Münazarat

     Türkiye’de  sayısal ve karasal olarak 565 civarında TV bulunmaktadır.Bilhassa ulusal büyük TV ler başta olmak üzere ,bütün TV lerde tartışmalar yapılmaktadır.Bunların toplucasına Osmanlı tabiriyle ana lisanımızla “Münazara “ yazılı olarakta “Münazarat” ifadeleri kullanılırdı.Şimdiki mezkur TV lerde  spor yorumcuları da dahil seyredilmez ve dinlenmez halde.Çoğu bir komediyi bir kavgayı ve bir nifakı ortaya koyuyor.Millet nezdinde nefret edilen bu nevi münazaralar,tartışmalar RTÜK tarafından çoktan kaldırılmalıydı.Çünkü içinde her şey var.Bu kötülerin iyi tarafı ,daha iyilerini bulmamıza zemin hazır ediyorlar
             Bu araştırmalarımızın başında  Hz.Bediüzzamanın “Münazarat”eseri gelmektedir.100 ü aşkın sual ve cevap  içinde ,bizlere alem-i islama inşirah ve ümit veren  hakikatli sual ve cevaplar var.Bazılarını yörenin kalbur üstü zevatın sorduğu suallere cevaplar var,Bazıların da çoban ve  emsali kişilerin sordukları sualler var ve onlara cevaplar var.Bütün cevaplar da Kur’anın bir ayetini ve hadislerin bir tanesine dayanarak veriyor.Rahmetli babam derdi ki Hz.Üstad bir bizim büyük kara çadırların direğine dayanıyordu birde Kur’anın ayetlerine,şimdikiler le kıyas et” der di..


         Yine rahmetli babam  bize küçüklüğümüz de anlatır ve derdi ki “Hz.Üstad, dedenin büyük kara  çadırında ve civar yerlerdeki yayla çadırlarında, çadırın direklerine dayanarak ve ayakta konuşur ve hiç kimseyi hakir görmezdi.Cemaatin içinde mollaları ,ehl-i kalb veli zatları, aşiret ağalarını ve koyun çobanlarını ve fakir kalender zevatı dikkatle dinler ve onlara mukni cevaplar verirdi ve onlarda “Sadakte beli Kurban  beli Seyda” derlerdi..
           Şimdi bazı münazarat toplantılarını takip ediyorum ,böyle bir resim ve tablo yok.Devir ya değişmiş veya bazı kişiler değiştirmişler.Bazıları “kariyer” hastalığına kapılmış yelken açıp nereye ve  nerelere gittiği belli değil. Çünkü mesleğinde profesör, kabul sahası o..Fakat münazaratta en ami bir talebe olabilir.Bu itibarla neyin sınıflandırmasını yapıyorsun.Ayrıca Risale-i Nurun müellifine ve talebelerine  bakan Nur suresi 35.ayetten bigane kalmış orayı da okumamış,okusa da nefsine yediremiyor.O zaman irşadın adı değişiyor.


           Mesela bir örnekle açıklamak isterim ; Münazaratın bir satırında “Hatta  bizim gevedan (Gevdan)mamehuran(mamhuran) hırsızları da Şeyh Ahmedin bir nasihatı ile sofi olmuşlar” ifadesi var.Babama sordum bizim ailede yüksek rakımlı şark köylerinde hep münazarat okunur ve okunur du.Babam de dediki ;”atla ata gidelim “Bilisava”köyüne, orda molla Yusuf var benim arkadşım oda hz.Üstadtan bir ders almıştı,hem ziyaret ve hemde oku ve sor.”(Şeyh Ahmed te ayrı bir konu Rüyada Peygamberimizi görüp  mektup yazan zat)
           Merhum Molla Yusufa sordum oda gülerek dedi ki “bizde koyun hırsızları var,sürüyü talan etmişler,sonra gelip Şeyh Ahmedin vasiyet namesini dinleyince ,tövbekâr olmuşlar gelip ,bizim mollalara “40 koyuna kaç koyun zekat vereceğiz”demişler .Mollalarda sizin bu mallar zaten hırsızlıktır ne zekatı ?götürün malları sahiplerine ve götürüp vermişler ve bu hadise Hz.Üstada intikal ediyor.Eğer sizler ve bizler bu nurları, bu dağ yamaçlarından ,asi ruhlu insanlara kadar götürürseniz ,vatanın ve toprağımızın bahtı açık olacaktır”dediler..


          Çok çeşitli partilerde  Milletvekili arkadaşımız olmuştur..Onlara cebinizde münazarat var mı ?diye sorarım.Yoksa ülkeye gerçek manada ses veremez ve yaraları tedavi edemezsiniz demişimdir. Hatta imkanım olsa 57 islam ülkesinin söz sahibi durumda olan bütün zevata ,çobanlarından müderrislerine ve siyasilerine kadar götürür ve bu eseri verirdim.Zira okunduğunda satırlarının derununda alem-i islamın bütün yaralarına çıkış tiryakları vardır.Hem de meşru yollarla.Şarkın yaylalarında 1900 yılların başında kaleme aldığı ve 1950 yıllarında tekrar tasihler yaparak bizlere ikram ettiği bu münazaratı sabah kahvaltısı babında ,bir ikram-ı ilahi manasında çok okumamız lazım.40 yıldır cebinde taşıyan arkadaşlarım var..


Yazarın Diğer Yazıları