Kemalist Türkler- Marksist Kürtler Sorunu

             Tükler ve Kürtler 10 asırdan beri aynı coğrafyayı paylaşıyorlar.
Irkçılık mikrobu bulaştırılıncaya kadar aralarında sürtüşme yaşamadılar. Son yıllardaki sorun Kemalist Türklerle, Marksist Kürtler arasındadır. Türklerle-Kürtler arsında bir sorun yoktur.
    Her iki İslam unsurunun aldıkları terbiye, sahip oldukları kültür  ve inanç, ırk temelli yaklaşımlarına müsaade etmemiş, asırlarca kardeşçe yaşamışlardır.
    Lokalize asayiş sorunları dışında Türk ve Kürtler hiçbir zaman karşı karşıya gelmemişlerdir.
    Türkler ve Araplar da karşı karşıya gelmemişlerdir. Osmanlı coğrafyasını Leon Cahun, Herman Vambery, Michell Eflak, Moiz Kohen Tekinalp’ler parçalamışlardır. Bölge hala huzuru aramaktadır.
    İslam barış ve huzur için yeterliydi.


    Bazı Kemalist Türkler Kemalizm’de karar  kılamayıp “Devrim” in son aşaması  olarak gördükleri “Marksist Türkiye”’ ye ulaşmada Kürtleri “tramplen” olarak kullanmak istediler Bu amaçla kendilerine Marksist-Kürt yoldaşlar yarattılar.
    Marksistleşen Kürtler bir müddet Kemalist-Sol’la birlikte hareket ettilerse de sonradan “Ne Mutlu Türküm” demeyeceğiz, “Varlığımız Türk varlığına neden armağan olsun” demeye, Marksist-Leninist  Kürt devleti kurmak hevesiyle hem  Kürtleri hem Türkleri öldürmeye başladılar.
    Irkçılığın sonu buydu!
    Kemalist-Sol  Bekaa’ya gidip Apo’yla yanak yanağa resimler çektirip, teröristleri denetlediler. Muratlarına ermişlerdi, Marksizm tünelinin ucu göründü zannediyorlardı. Mutluydular.
    Gel gör ki bugünlerde pek hüsrandalar.


    Kemalist-Sol’un yıktığını, yapmak AK Partiye nasip oluyordu.
    BDP de yapıcı bir politika  izlemeye başladı. BDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın “Barış için baldıran zehiri içmeye hazırım diyen başbakana komplo içinde olmayız”, yine BDP Eşbaşkanı Kışanak’ın “Türk Bayrağı yerine asılmadan konuşmam” demeleri baharın cemreleri oldu.
    Abdullah Öcalan’ın terörü bitirmede sonuç alıcı bir tutum sergilediği de anlaşılıyor.
    Bu kez barış tünelinin ucu görünüyor.
    Irkçı-Ulusalcı-Marksist çevrelerin gelişmelerden rahatsızlık duydukları, huysuzlandıkları belli. Yarattıkları PKK belası 50 bine yakın can ve 400 milyar dolar mal aldı, ama maceracı heveslerinin sonu gelmiyor.


    Kemalist-Sol bir milletvekili yakın zamanlarda “’Maalesef bu ülkenin anaları çok ağladı. Çanakkale Savaşı’nda 200 bin şehidimiz vardı, hepsinin anası ağladı. Kıbrıs’ta analar ağlamadı mı?  Kimse mücadeleyi durduralım, analar ağlamasın dedi mi? İlk siz diyorsunuz.” demişti.
    Bir diğeri de Meclis kürsüsünden “Türk Milleti ile Kürt Ulusu eşit değildir, savaş yeni başlıyor” saçmalıyordu.
    Uluderede’li annelerin barış isteyen çırpınışlarını izlemek yürekleri burkuyor. Aynı isteği Konyalı, Edirneli, Trabzonlu annelerin de tekrar ettiklerinden şüphe yok.


    Marksist Kürtler ıslah olup “analar ağlamasın” noktasına gelmiş gözüküyorlar. Samimiyet şüphesi yaratmıyorlar.
    Allah Kemalist Türklere zihin açıklığı versin!


Yazarın Diğer Yazıları