Sıfır Sorun Politikası yanlış Mı?

Türkiye'nin Lozan'la dikte ettirilmiş  bir dış politikası vardı. Minimalizmi ilke edinen bu politikanın temel özelliği, batı ülkelerine sorun yaratmayan, Ecevit'in Clinton karşısında el pençe divan durmasıyla karikatürize olmuş bir dış politikaydı.
MİNİMALİST DIŞ POLİTİKANIN uygulayıcıları  “MONŞER”  olarak adlandırılan, bu tarza uygun yetiştirilmiş diplomatlardı.
Minimalist politikanın mimarı ve takipçisi ise CHP'dir. İktidarlar değişse de dış politika değişmezdi.
İsrail, Arapları doğrar Türkiye haysiyetsizce susar, Cezayir bağımsızlık ister, Türkiye onursuzca işgalci Fransızları destekler, Rusya, Türk devletlerini  esaret altında inletir, Türkiye Türk ülkelerinin adını da bile anmaz, anamazdı.
Türkiye'nin dış politikada tek enstrümanı Yunanistan idi. Hürriyet gazetesi sürekli Yunanistan-Türkiye polemiğini kışkırtırdı. İsrail ile Hürriyet gazetesi aynı ay içinde kurulmuştu. Türkiye'nin dış politik çapı Yunanistan'ın ayarında tutulurdu. Türkiye 1950 den 2000'lere kadar Yunanistan çemberinde kıvranıp durdu.  Dış politika, yat Yunanistan, kalk Kıbrıs'tan ibaretti.
CHP'nin Türkiye'ye dayattığı dış politikası buydu. CHP ve kripto CHP'liler bu politikaya sadık kaldılar
Özal bu çemberi kırdı. Türk ülkelerini ilk tanıyan ülke olduk. Cezayir'e gidip özür diledi. Batı dışındaki ülkelerle, batının gözünün içine bakmadan ticaret başlattı .
Ancak GALATA TÜRKLERİ Özal'ı etkisiz hale getirdiler.
Şimdi Davutoğlu, Özal'ın yaptıklarını daha kapsamlı, daha dik, daha pervasızca hayata geçiriyor.
Davutoğlu'nun komşulara uyguladığı dış politikanın adı “SIFIR SORUN”...
“SIFIR SORUN” politikası Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, ile başarılı olmuştur.
İran'la da kısmen başarılıdır. Ne yazık ki İran Nükleer programına destek gördüğü Türkiye'ye karşı politik dinamizm sergileyememiştir. Suriye konusunda geleneğe yenik düşmüş, asırlardır hiçbir sonuca ulaşamayan mezhep şablonunu terk edip “İSLAM” penceresinden bakamamıştır.
İran'ın saplantıları Suriye'de de çözümü de kilitlemiş  İslam coğrafyası dışından aktörlerin olaya müdahil olmasına fırsat vermiştir.
Suriye konusunda “SIFIR SORUN” politikası başlangıçtan beri tutarlı ve yenilikçidir. Önceleri  Esad'ı demokratikleşme ve halkına iyi davranma konusunda desteklemiş ve cesaretlendirmiştir. Esad'a asla mezhepsel bir yaklaşım sergilememiştir. Bu çok olumlu bir adımdı, Esad'ın ve Suriye'nin selamete ulaşacağı en kestirme yoldu. Esad bu yolu terk ederek ülkesini ve kendisini mahvetti.
Bu gün girilen yolda  Esad bitecek, Suriye kalacaktır. “SIFIR SORUN” politikası neticede başarıya ulaşacaktır. Esad'ın gidişiyle, İran  da hayati bir yara alacaktır.
II. Dünya savaşında birbirinin gırtlağına sarılan Avrupa Ülkeleri, aralarındaki düşmanlıkları unutup  tek çatı altında toplanırken, sınırlarını birleştirip pasaportları kaldırırken, Türkiye'ye ve bölge ülkelerine karşı ilkel geleneği sürdürmek,  Suriye halkına demokrasiyi çok görmek, İran için hayati bir hata olmuştur.
CHP, Esad'ın katliamlarına sessiz kalırken, Sayın Loğoğlu aracılığı ile Esad'ın Savunma Bakanı'na saldırıyı kınamıştır. CHP, Türkiye'de olduğu gibi Ortadoğu'da da değişimden yana değildir.
“Gelenekçilik” konusunda İran ve CHP aynı politikada buluşmuşlardır. CHP li Mollalarla, İranlı Mollalar  Esad'ın arkasında saf tutmuşlardır.


Yazarın Diğer Yazıları