Konya’nın Trafik Rezaleti

               Sık sık başka şehirlere gezmeye giderim. Dönüşte Konya’ya  girdiğim zaman ilk fark ettiğim trafik şiddetidir. Daha Konya sınırlarından girer girmez trafik, diğer şehirlere göre farklılaşmakta ve saldırgan sürücülerin hedefi haline gelmektesiniz. Şehrinize döndüğünüze adeta bin pişman olmaktasınız.
    Konya trafiğinde saldırgan sürücü miktarının diğer şehirlere göre çok daha fazla olduğu konusunda çevremdeki herkes hemfikirdir ve bundan  mustariptir. Bu konuda bir denetim de yoktur.


    Geçenlerde izlediğim bir skandal bardağı taşıran son damla oldu.
    Bir sürücü, yaşlı bir kalp hastasının üzerine arabasını sürmüş, adamcağız can havliyle kendini yaya kaldırımına zor atmıştı. Eliyle kalbini tutuyor, kalbim duracak, kalbim duracak diye çırpınıyordu.
    Hiçbir mazereti olamayan saldırgan sürücü, arabasından inip adamcağızın yanına geldi ve bu kez de fiziki saldırı ile darp etmeye, yaşlı adamı tekmelemeye başladı.


    Adamcağız yurtdışında yaşadığını, oralarda böyle rezalet görmediğini söylüyordu. Saldırgansa, yurtdışından örnek verilmesine çok sinirlendiğini tekrarlıyordu. Türklük duyguları depreşmiş, “Milli Coşku“ su galeyana gelmişti.
     Etraftan yetişenler saldırganı güçlükle uzaklaştırdılar.
    Saldırgan sürücü,  arabasında bekleyen “çok dindar görüntülü” ailesinin yanına döndü ve burnundan soluyarak oradan uzaklaştı.
    Başka ülkelerde, değil bir yayanın üzerine sürmek, yayayı panikletmek bile büyük bir trafik suçudur. Taşıtlar değil yayalar ayrıcalıklıdır. Sürücülerin azgınlıklarına asla göz yumulmaz.  
    Haber bültenlerinde adeta Konya’da trafik kazaları ve skandallarından bahsedilmediği gün geçmemektedir.
    Konya Hz. Mevlana’nın şehri olması hasebiyle diğer şehirlere  göre hoşgörülü olmak durumundayken, özellikle trafikte bu hoşgörüden eser yoktur.
    Bizim geleneğimizde kalabalık yerlerden çıkarken kapılarda, çıkışlarda insanların biri birilerine “buyur geç” demeleri, yol vermeleri adettir. Güzel bir adab-ı muaşerettir. Yaya iken bu olgun tavır gösterilir. Bu geleneğimiz trafikte neden yoktur acaba? Konya trafiğinde siz hiç “buyur geç!” diyene rastladınız mı?
    Konya girişine sıralanan Hz. Mevlana’nın sözleri sadece Konya’yı gezmeye gelenler okusun diye mi asılmaktadır? Bu sözlere Konya’yı gezmeye gelenlerden ziyade Konyalıların ihtiyacı bulunuyor.


    Konya trafiğindeki saldırgan ve çıldırmış sürücüler evinizden işinize varıncaya kadar, günlük enerjinizin tamamını tüketmektedirler.
    Hz. Peygamber’in (s.a.v.) geçtiği yollarda rastladığı ayağa takılacak taşları kaldırdığı bilinmektedir. Rastgele yerlere arabasını park ederek yayalara ve araçlara yolları zehir eden saldırgan-sorumsuzlardan Hz. Peygamber ne  kadar hoşnuttur? Bu durum  kul hakkına tecavüz anlamına gelmez mi?
    Dışarıdan “Hoşgörü Şehri” gibi algılanan “Dönen Dervişler Şehri Konya” bu varsayımı hayata geçirmek durumundadır. Özellikle de trafikte.... Geçiremiyorsak, Hz. Mevlana’nın sözlerini şehrin girişlerine dizmenin bir anlamı var mı?


Yazarın Diğer Yazıları