Eğitimde Pazarlama İletişimi: Mezunlar Ne Kadar İş Buluyor?

Eğitimde pazarlama çağımızın en önemli konusu. Artık okulları ve bölümleri açmakla iş bitmiyor. Okulların başarısı müşteri memnuniyeti üzerine odaklanmalı.
Eğitimde müşteri kim?: Önce öğrenci ve sonra ailesi.
Öğrencinin beklentisi ne?: İş bulmasını sağlayacak, kendisini rahat ettirecek, çevresinin onayladığı,  itibarı yüksek bir okul veya bölüm.
Beklentiye uygun alternatif sayısı da gittikçe fazlalaştı artık. Her şehirde üniversite açılması ve ardından çoğalan özel üniversiteler. Eğitimdeki 4+4+4'ler eğitim pazarlamasını daha da önemli hale getirdi aslında. Rekabet kızgın yani.
Eğitim pazarlaması ile ilgili yabancı makalelerde eğitimcinin yaratıcı uygulamalarının önemine dikkat çekiliyor. Futbol takımında oyuncu, hastanede doktor, üniversitede de öğretim üyesi aynı öneme sahip deniyor. Ama onlarda yaratıcı olacak deniyor. Nasıl yaratıcı?
Sorumluluk alabilen futbolcu daha fazla tercih ediliyor ve değerliyse, hastasına empatik iletişimle yaklaşan doktor daha fazla seviliyorsa, aranıyorsa, öğretim üyeleri de yaratıcı ve sektörüyle iç içeyse, piyasanın sorunlarıyla ilgili ve çözüm geliştirebiliyorsa, katkı sağlayabiliyorsa, derslerine dahil edebiliyorsa hem kendisi hem de üniversitesi tercih edilecek diyor.
Kafayı gömmüş, kürsüden ders anlatıp, hatta yazdırıp, not korkusuyla iletişim yapan “het höt” iletişimli öğretim üyesi artık demode  diyor. Bunların mezunları da başarılı olmuyor diyor. Başarı mezuniyet sonrası istihdamsa, eğer böyle eğitmenler mezuniyet sonrası istihdam sağlıyorsa aynen devam diyor.
Öğrencilerin mezuniyet sonrası istihdam oranları ve iş dünyasının beklenti ve düşüncelerini öğrencilerde, aileleri de, kamuoyu da gayet iyi takip ediyor aslında. Bakın bazı üniversitelerde, bazı bölümler öğrenci tercih etmediği için kapatılacak noktaya gelmiş. Müşteri odaklı eğitim pazarlamasını öğrenmeleri lazım artık. Good morning.
“Oğlum bak git” nasıl bir sınavda soru olabilir ki! İşte yaratıcı öğretim üyesi alır, bunu sınav sorusu yapar. S.Ü.Hukuk Fakültesinde öğretim üyesi dostum Yrd.Doç.Dr.Murat Aksan, öğrencilerine sosyal medyanın popüler videosundaki olayı sınav sorusu olarak soruvermiş. Geçen hafta medyada fazlasıyla konuşulan bir konu oldu. İşte eğitimde kaliteli pazarlama örneği dedim. Sınav sorusuna yaratıcılık katmış Murat Hoca. Hayatla iç içe, yaratıcı hoca örneği. Murat Hocayı tebrik etmek lazım. Üniversitemiz ve Hukuk Fakültemiz adına mükemmel haber değeri. Bu haber değeri üniversitenin marka değerine doğrudan katkı sağlayacaktır.
Üniversitemizden örnek vermişken, bir başka harika örneği de ben haber vermiş olayım. Geçen hafta İktisadi İdari Bilimler Mezunlar Derneği kuruldu. Doç.Dr.Ali Alagöz inanılmaz bir yaratıcı dokunuşu gerçekleştirdi ve Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Mezunlar Derneğini kuruverdi. İnanılmaz yaratıcı ve faydalı bir çaba. Yılların birikmiş mezunları bir çatı altında toplanacak ve geleceğin mezunlarına sağlam temel oluşturacaklar. İşte öğrencilerin ve ailelerinin seçecekleri bölüme bakacakları ciddi bir kriteri bu dernek vermiş olacak. İşadamları, kamudaki üst düzey yöneticiler bir araya gelecek. Bilgi aktarımı sağlanacak. Bu örneklerin çoğalması bizleri daha yukarılara çıkartacaktır. Marka değeri yüksek üniversitelerdeki hikayeler böyle hikayeler değil midir?
Rekabet her sektör için itici güçtür, faydalıdır.
Özellikle 12 yıllık zorunlu eğitimden sonra üniversiteler daha fazla önemli hale geldi, gelecek. 12 yılda seçmeli ve farklı dersler kondu. O eğitimden gelecek öğrenci üniversitede daha farklı beklentiler içinde olacak. Daha farklı eğitmenler isteyecek.
Eğitim sistemimiz mutlak itaat üzerine kuruluyken. Yani soru sormayı sevmeyen öğretmenlerden yetişiyorken, “soru soran beş dakika soru sormayan ömür boyu salak olur” diyen eğitim sistemine geçeceğiz belki de. Çinliler ne güzel söylemiş değil mi?
Soru sormayan öğrenci, soru sormayan öğretmen sanki domino taşı gibi yetişiyor. Eğitim pazarlaması ile buna son verilecek. Eğitim bakanlığı inanılmaz başarılı bir işe imza attı. Bakın Harvard Üniversitesi Profesörü bile 12 yıllık eğitim sistemini övmüş. Dışarıdan görünüyoruz ama içeriden fark edilmiyoruz.
Eğitimde liyakat, şeffaflık ve müşteri odaklı anlayış modern eğitim pazarlaması olarak eğitim sistemimize nüfuz edecek gibi görünüyor. Buna ayak uyduramayan hangi makamda, hangi pozisyonda olursa olsun silinecek. Onlara güle güle diyeceğiz.


Yazarın Diğer Yazıları