‘Ekşi’ Gençlik Ve Derin Altı Ok

    Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir ankete göre üniversite gençliğinin %33’ü Kılıçdaroğlu’nu,%21’i Erdoğan’ı başarılı buluyormuş.
     Halkın eğilimleri ile üniversitelerin eğilimlerinin ayrıştıkları, uyuşmadıkları görülüyor.
    Eğitimimiz,  DERİN ALTI OK üzerine kurulmuş, tek parti döneminin umdelerine takılı kalmış, standart olarak CHP’ li  yetiştirmek üzere kurgulanmıştır.
    İşte iktidarların hala esaslı değişiklikler yapamadığı eğitimimizin “DERİN ALTI OK” u ve özel anlamları:
        “1-ATEİZM- Dinlere (özellikle İslam’a) uzak ve alerjik olmak,
    2-ALKOLİZM- Alkolü kutsamak,


    3-FEMİNİZM- Kadını putlaştırmak,
    4-FREUDİZM- Cinselliği hayatın odak noktasına oturtmak,
    5-DARWİNİZM- Darwin’i peygamberleştirmek,
    6-SİYONİZM- Yahudi severlik ve Yahudi hayranlığı”.
    Bu ilkeler üzerine yetişen insanlar ancak CHP li olabilirler. Okul dışı tesirler, müdahaleler olmasa Kılıçdaroğlu Üniversitelerde %90 lara bile ulaşabilir. Okullarımız 1920 lere takılı kalmış, Türk Halkı gibi rasyonel olamamışlardır. Dünyayı algılayamamaktadırlar.
    Eğitimimizin temel saplantılarından  biri de Osmanlı düşmanlığıdır. Yakın zamanlara kadar “Anonim” ismi “YUNAN  HARBİ” olan savaşın adı, abartılarak “KURTULUŞ SAVAŞI” na dönüştürülmüştür. Milletimiz için ESARET söz konusu olmamıştır ki KURTULUŞ olsun!
    Burada “KURTULUŞ” kelimesine yüklenen anlam “BAĞIMSIZLIK” değildir. “OSMANLI’DAN KURTULUŞ” tur. Bu kelime kasıtlı seçilerek “Osmanlı Düşmanlığı”, subliminal mesajla, Türk çocuklarının zihinlerine yerleştirilmek istenmiştir.
    1940 yılında, İnönü, Yunan Kralı’na gönderdiği tebrik telgrafında Yunanistan’ın Osmanlı’dan Kurtuluşunu tebrik etmiş, biz de siz gibi Osmanlı’dan kurtulduk demiştir. (26 Mart 1940 -Tan Gazetesi).


    “Kurtuluş” kelimesi ile halk, ebediyen, kendini, CHP’ ye diyet ödemeye mahkum hissetsin istenmiştir. Derin bir manipülasyondur. Ege bölgesi bu mahkumiyete kendini fazlasıyla kaptırmıştır.
    “Gezi Gençliği”  işte bu eğitimin Dünya’ya kapalı, CHP’ ye açık gençliğidir.
    Yine bu eğitimin ürünü olan “Ekşi” insanlar geçtiğimiz günlerde Hz. Peygamber’e (S.A.V.) saldırdılar.
    Türk eğitim sisteminin gençlerimizi yönelttiği Kılıçdaroğlu, işte bu “Ekşi” insanlara ve Ekşi Sözlük' ün kurucusu Sedat Kapanoğlu’na  bir sertifika ile bir gaz maskesini hediye etti.
    Kapanoğlu soyadı, bir dönem gündemde olan onomastik çözümlemeleri çağrıştırıyor.
    Kripto Yahudiler olan Sabetaycılar, üç alt gruba ayrılıyorlar;
    Yakubiler, Kapaniler, Karakaşiler.
    Acaba, Kapanoğlu, Kapani demek midir?


    Bir insanın aidiyeti önemli değildir ama, o insanlar belli saldırıları alışkanlık haline getirmişlerse “tekel” ve de “şebeke” oluşturmuşlarsa durum farklıdır.
    Kendilerine yakın bir isim olan Ergenekon ve Odatv tutuklusu Yalçın Küçük bile, şu sözlerle onlara isyan etmektedir:
    “Yahudilerle, sabatayistlerle bir alıp veremediğim yok, yalnız şunun için ilgileniyor ve İSYAN EDİYORUM. Bunlar KENDİLERİNİ GİZLEYEREK HAK ETMEDİKLERİ MEVKİLERE GELİYORLAR, dış politikamız bunların elinde, yarışmaya gönderilecek şarkı dahi onlara bırakılıyor. Avrupa Parlamentosu Ermeni soykırımını kabul ediyor, olay yine bunlara havale ediliyor. Devlet eliyle yapılan haberleşme, iletişim bunların elinde……..HAKSIZLIK, isyanımın gerçek nedenidir.”(Şebeke-341)
     Eğitim sistemi, CHP, Kılıçdaroğlu, “Gezi” ciler, “Ekşi” ler, Kapaniler  bir zincirin halkaları gibi iç içe, yan yana, omuz omuza!....
     Hep birlikte Anadolu’nun değerlerine öldüresiye hücum ediyorlar!


Yazarın Diğer Yazıları