Menderes- Kılıçdaroğlu

Bir eylül ayında O’nu astılar. Komşu kadınlar ellerindeki siyah beyaz gazeteyi birbirine göstererek ağlıyorlardı. Menderes’i asmışlar, gazetelere de gururla ve iftiharla, elleri ardından bağlanmış, başı yana dönmüş darağacındaki resmini basmışlardı.
O, Anadolu insanı için umuttu, aydınlıktı, ışıktı, ilaçtı, ekmekti, bereketti. Çünkü O’ndan önce CHP vardı.
CHP yokluktu, kıtlıktı, gaz lambasıydı, hastalıktı, çarıktı, karasabandı. Memur despotizmiydi. Sokakta verem, sıtma, açlık, sefalet, kol gezerken statlarda haykırılan “Onuncu Yıl Marşı”ydı.
CHP, eşraf, ağa, memur, üçlüsüne dayanırdı. Bu üçlüyle ayakta dururdu. Halkla ilgisi yoktu, sadece ismi “halk” tı, kendi “halk” değildi. Halka ihtiyacı da yoktu.
Valiler otomatik olarak CHP nin il başkanıydı.
CHP, seçimleri daima yüzde doksan dokuz zaferle kazanırdı. Çünkü seçimlerde açık oy, gizli sayım olurdu. Bazılarının hala özlemini çektiği  tek parti demokrasisi buydu.
Halkın kahvehaneleri, eşraf, ağa, memurların kulüpleri  vardı. Kulüplerde oturur, halkın arasına karışmazlardı. Halkla, Hasolar, Memolar, Kasketliler diye alay ederlerdi
CHP Ankara’ya gelen Anadolu insanlarının Çankaya’da dolaşmasını yasaklamıştı.(*) Avrupalı elçilerin bulunduğu Çankaya’dan geçen Anadolu insanları, Avrupalılar nazarında CHP nin itibarını zedelerlerdi, fakirdiler, elbiseleri yamalı, ayakkabıları delikti.
Anadolu insanı, Ankara’ya, zaten ya hastası için, ya da çocuğuna
iş dilenmek için gelirdi.
CHP, bin yıldan beri Anadolu semalarında inleyen “Halkın Ezanı” nı susturmuştu. 1934-36 yılları arasında 2 yıl boyunca “Türkiye Radyoları”ndan Türkçe müzik yayınını da durdurmuştu. Halkın müziği yasaktı. Sadece “Batı Müziği” yayınlanabiliyordu. (**)
CHP kadroları, Tanzimat’la birlikte,1840 lardan itibaren iktidar ortağıydı. 1908’de de tek başına ve mutlak iktidar olmuşlardı.
CHP çok partili sisteme, demokrasiye, gönüllü geçmemiş, II. Dünya savaşı sonrası, San Fransiko’da, Batı zorlamıştı.  
1950 seçimleri, 120 yıllık  “CHP İktidarı”nın devrilmesi halkın iktidara el koymasıydı. 1950 de halk mutlak değil, kısmen iktidar olabilmişti. İktidarı kısmen bile kaybetmek, CHP çevrelerini çılgına çevirmiş, Menderes’i zorbalıkla iktidardan indirerek, asarak, katlederek bedelini ödetmişlerdi. 1960 darbesi, 1950 yenilgisinin rövanşıydı. İktidarı kaybeden bürokrasinin ve CHP’ nin intikamıydı. Bel altından vurarak tekrar iktidara el koymuşlardı.
1949 da 158 dolar olan milli gelir, 1959 da 584 dolar olmuştu. Darbe ile milli gelir, bir yılda, 1961’de, 194 dolara inmişti. 1959 seviyesine, 1972lerde erişilebilmişti. Darbeciler ve destekçileri olan CHP, ülkenin 12 yılını çalmışlardı.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun, Menderes’in kabrini ziyaret etmesi, gerçekten tarihi bir adımdır. CHP nin kendiyle hesaplaşması, yüzleşmesi kaçınılmazdır.     
Tarihi hatalarından vazgeçerek, kendini güncelleyen bir CHP, milletin önünde bend olmaktan çıkacak, gerçek bir muhalefet partisi olacak, hem kendisi, hem millet kazanacaktır.


Yazarın Diğer Yazıları