Trabzon’un Zerafeti

Trabzon’un kışı ayrı yazı ayrı, her bir mevsiminde ayrı bir zarafet ve ayrı bir güzellik vardır.Elbette gözler gibi gözlerin bakışları da farklı.Her kesin bir gözü ve göz bakışı vardır.Fakat 1443 yıl önce dünyamıza teşrif eden efendimizin “asm” gözüde ve göz bakışı da bambaşkadır.Bugünleri gören gözlerin sahibi efendimize “asm”Ali ulvi Kurucu ağabeyimiz öyle demiş “ Bir ben değil alem sana hayrandır efendim.” [1] Aynen bu ifadeler gibi ,Ona medyun ve aşık-ı didarız.O’ olmasaydı ne olurdu acaba?
Bunun yanında büyük zatların başta Hz.Bediüzzamanın Hz.Mevlana’nın ve emsali gönül sultanlarımızın bakışları çok farklı ve manidar.Onların eteklerinden tutan ve onların ayak tozlarıyla hayatta nefes alan bizlerin bakışı da farklıdır.Müteaddid defalar bizleri Trabzon’a ,lim meclisleri seminerler  , konferanslar ve bu manadaki  gönül hizmetleri  için çağıran Trabzonlu münevver şahsiyetler bizleri gene çağırdılar.Trabzon’un yamaçlarından gördüklerimi kaleme alıyorum.Aslında buralardaki hizmetler makaleye sığışmaz..
Hz.Peygamber “asm”“Kim tevazu gösterirse, Allah onu yükseltir ”[2]  buyurmaktadırlar.Bunun avami lisanda bir misali şudur.Bir tavuk bir yumurta  verir sokak ve mahalleyi ayağa kaldırır,fakat bizim ağabeyin ineği günde 10 litre süt verir sessiz ve sedasızdır.İlim dalında ise Hz.Bediüzzaman “Kâmillerde, büyüklük mikyâsıdır küçüklük; nâkıslarda,   küçüklük mîzanıdır büyüklük  ”  buyurmuştur.  [3]     Bu cihetlerle  baktım Trabzon’a ve   fevkalede bir zerafetin içinde  gördüm. Elbette başka şekillerde bakanlar var ve olacaktır da.Biz gördüklerimizi ve yaşadıklarımızı yazacağız ve konuşacağız..
Bu kış gününde ve bu maddi ve manevi   fırtınalar içinde ,Trabzon Üniversitesinde okuyan gençleri bir vakıf külliyesinde toplamışlar.Bunun dışında Ağrı Ordu ,Bartın merkezleri Üniversite talebeleride gelmişler.Gümüşhaneliler boş mu durur ? hayır.Onlarda Trabzon’un meşhur uzun gölüne kement atmışlar.Bunlar ne yapıyor acaba diyenlere ; bir zaman İstanbul’da  böyle bir mekan için araştırma yapan emniyet mensuplarının sorularına mahalle komşuların verdiği cevap şudur “Bunlar kırmızı kitap (Nur risaleleri) okurlar, kırmızı çay içerler ve cemaatle namaz kılarlar) başka bir şeylerini görmedik..” derler..Vatanın asil evlatları..
Geçmiş zamanda Kayseri’de oğlunun dayağını yiyen ve tekmelenen bir baba karakola gelir şikayette bulunur .Polisler derler ki “bak baba şu karşıda yeşil bina Nurcularının kitap okuduğu yerdir,sen çocuğunu oraya götür bir-iki hafta kalsın melek gibi olur, bir daha seni dövmez.Bizim burada o çocuğu dövmemiz bir fayda vermedi ve gençler bize düşman oldular” akabinde o babada o vazifeyi yapmış oğlu da kendiside kurtulmuş..
Bu gençleri görünce bizdeki sayısız hatıralar canlanıyor.Yine  1960 kusurlarda Adilcevaz’ın Koçeri köyünde  merhum Nevruz ağabey Hz.Bediüzzamanın 5.Şua kitabını sırtına yükler, bir metre karın içinden Süphan dağının kenarlarından ve kurt sürülerinin hakim olduğu yollardan Van Muradiye ilçesinde Hz.Bediüzzamanın talebelerinden Kamil Okur ağabeye gider ve 5.şuadaki 20 meseleyi anlamak ve izahatını ister.Okumak aşkı..
Şimdi bu mezkur ilimleri tetebbu eden gençler için ,her yerde ve her zeminde bunları söylemişimdir.Manevi baharın  evlatları dünyada okuyan 2 milyar talebeyle yarışa hazırlanmalıdır.Bu itibarla bu zemini müheyya eden ve Yeni Asya vakfı ve Risale-i Nur Enstitüsü şemsiyesi altında istihdam eden Trabzonlu ağabey ve kardeşlerimi ve Nurun satırlarına kulak veren genç şakirtleri gönülden tebrik ediyorum.Tarih sahifeleri Trabzonlu münevver insanlarının bu zerafetlerini unutmayacaktır.Bu gözler ve bu  inanç içinde bakanlara ne mutlu..
[1] Gümüş tül ve alevler.Efendim şiiri A.U.Kurucu
[2] Müslim, Birr: 69; Tirmizî, Birr: 82; Müsned 2:386.) (H.Ş.)
[3] Lemeat B. S.  Nursi


Yazarın Diğer Yazıları