Yazdıklarımızla halkımızın büyük bir çoğunluğundan övgüler alıyorsak da, bazı kesimlerden de sorgulanırcasına eleştirilere hedef oluyoruz.
Övgülere de, eleştirilere de eyvallah..
***
Yeni Konya'nın kuruluşunun 64. yılına "merhaba" dediği gün kaleme aldığım "Geçmiş zaman olur ki" başlıklı yazım bir çok dostu duygulandırmış.. Çoğu arayıp, duygularını dile getirdi. Bunlar arasında geçmiş yıllarda bu gazetenin spor müdürlüğünü yapmış olan ve şu an Eskişehir'de yaşamasına rağmen Konya ile selamını sabahını kesmeyen Samim Türe ile adeta Yeni Konya Gazetesi ile özdeşleşen, Konya basınının "asi çocuğu" olarak da bilinen, uzun yıllar gazetenin yazı işleri müdürlüğünü yapan, efsane isim ve halen de Antalya Ekspres Gazetesi'nin "patronu" olarak mesleğinin zirvesinde olan Haşmet Öyken dostumuzdu..
Samim Türe "Ya müdür beni maziye götürdün. Yazının altına yorum da yazdım" derken, Sevgili Haşmet de "Yeni Konya Gazetesi'nde mesleğe başladım ve oradan emekli oldum.. Koskoca 25 yılı aşkın süre, o gazetenin bugünlere gelişinde çok emeklerimiz oldu. Yeni Konya'nın demirinde, çimentosunda, taşında bizim çok büyük emeklerimiz oldu. Sen bunu gayet iyi bilirsin.." diye unutulmuşluğun sitemini dile getirdi, adeta..
Yeni Konya Gazetesi gelecek yıl 65. Yaşını kutlayacak. ANMEG yönetimi umarım gazeteye yıllarca emeği geçenleri unutmaz.. Buradan ANMEG Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Özer'e duyurulur..
***
Geçtiğimiz hafta Konya spor gündemine, Konyaspor'un Polonyalı futbolcusu Marcin Robak'ın parasının ödenmediği ve bu nedenle de futbolcunun FİFA'ya başvurduğu haberi, bomba gibi düştü..
Geçtiğimiz yıldan ağzı yanan yönetim ne yapıp edip bu futbolcunun parasını ödedi de Konyaspor'u son anda ipten alarak, yeni bir transfer yasağı ile karşı karşıya getirmedi..
Ahmet Şan yönetimini bir kez daha yürekten kutlamak boynumuzun borcu olsa gerek.. Ayrıca aynı yönetiminin, Konya Şeker Fabrikası AŞ'nin Robak'ın parasını ödemesine rağmen, hala Konyaspor'un bu futbolcu için neden borçlu olduğunu da "birilerine" sorması gerek..
***
Konyaspor yönetimi geçtiğimiz haftalarda Konya spor basını ile bir "istişare" toplantısı yaptı.. Burada bir çok görüşler dile getirildi.. Bunlardan birisi de "Konyaspor, teknik direktör olarak kimi almalı"ydı..
Zeki Çimen'in Hüsnü Özkara ile dirsek teması vardı.. Zira, Hüsnü Hoca ile Zeki Çimen'in dosttan öte, adeta bir birleriyle "kanka" olduğunu bilmeyen yok.
Konyaspor'un süper lige çıktığı dönemde, sezon başında ortada yönetim yokken, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, tam yetki ile Zeki Çimen'i görevlendirmiş, o da Hüsnü Hoca'yı takımın başına getirmiş, şampiyon olan takımı da bu ikili birlikte kurmuştu.
İşte bu nedenle de Zeki Çimen'in en etkili silah olarak yer aldığı Konyaspor yönetimi, takımın başına Hüsnü Özkara'nın dışından kimseyi getirmeyeceği, tahminden öte bir gerçekti.. İşte bu gerçeği sadece görecek bir göz lazımdı..
Öğünmek gibi olmasın ama ben de o gerçeği gören gözlerden birisiydim.. O istişare toplantısında "Sizin kafanızda hocanın adı belli. Bize de usulden soruyorsunuz" diyerek, Ahmet Şan'a görüşümü beyan etmiştim..
O toplantıdan da çıkarken, bizim Yeni Konya'nın Spor Müdürü Sevgili H.Avni Uğur'a "Müdür bu toplantı hikaye.. Hüsnü Hoca ile anlaştılar. Bak görecen" diyerek, Konyaspor teknik direktörünün Hüsnü Özkara olacağını, üzerine basa basa vurgulamıştım..
Sonuç: Ne diyorsak o...
