Avrupa’da Sol-Türkiye’de Sağ

    Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HUGO), mart ayında ‘Euro-Turks-Barometre’ nin yaptığı araştırma Türklerin 100 bin kişiden daha fazla bulunduğu altı AB üyesi ülke ( Almanya , Fransa, Hollanda, İngiltere , Belçika, Avusturya), ile  Danimarka, İsveç, Norveç, Finlandiya  İsviçre’de bir araştırma gerçekleştirildi.


    Araştırmanın bir bölümü dikkat çekiciydi. Avrupa’daki Türklerin Yaşadıkları ülkelerdeki siyasi tercihleri ile Türkiye’deki tercihleri arasında büyük fark vardı. Yaşadıkları ülkelerde sol, sosyalist, yeşillere oy veren insanlar Türkiye’de ise muhafazakâr ve merkez sağ partileri tercih ediyordu.
    Peki neden “Avrupa’ lı Türkler”  diyebileceğimiz bu insanlar “TÜRK SOLU” nu tercih etmiyorlardı.
    Çünkü Türkiye’ de “SOL” bulunmamaktadır. Türkiye’de “CHP” “Sol” diye insanlara yutturulmaya çalışılmaktadır.
    Avrupa’da Sol haksızlık ve sömürü ile mücadele etmesiyle karakterizedir. Solculuk, sosyal eşitsizliği kaldırmak isteyen, paranın ve sosyal adaletin eşit dağılımını destekleyen siyasi bir kavramdır.


    Türk Solu ise alt gelir grupları ve yoksul kesimlerle arasına mesafe koymuştur. Türk Solu ‘nun oy aldığı  yöreler genellikle Milli gelirin en yüksek olduğu sahil kesimleri ile büyük şehirlerin Çankaya, Etiler, Şişli, Ataşehir gibi lüks semtleridir.
    Türk Solu yoksul kesimlerin dertleri ile dertleneceği yerde soyut felsefi alanlarda politika yapmakta Türkiye için somut hiçbir öneri ve vaadi bulunmamaktadır.
    İmam-Hatip Liseleri, Mesleki Liseleri gibi genellikle yoksul kesimlere hitap eden, bu okullarda kıt imkanlarla tahsil görerek hayata tutunmaya çalışan gençlere üniversite yolunu kapatarak hayatı zehir etmiştir.
    Başörtüsü ile sosyal hayata dahil olan hanımları “Kamusal Alan” “TABU” su ile hayatın dışına itmeye çalışmaktadır.  
    “Sol” u tek boyuta indirgeyen “ABD Karşıtlığı”,  “Sol” olmak için yeterli midir?
    ABD karşıtlığını bile tam olarak becerememektedirler. Ünlü liderleri Ecevit, Clinton karşısında el-pençe durarak ABD karşısındaki gerçek pozisyonlarını tarihe geçirmiştir.


    Enternasyonal Sol, demokrasi konusunda tavizsizdir. Ama bizim sol, 60 darbesi ile iftihar etmiş, hızını alamayıp eksik bıraktıklarını tamamlamak üzere 9 Mart darbesini hazırlamış, bunu 12 Mart’çılara kaptırınca, kıvrak manevra ile demokrasi havarisi kesilmiştir.
    28 Şubat’ta demokrasi adına kıllarını kıpırdatmamış, hatta 28 Şubat’ın şövalyeliğine soyunmuşlardır.
    Bugünlerde Silivri’de şamata çıkararak politika yaptıklarını zannediyorlar.
    Avrupa’ lı Türkler ile Türkiye’deki seçmenlerin gündemleri Türk Solu’nun(!)  gündeminden çok başka...
    Daha çok yollar, otoyollar, demiryolları, uçaklar istiyorlar. Daha iyi şartlarda yaşamak, bakımlı caddeler, binalar, daha iyi eğitim ve hastaneler istiyorlar.
     “TÜRK SOLU” elit kesimlerin temsilciliğini bırakarak “GERÇEK SOL”  a evrilebilir mi?


Yazarın Diğer Yazıları