İllallah Telekom!..

           Türkiye’nin özelleşme macerası nasıl başlamıştı?
    70’li yıllarda basının ekonomi sayfalarını en fazla meşgul eden konu KİT (Kamu İktisadi Teşekkülleri) lerdi.
    KİT’ler devletin ve ekonominin başının belası idi. Hepsi istisnasız zarar ederdi. Zararları halktan toplanan vergilerle kapatılır, işletme zarar ede ede faaliyetlerini sürdürürdü. Devletin sırtında kambur halkın omzunda yük idiler. Bu nedenle KİT’lere “Kara Delik” adı verilmişti.
    Ekonomistler bu kara delikler için türlü çareler üretirler ama bir türlü uygulamaya konamaz, kara delikler ülke ekonomisini yutmaya devam ederlerdi.
    Sümerbank, Demiryolları, PTT, Etibank, Et-Balık Kurumu, TEK bunlardan bazıları idi.
     Sümerbank’a devlet Konya’nın en gösterişli binasını tahsis etmişti. Binası adeta bugünkü Kule AVM idi. Arkasında devletin sonsuz sermayesi vardı. Yine de battı.


    Sümerbank’ı çalışanları batırdı. İşleyişini yakinen gözleme imkanım olmuştu. Çalışanlar müşterilerin yüzüne bakmaz, hoş geldin demez, ikinci bir ürün görmek istediğinizde tezgahın öbür ucuna gidip sırtını döner, arkadaşı ile sohbete tutuşur, siz kalakalırdınız.
    Sümerbank özelleştirildiğinde bu çalışanlar köy okullarına şoför, hizmetli olarak gönderildiler. Bu görevlerden kaytarmak için de epeyce hastanenin yolunu aşındırdılar. Tabii ki içlerinden bir azınlığı bir tenzih ederim.
    Devlet kara deliklerden kurtulmanın yolunu özelleştirmede buldu. Ne var ki pek çoğu özelleştirme karşıtı sözde sol aristokrat lobinin engellemeleri nedeniyle yok pahasına elden çıktı. Millete bir de böyle zarar verdiler.
    PTT de kara deliklerden biri idi. Sabit telefonların fiyatını karaborsada sıfır araba düzeyine çıkarmıştı. Ben bunu şahsen yaşamıştım. Doğrudan PTT den telefon almakta ısrar ettiğinizde bağlama süresi 5 seneyi geçiyordu.
    PTT birkaç parçaya bölünerek özelleştirildi. Devlet açısından sorun çözüldü, devlet sürekli zarardan kurtuldu.
    Ama vatandaş zarardan kurtulamadı. Bu kez de tekelleşme belasına çattı.


    Yıllarca Meram’da oturdum sürekli telefonum ve internetim arıza yapardı. Telekom sürekli yağmur, çamur, rüzgar bahanelerine sığınırdı.
    Bir yıl önce şehrin merkezine, Nalçacı’ya taşındım. Telekom’la sorunum büsbütün arttı. Sayısız arızalar, inanılmaz savsaklamalar bıktırdı.
    Son bir ayda defalarca Telekom’a gitmek zorunda kaldım. Gittiğinizde sıra numarası almalar, saatlerce mahzun beklemeler, sonuçta inşallah, maşallahla baştan savmalar. Eve dönüp 444’lü hatlardan onlarca dakika süren görüşmeler, sömürülmeler, baştan savma muhatap olmalar....
    Telefonum ve internetim şehrin göbeğinde bir aya yakın bir süredir arızalı, ne tamir ne de iptal ediliyor. Gazeteye yazılarımı başka bir kanalla gönderebiliyorum.
    Telekom’a gittiğimde orada birçok Konyalıyı öfkeli ve çaresiz gördüm.
    Yüz yüze görüşmelerle olmadığına göre Konyalının ve şahsımın sorununu  medyadan seslendirmek istedim.
     İllallah Telekom!
 


Yazarın Diğer Yazıları