanıklık etti. Öncesinde zevkusefaya düşmüş bir millet, her türlü günahın eşiğinde bir toplum, canlı canlı gömülen kız çocukları…
Sonrasında Allah'ın elçisi İslamiyet'in güneşi Peygamber Efendimizin doğuşu… Böylesine adil, şefkatli, doğruluk timsali bir elçinin kâinatın en kapsayıcı dini İslamiyet'i yayması sonrası yaşananlar…
İnsan aklının her şeyin yoluna gireceğini, ülkenin sulh bulacağını sandığı çaresiz zamanlar… İmanı yalnızca akılla anlamanın çaresizliği…
Cahiliye Dönemi olarak bilinen bu dönemde de İslamiyet karşıtı toplulukların yaptığı akıl almaz işkencelerin yaşanması… Boykot edilenler, zincire vurulanlar, tırnakları sökülenler, sırtına taş konulup kavurucu güneş altında bekletilen Hz. Bilal-i Habeşi….
Artık bu dünya yeni Yasirler, Sümeyyeler, Bilalleri yakmak, öldürmek istiyor; türlü türlü işkencelerle yıldırmak istiyor. Bir bitmediniz, bir soyunuz tükenmedi. Para hırsı bitmedi bu dünyanın, hep daha çok daha çok daha çok…
Çarşaf çarşaf fotoğraflar acıyı anlatamadı tükenmiş kalplere… Onuncu ayakkabıyı, yüzüncü oyuncağı aldığımız çocuklarımız, bugün nerede yesek derdimiz yordu bizleri ama başının üstünde bombalar patlamış, yüzü kara çalmış, ağlamaya bile direnen İslam evlatlarımıza dokunamadık hiçbirimiz...!
Gazze sömürü ülkelerinin azgın ellinde yanarken tüm dünya hayatına kaldığı yerden devam etti. Petrolüne, denizine, doğal güzelliklerine göz diken o müşrikler bir ülkeyi yakıp yıkmakla kalmadı; binlerce cana işkence etti, binlerce evladımızın kanına girdi.
Şimdi de bitmedi aç, susuz bırakarak bezdirmeye, kökünü kazımaya çalışıyorlar.
Göz göre göre soykırıma uğruyor İslam âlemi...!
Kalbim değil, ruhum haykırıyor artık!
Hırs, güç tuzağına düşen bu dünyada yaşanmaz, uyunmaz, uyanmaz diye ama sonra dönüp diyorum ki kendime;
"Siz öyle kimselersiniz ki, bütün bunlardan sonra hâlâ birbirinizi öldürüyor, içinizden bir kısmını yurtlarından çıkarıyor, onlara karşı kötülük yapmada ve düşmanlık etmede birbirinizi destekliyorsunuz. … Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rezillik; kıyâmet gününde ise en şiddetli azaba uğratılmaktır.” (Bakara, 85.Ayet)
"Allah yaptıklarınızdan asla habersiz değildir.”
Biz asil bir milletin evlatlarıyız, yenilmeyiz, pes etmeyiz; etmeyeceğiz de…
Kendime de sözüm:
Varlığını unut ki cehennemi yaşayan her insanla yekpare olabil