İŞ GÜZARLIK VE RÜYADAKİ ACILI KEBAP

Evvela rüyayı anlatayım sonrada Van’daki işgüzarlığı yazayım.1970 yıllarında kaleme almaya başladığım “Bediüzzamanın kardeşi Abdülmecid Nursi “ kitabını yazma hengâmında bir seher vaktinde rüyamda Hz.Bediüzzaman Said Nursiyi gördüm.”Her tarafı vişne renginde bir halı ile döşeli ,üç basamaklı geniş bir odada beni yanına çağırdı ,Babamı ,Amcamı ve Abdülmecid efendiyi sordu ve uzun konuşmadan sonra “Seni salmam beraber yemek yiyeceğiz”dedi.Akabinde bazı ağabeylerinde bulunduğu ,yuvarlak ve etrafı sandalyalı bir masada “acılı patlıcan kebabını yedik”Kendileri az yemekle birlikte benim çok yemem için ısrar ediyordu.
Fakat bu rüya çıkmıyordu ve acaba nedir diye tefekkür ederken ,12 Eylül 1980 ihtilali olunca Konya’da Halamla birlikte kaldığımız evimizden 40 asker 3 astsubay 10 polis ve bir yüzbaşı nezaretinde gece 1,5 saatlik ev taramasından sonra saat 04 te 2.orda askeri karargahındaki bir beton koğuşa. atıldık.Suçumuzu sonradan öğreniyoruz “1977-1980” yılları arasında “ittihad-ı İslam ve vatanın bölünmez bütünlüğü” başlıklı Nur hizmetleri .. 2 sene 4 ay mahkemem devam etti beraat ettim kitaplarım iade oldu,fakat maddi ve manevi çok çileler çektim. İşte başta bu olmak üzre bu rüya-i sadıka neticesinde şu ana kadar sayamayacağım kadar acılı elemli ıstıraplı haksız hadiselerle karşılaştım.Rüyanın bir yorumu şudur “Hizmete devam fakat acılı olduğunu hiç unutma”
Kitaptan da bir misalle Van’a geçecem . Bu kadar emek verdiğim kitap ,büyük bir klasör ve yüzü aşkın fotoğraflarla İstanbul’da Yeni Asya yayın evine teslim ettim.Fakat Gazetenin o günkü yeni binasında taşınma sırasında 3 yıl yurt sathında emek verdiğim klasör kaybolur.Evdeki nüshasını da o günkü askeri taramadan ihtilâlciler diğer kitaplarla alıp götürmüşler .Tekrar Türkiye’yi dolaştım Yeni Asyada belgesel olarak neşrolan nüshalarını topladım yayın evine tekrar teslim ettim ve 19 yıl sonra yayınlarımız içinde neşroldu.Bununda devamı var yazmayacağım..
Gelelim gözlerimizi dünyaya açtığımız aziz Van ilimize.7 Haziran Van Mevlidi için Van’a hizmet edelim diye önceden geldik Can dostu vefakar bir kardeşim beni resmi bir yerde misafir ettiler.Aynı gecenin sabahında 05 te iki polis geliyor .Halil Uslu burada mı ?Evet diyorlar “ o asker kaçağı götüreceğiz” yataktan kaldırıldık indik resepsiyona.Polislere dedim ki “siz hangi akla hizmet ediyorsunuz? 40 yaşından sonra askerlik düşmüyor mu ? resmi evraklarda elinizde.O zaman dediler “beyefendi Van askerlik şubesine gidin anlatın”Kardeşimiz H.Öngel beyle buluşup gittik.Nüfus cüzdanımızı verdik ,size haber veririz dediler ,bir seste çıkmayınca orayı terk ettik
Ertesi sabah yine aynı saatte aynı polisler gelip ,bu sefer resepsiyondaki arkadaşa “H.Uslu yoklama kaçağıdır onu götürecez “derler.İdari müdahale neticesinde ağabeyim Tayyar Uslu’da çağırarak kendimiz Van Askerlik şubesine gittik.Ağabeyimde fitesten attı ve bizde ayakta 45 dakika resmi ve sivil yetkililere bir hitabede buluduk. Askerin getirdiği Çaylar tepsiyle yerlere düştü vs.Dedim ki bunun kökünü söyleyeceksiniz yoksa tümünüzle uğraşacam. Dediler ki “bunlar Ankara’dan oluyor” Her neyse ..nüfus cüzdanımızı ordan alarak ayrıldık. 4 saat sonra bir yetkili bayan arıyarak “Özür dileriz sizi bir daha aramayacağız”
İşte yıllar öncesindeki acılı kebap rüyasının halen bitmeyen tecellileri..Görünüşte iş yapıyorlar ,manzara ortada. Sineye gömdüklerimiz var, ses verdiklerimiz var.


Yazarın Diğer Yazıları