Türkçe Olimpiyatları

1900 yılında, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde Yabancı Okulların sayıları şöyleydi:

OKULUN ADI       OKUL SAYISI
Amerikan Okulu    465
İngiliz Okulu        83
Fransız Okulu        72
Rus Okulu        44

Bunlara ilave olarak daha birçok ülkenin Türk topraklarında okulları vardı. Kemal Tahir bu konuda şöyle serzenişte bulunuyordu:      
“1914'de YABANCILARIN ALTI BİN  OKULU vardı, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içinde……Neden açmışlar bunları? Niçin bunca parayı harcıyorlar? Akıllanalım diye mi?”    
(Kurt kanunu sh 197)                                                                                   
Elbette akıllanalım diye gelmiyorlardı.
Hesapları vardı.
Beyrut'taki Amerikan Okulunun 1866 yılındaki temel atma töreninde, Okul Müdürü, Dr. Daniel Bliss şöyle diyordu:                   
-“Dostlarım bugün tarih yazıyoruz. Bu okul bir dünya kuracaktır. Paul'un meşhur deyimiyle 'ben tohumları attım, Apostol, suladı', biz de burada mahsulü alacağız Guckert, 1968 : 35-36)
Beyrut o tarihlerde bir Türk Şehri idi.
İslam coğrafyasına  yerleşmenin ve “sömürme ”nin”  tarihi temellerini atıyorlardı. Bu okullar surda açtıkları gediklerdi.
İlk Bulgar Başbakanı olan Prof. Dr. Stephan Panaretoff , Robert Koleji'nin 1871 yılı mezunlarındandı. 1871 yılında Robert Koleji'nden mezun olan Bulgar öğrencilerden, Bulgaristana; bir başbakan, iki belediye reisi, üç elçi, dört milletvekili ve iki bakan olmak üzere çok sayıda üst yönetici yetişmiştir.
(Halit Ertuğrul-Kültürümüzü Etkileyen Okullar, 274)
 Robert Kolej Türkiye'ye de iki başbakan yetişmiştir. Bülent Ecevit ve Tansu Çiller!
1699 Karlofça Barış anlaşmasından beri Türk tarihi hep gerileme, çekilme, küçülmenin tarihidir.
80' lerde Özal'ın yaptığı reformlar ve hamlelerle  her alanda Türk atılımı başladı. Özal'la  birlikte 80 ler  gerilemenin bitip ilerleme ve yükselmenin başladığı  yıllar oldu. Şimdi meyveleri görülen “TÜRK OKULLARI” nın temelleri o yıllarda atıldı.
 Türk okulları, Milletimizin yaptığı asırları etkileyecek bir hamledir. Zaferler sadece savaş meydanlarında kazanılmıyor.
Başka hiç bir millete nasip olmayacak kadar çaplı, ulvi, insani hedefleri olan bu okullar milletimizin gururu oldular. Diğer  ülkelerin kıskançlıkla izlediklerinden eminim. Böyle bir fırsat, böyle bir kapasite pek az millete nasip olabilir.
Ne günlerden, ne günlere!
Heyecanla ve iftiharla izlediğimiz “TÜRKÇE OLİMPİYATLARI” nedeniyle, bu gururu bize yaşatanlara şükranlarımızı sunuyoruz.


Yazarın Diğer Yazıları