Hani Suriye Hatay’ı İstiyordu?

Tıbbiyede  Suriyeli bir arkadaşımız vardı. Hekim olup ülkesine dönecekti. Ulusalcı-Kemalist anatomi hocamız, telaffuzundan Arap olduğunu anladığı bu arkadaşımızı sınavdan kovmuştu.

-“Siz, bizden Hatay’ı istiyorsunuz, sınav bitmiştir, çık dışarı” demişti.

BAAS  rejiminin ırkçı tutumu nedeniyle,  bizim Ulusalcı-Irkçı çevreler,  yıllardır dindar insanlara  “Sizin Araplar Hatay’ı istiyor”  bahanesiyle saldırırlardı.

Bu taraftan Irkçı-Ulusalcı çevreler, karşı taraftan da Irkçı-Sovyet’çi BAAS  çılar, Suriye ile Türkiye arasına mayın tarlaları döşediler. Kardeş iki halkı ölüm sessizliği ile ayırdılar. Öyle ki, Suriye, Türkiye’ye Kuzey Kore’den daha uzaktı.

Biri Moskova, diğeri Londra-Paris kumandalı bu iki sistem, sadece komşu iki ülkeyi  değil, Türklerle-Arapları birbirinden  öldüresiye ayırdılar.

Türkiye için  Arap dünyası yok gibiydi. Medyamızda Batılı artistlerin özel hayatları ve kepazelikleri sayfalarca işlenirken koskoca Arap dünyasından tek satır bahsedilmezdi.

Türkiye böyle ırkçı tiyatrolar oynarken, Türkiye’nin batılı dostları malı götürür, Arap vitrinlerini kendi mallarıyla, ceplerini de petrol paralarıyla doldururlardı.

Marksist-Leninist BAAS rejimi, Marksist-Leninist PKK’yı çok sevmişti. PKK’nın Apo’suna kucak açmış, yıllarca Şam’da beslemişdi. O zamanlar bizim ulusalcı çevreler Suriye yönetimine ateş püskürür, Apo bahanesiyle Arap düşmanlığını tazelerlerdi.

Son zamanlarda her ne olduysa, bizim Ulusalcı-CHP li çevreler tavır değiştirip pek BAAS’cı kesildiler. CHP Hatay’daki Apaydın kampını Anayasa Mahkemesine, yüce divana taşıma sevdasına tutuldu. Emek Partisi, Eğitim-Sen, DİSK, KESK, ÖDP ve TMMOB  toplanıp "Kanımız canımız Esed'e feda” sloganlarıyla  Hatay caddelerinde BAAS’a destek yürüyüşü yaptılar. Mazlumlara karşı olmak onlar için zaten bir alışkanlıktı, vaktiyle bağımsızlık savaşında Cezayirlilerin karşısında, Fransızların yanında yer almışlardı.

Peki, Suriye’de ne oluyordu? Suriye halkı ne istiyordu?

Suriye halkı özgürlük istiyor, demokrasi istiyor, bağımsızlık istiyor, insan gibi yaşamak istiyordu. Seçimlerden sürekli % 99 başarıyla (!) çıkan, elli senedir iktidarda olan, kendilerine kan kusturan BAAS’ın, “TEK PARTİ” diktatörlüğünden kurtulmak istiyorlardı. Artık, BAAS ın kölesi olmaktansa ölmeyi tercih ediyorlardı.

Üçüncü Dünya Ülkelerine, bağımsızlıklarını kazanmada örnek ve önder olduk diye övünen ulusalcılarımız, özgürlük isteyen Suriye halkının neden karşısındaydılar?

Üstelik, BAAS Hatay’ı istemiş, Apo’yu beslemişken, ne değişmişti?

Anlaşılmıştı ki, Suriye’de BAAS’tan sonra “MİNYELİ ABDULLAH” iktidara gelecekti. Batı’nın ne “SAĞ” ına ne de “SOL” una  ram  olmayan “MİNYELİ ABDULLAH”.

Hatay’a ve Apo’ya rağmen BAAS, Ulusalcılara, “MİNYELİ ABDULLAH” dan daha yakındı. Ortak ve benzer yönleri daha çoktu, siyasi akrabaydılar.

ABD’ siyle, Rusya’sıyla, Çin’iyle İran’ıyla, Marksist-Leninist PKK’sıyla, Ulusalcı’sıyla hep birlikte  “MİNYELİ ABDULLAH” a karşılar.

Çünkü “MİNYELİ ABDULLAH” kukla değil, yerel. Ekonomi musluklarını  sömürgeci ülkelere, rantiyecilere, oligarşiye değil kendi halkına akıtacak.

Sömürgeciler ve  yandaşları panikteler.

“MİNYELİ ABDULLAH” kötü örnek oluyor ve de çok oluyor.


Yazarın Diğer Yazıları