SURİYE'DE KİM KAZANIR?

Timur'a demişler ki; " Her harbi kazanıyorsun. Yıldırım Bayezid gibi bir padişahı bile mağlup ettin. Bu ne haldir?". Timur soruyu soran adama demiş ki; "parmağını ver" adamın parmağını alıp kendi ağzına götürmüş, kendi parmağını da adamın ağzına götürmüş. İkimizde ısıracağız. Harb bir ısırma sanatıdır." Ve İkisi de ısırmaya başlamışlar.
Bir süre sonra Timur'un karşısındaki adam dayanamayınca "Aaah" demiş ve bağırmak için ağzını açmış. Timur elini adamın ağzından çekmiş. Ama adamın parmağını ısırmaya devam etmiş. Bir müddet daha bağırttıktan sonra bırakıvermiş.
Demiş ki; "Sabır budur. "Aaah" demek sana fayda vermez, bana fayda verir. İşte harb böyle kazanılır.
Suriye'de iç savaş uzadıkça sabırlar tükeniyor. Hükümete ve özellikle Dışişleri Bakanı'na eleştirilerin dozu artıyor. Hükümetin Suriye konusunda yanlış yaptığı düşünülüyor.
Suriye konusunda aksi senaryoyu düşünelim.
Daha işin başında tarafsızlığımızı ilan ettik. Sınırlarımızı kapatıp, gelen Suriyelileri kapı dışarı ettik. Mazlum insanları Esad'ın cellatlarının kucağına attık.
Bu tutumu gelecek nesillere izah edecektik? Gelecek nesiller bu davranışımızı  kahramanca, yiğitçe, insanca bulacaklar mıydı?
Mısır, Tunus, Libya, Yemenliler nasıl karşılayacaklardı?  İslam dünyasındaki mazlum çoğunluğun yanında itibarımız nasıl olacaktı?
İran, nükleer faaliyetleri konusundaki cansiperane dostluğumuza hiçbir karşılık vermemişken, her kış doğalgazı kısmaya devam ederken, doğalgaz fiyatını tahkime taşıtırken, politika değiştirip bize dost mu olacaktı?
Şimdilerde Hükümeti taşa tutan GALATA TÜRKLERİ o zaman aferin iyi yaptınız  mı diyeceklerdi?  Bilhassa alay edip, korkaklıkla suçlayacaklardı.
GALATA TÜRKLERİ kendi politikalarının sürdürülmesini istiyorlar. Cezayir konusunda, Boraltan Köprüsü hadisesinde olduğu gibi...
GALATA TÜRKLERİ bir zamanlar Arapların ve Azerilerin katledilmesine seyirci kalmış, Macarlara ise yardıma koşmuşlardı.
23 ekim 1956 da  Macaristan'da iç savaş çıktı. İsyanı  bastırmak için Macar hükümeti tarafından  ülkeye  çağrılan KIZILORDU Macaristan'ı işgal etti.
24 Ekim 1956 da İSRAİL Mısır'a ani bir saldırı başlattı.
Türk basını, SOVYETLER'İ KINARKEN, İSRAİL'İ GÖRMEZDEN geliyordu.
MİLLİYET, kahraman Macar halkına yardım kampanyası açmıştı.
“Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, 17 kasım  1956 da  Bangkok'taki  parlamentolar arası  konferansta, İSRAİL saldırısının Türk Halkını üzdüğünü, ancak, BM kararları doğrultusunda, İngiltere ve Fransa'nın  İsrail'in  yanında olmalarını da TAKDİR ettiğini söylüyordu.”
GALATA TÜRKLERİ'nin hükümetten istediği tavır ve politika budur. İçerde çıkan gürültünün Esad'a gidip methiyeler düzmenin, Apaydın kampı sızlanmalarının nedeni budur.
Türkiye, Suriye konusunda GALATA TÜRKLERİ 'nin kendisine dikte ettirmeye çalıştığı kuyruk bir devlet gibi davranmadı. Tarihine yakışan bir büyük devlet gibi davrandı. GALATA TÜRKLERİ onu  “Aaaaah” demeye zorluyorlar.


Yazarın Diğer Yazıları