Dil Giderse Hafıza Susar…
YASAL KUMAR (!), YASA DIŞI KUMAR.
Faiz dışı fazla vermeye daha fazla odaklanmalıyız
Modern ihtiyar heyetleri: Sosyal medya ve ilişki danışmanları
DÜNYA İMTİHAN YERİ
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
SANDWİCH -EKMEK ARASI
Ağaların Arasında Bir Maraba
HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
Acıya/Musibete Ağlamanın Etkisi
KIBRIS NEREYE KOŞUYOR?
Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil
Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
Meğer kuzuyu kurda emanet etmişiz…!
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
İnsanlık ne zaman kaybetti insan olmanın tüm erdemlerini…
Asırlar asırları kovaladı, insanlık da aynı hızla kötülüğü. Tüm dünya kendini kaybetmiş, delirmiş, aklını yitirmiş resmen. Yanı başında olan her acıya, her gözyaşına; kör, sağır, dilsiz…
MÖ 5. yüzyıl'dan MS 610 yılına kadar Arap Yarımadası tarihindeki en büyük acımasızlıkların, kederlerin yaşandığı döneme tanıklık etti. Öncesinde zevkusefaya düşmüş bir millet, her türlü günahın eşiğinde bir toplum, canlı canlı gömülen kız çocukları…
Sonrasında Allah'ın elçisi İslamiyet'in güneşi Peygamber Efendimizin doğuşu… Böylesine adil, şefkatli, doğruluk timsali bir elçinin kâinatın en kapsayıcı dini İslamiyet'i yayması sonrası yaşananlar…
İnsan aklının her şeyin yoluna gireceğini, ülkenin sulh bulacağını sandığı çaresiz zamanlar… İmanı yalnızca akılla anlamanın çaresizliği…
Cahiliye Dönemi olarak bilinen bu dönemde de İslamiyet karşıtı toplulukların yaptığı akıl almaz işkencelerin yaşanması… Boykot edilenler, zincire vurulanlar, tırnakları sökülenler, sırtına taş konulup kavurucu güneş altında bekletilen Hz. Bilal-i Habeşi….
Artık bu dünya yeni Yasirler, Sümeyyeler, Bilalleri yakmak, öldürmek istiyor; türlü türlü işkencelerle yıldırmak istiyor. Bir bitmediniz, bir soyunuz tükenmedi. Para hırsı bitmedi bu dünyanın, hep daha çok daha çok daha çok…
Çarşaf çarşaf fotoğraflar acıyı anlatamadı tükenmiş kalplere… Onuncu ayakkabıyı, yüzüncü oyuncağı aldığımız çocuklarımız, bugün nerede yesek derdimiz yordu bizleri ama başının üstünde bombalar patlamış, yüzü kara çalmış, ağlamaya bile direnen İslam evlatlarımıza dokunamadık hiçbirimiz...!
Gazze sömürü ülkelerinin azgın ellinde yanarken tüm dünya hayatına kaldığı yerden devam etti. Petrolüne, denizine, doğal güzelliklerine göz diken o müşrikler bir ülkeyi yakıp yıkmakla kalmadı; binlerce cana işkence etti, binlerce evladımızın kanına girdi.
Şimdi de bitmedi aç, susuz bırakarak bezdirmeye, kökünü kazımaya çalışıyorlar.
Göz göre göre soykırıma uğruyor İslam âlemi...!
Kalbim değil, ruhum haykırıyor artık!
Hırs, güç tuzağına düşen bu dünyada yaşanmaz, uyunmaz, uyanmaz diye ama sonra dönüp diyorum ki kendime;
"Siz öyle kimselersiniz ki, bütün bunlardan sonra hâlâ birbirinizi öldürüyor, içinizden bir kısmını yurtlarından çıkarıyor, onlara karşı kötülük yapmada ve düşmanlık etmede birbirinizi destekliyorsunuz. … Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rezillik; kıyâmet gününde ise en şiddetli azaba uğratılmaktır.” (Bakara, 85.Ayet)
"Allah yaptıklarınızdan asla habersiz değildir.”
Biz asil bir milletin evlatlarıyız, yenilmeyiz, pes etmeyiz; etmeyeceğiz de…
Kendime de sözüm:
Varlığını unut ki cehennemi yaşayan her insanla yekpare olabil
Dil Giderse Hafıza Susar…
Değişen Gerçeklik Algoritması
Kendi nefsinde ara..!
Asla asla deme yaşam seni o aralığa sıkıştırıverir
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
Yeni Bir Sayfa…
Sessizlik, Kabullenme, Vazgeçiş…
Mutluyduk…