ATLAS

Arkadaşım Hamadrad bana gördüğü olayları ve hikâyeleri anlattığını söyledi bende neden kendiminkini anlatmayayım. Benim adım Atlas eski Titanlardanım. Zeus ve diğerlerinin kazanması sonucu gökyüzünü taşıma ile cezalandırıldım hata ben o kadar süredir ayakta duruyorum ki artık ayaklarımda ağaçlar çıktı ve zaman içinde bu ağaçlar belime kadar ulaştı ve beni sizden gizledi. Ben şu anda sizin sanırım Afrika sahili dediğiniz yerde duruyorum.

Benim iki kardeşim daha var tabi onlara daha kolay görevler verildi ama neyse. Kardeşim Prometheus Zeus çok kızdıracak bir hareket olan ateşi çaldı ve onları siz insanlara verdi. Zeus toplantısını bitirdikten sonra bulutların arasından aşağıya baktı ve ilk başta ateşi tanıyamadı ama sonra öyle öfkelendi ki Posedion bile yanında titreyerek kalmış. Sonra kardeşimi bulup Kaf Dağlarına götürdü ve onu zincirledi. Her gün ciğerini yemek üzere bir akbaba gönderdi ve yemeğini yedikten sonra kafasında uyur ve sabah olunca yenilenen karaciğeri tekrar yerdi. Kardeşim bu eziyeti asırlar boyu çekti sonra göreve çıkmış Herakles onu gördü ve akbabayı öldürerek kardeşimin zincirlerini kopardı. Ve bu şekilde kardeşim sonsuza kadar özgür oldu. Hatta duyduğuma göre Olimposlular buna çok sevinmiş ama Zeus'un korkusundan hiçbir zaman orada adı geçmemiş.

Tabi herkesin Herakles ile hikâyeleri bu kadar mutlu bitmiyor. Benim sevgili kardeşim ondan ne istersin benden diye sormuş. Herakles'te görevini tamamlamak için benim yerimi istemiş. Bir süre sonra benim yanıma geldi. Beni arıyordu bende başımdaki kara bulutları toplayıp ona bir işaret verdim. Bir süre sonra fırtına indi ve gür beyaz saçlarım ile ona dostanece gülümsedim.

_Hey Herakles nedir buraya seni getiren

_Hesperidlerin bahçesinden altın elmalara geldim.

Söylediklerinden sonra büyük bir kahkaha attım. Birkaç dakika sonra gülmeyi zor kestiğimde

_Sen mi altın elmaları alacaksın

_Tabi ki de bunun için yeterince eğitim aldım ve galibiyetler kazandım.

_Senin için bile bu çok fazla istersen sen birkaç saat gökyüzünü taşı bende senin için onları getireyim.

_Tabi ki de çok isterim.

Benim için zaten bu görev çok kolaydı elmaları birkaç saat içinde getirdim.

_E al gökyüzünü sırtına

_Aslına bakarsan buna çok hevesli değilim bu yükü yüzyıllardır taşıyorum yani bence biraz daha sende kalabilir ne dersin ha Herakles

_Peki ama iki dakika alır mısın kendime bir yastık yapayım.

_Tabi ki de

Ve sonra çekip gitti. Bu ne demekmiş kimseye güvenme. Ama duyduğuma göre Hera Zeus'a kızıp onu aldattığı için acısını aldattığı kadından olma Herakles'ten intikam almak için ona cinnet geçirtmiş. Ve Herakles karısı ve çocuklarını öldürmüş.

Hey şu gelen Perseus değil mi? Size ilk başta biz devlerin sizlerden daha duyarlı duyu organları olduğunu söylememiştim değil mi. Her ne ise yüzümü saran bulutları silktim ve pusu nefesim ile dağıttım. Artık beni görebiliyordu. Benimle konuşmak için durdu gerçekten de bu büyük kişilerin arasında sadece bir iki tanesi iyi ki buna ben dâhil değilim. Onun ile konuşurken pelerinin altında ki Medusa'nın kafasını gördüm. Medusa'da zamanında çok güzel bir kızdı ama sonra Athena onu cezalandırdı veya başka bir söylentiye göre kıskançlık yüzünden lanetledi. Konuyu çok uzattım.

_Hey Perseus acaba senden rica etsem Medusa ile beni taşlaştırsan

_Emin misin Atlas bunun bir geri dönüşü yok biliyorsun ki.

_Evet eminim

­_Tamam o zaman

O arkasını döndükten sonra sevk ile Medusa'ya baktım ve yavaş yavaş taşa dönüşüyorum.

 


Yazarın Diğer Yazıları