Bu Kadar da Atatürk Düşmanı Olunmaz ki!

Meğer AKP Hükümeti, Ulusalcı çevreleri, AB'yi ve ABD' yi çileden çıkarmış.
Taksim'deki 14 ağacı bahane ederek ülkeyi ateşe verdiler.  “Günlerden beri Türkiye diken üstünde. Pek başarılı ve deneyimli oldukları sokak hareketleri ile hükümeti sallamaya çalışıyorlar.
Kendi iktidarları zamanında İstanbul'da on binlerce ağaç kesildiğinde hiç oralı olmamışlardı. Koç, Gölcük'te binlerce ağaç keserek Ford'u kurduğunda kılları kıpırdamamıştı. Hatta Baronlarından biri bu ağaç katliamını eleştirenlere yeter ki fabrika kurulsun, fabrika için Çankaya'nın bahçesini bile veririm demişti.
pic.twitter.com/JeW6eWabEy intenet sitesi “Taksime gidecekler için rehber” yayınladı. Ulusalcı göstericilere lojistik destek sağlayan kuruluşlardan bazıları: Hilton(ABD), Galatasaray Lisesi, İtalyan Hastanesi, Saint Michel Fransız Lisesi, Alman Lisesi, Avusturya lisesi, Saint Jorj Hastanesi, Sainte Pulcherle Lisesi imiş. Başınız darda kalırsa buralardan destek alabilirsiniz demek istiyor.


Maşallah! Ulusalcılar, Amerika, Almanya, İtalya, Avusturya, Fransa ile el ele, Türk Hükümetine karşı! “Ulusalcı” ayaklanmaya ilk destekler de AB ve ABD den geliyor. “Seyahat yasağı koymaya hazırlanıyoruz tehdidi ile hemen mikserin başına geçiyorlar.
Ey Ulusalcılar! Hani siz bu ülkelere karşı bağımsızlık savaşı vermiştiniz? Bizi onlardan kurtarmıştınız. Hani onlar düşmanlarınızdı. İkide bir ABD 'ye küfür sallardınız? Sözde düşmanlarınızla halvette basıldınız. Artık “Ulusalcı” numaralarını yutturamazsınız. “Ulusal” olanın ABD, Almanya İtalya, Fransa, Avusturya ile fingirdeşmesi nasıl oluyor?


Sizlerden biri, Rıza Tevfik, Galatasaray Lisesi mezunuydu. Sevri imzalayanlardandı. Sevri imzaladığı kalemi ABD'nin Robert Koleji'ne hediye etmişti. Tıpkı bu gün Galatasaray Lisesi, ABD ve “Ulusalcılar”ın ele ele oldukları gibi.
6 EKİM 1988 de Milliyet şöyle yazmıştı. Zannedersem Melih Aşık'ın köşesiydi. Aynen aktarıyorum
“12 Eylül'ün ilk günleri. Üniversitede bir ihbar furyası ortalığı kasıp kavuruyor. Bu furyadan benim payıma düşenler, Humeyni'ci olduğum, Atina üzerinden sık sık İran'a gidip Humeyni'ye akıl hocalığı yaptığım, İran Anayasasını hazırlamakta olduğum vs. vs.  İhbarcıların   başında Servet Armağan, Sulhi Dönmezer gibi milliyetçi geçinenler geliyor. Ve  nihayet ben 12 Mayıs 1983 i günü Sıkıyönetim Komutanı Haydar Saltık imzasını taşıyan bir yazıyla üniversiteden atılıyorum. Geçen yıl vefat  eden dostum Prof. Fikret Biyal, benim üniversiteden atıldığımı öğrenince nedenini öğrenmek üzere araştırmaya başlıyor· Tanıdığı paşalardan birine dosyama bakmasını rica ediyor. Paşa bir iki gün sonra Fikret Biyal'e şu bilgiyi veriyor:


- Hüseyin Bey'in dosyasına baktım. Kendisi o kadar gericiymiş ki, hayatta ağzına bir kez bile içki koymamış. Bu kadar da Atatürk düşmanı olunmaz ki…
“Rahmetli dostum Biyal, atılış gerekçemin içki içmemek olduğunu öğrenince  bana iyilik olsun diye paşaya şu yalanı söylemiş:
-Aman paşam, siz ne diyorsunuz? Hatemi Bey bize her hafta gelir, birlikte kafaları çekeriz. Kendisi hiç de gerici değildir.”
O günlerde dindar insanları “Humeynici” olmakla suçlayanları bugünlerde pek “Humeynici” görüyoruz! Esat-Humeyni-Kılıçtaroğlu bir safta.....
AKP nin Alkol düzenlemesi bardağı taşıran son damla oldu. Alkol ve alkolizm “ulusalcı” ların dokunulmazlarındandır. Diğer dokunulmazları Ateizm, Feminizm, Darwinizm, Freudizm, Siyonizm'dir, AKP' ye hatırlatırım, benden söylemesi.
Sokaktakiler neden ve niçin yürüdüklerinin farkında bile değiller. Onları yürüten “BARON” ların ”HESAP” ları “TATSIZ” anlaşılan bugünlerde!


Yazarın Diğer Yazıları