NARDUGAN BAYRAMI

 

Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

 

"Güneş geceyi yendi!” diyerek kutlanan bir bayramımız var: Nardugan isminde… Kökeni Altaylar olan bu inanç hemen hemen tüm Türk töresinde yer alıyor. Son zamanlarda popüler konu olarak sosyal medyada sıkça yer aldığı için biz de yeni tanışıyoruz. Nar, bildiğimiz meyve olmasıyla birlikte şekli ve rengi itibarıyla ‘güneş' olarak ifade ediliyor. Dugan ise yine dilimizde aynen yer alan ‘doğan' anlamına geliyor. Her senenin 21 Aralık gecesi, karanlıkları (zulmet) yırtan bir umut ve sevgi ışığı olarak kutlanıyor.

 

"Türkler, güneşin zaferini ve yeniden doğuşunu, coşkulu şenliklerle ‘Akçam Ağacı' altında kutlardı. Nardugan bayramı, Hunlar tarafından Avrupa'ya taşındı. Hristiyanlar, Nardugan törenini İsa'nın doğumuyla ilişkilendirip Noel diye kutlamaya başladı.” Prof. Dr. Muazzez İlmiye Çığ

 

Atalarımız akçam ağacı yani yeryüzünün tam ortasında bulunan hayat ağacı altında toplanır, ağacı süsleyip güzel giysiler giyer ve neşeli şarkılar söylerlerdi. Şu anda ikincisi vizyonda olan "Avatar” serisine bir göz atın. Sahip çıkamadığımız her değerimizi nasıl süsleyip bize satıyorlar görün! Evet hayat ağacını James Cameron icat etmedi!

 

Bayramın baş kahramanı ise Ayaz Ata'dır. Arkaik Türk Mitolojisine göre, bu dede kışın soğukta ortaya çıkan, kimsesizlere ve açlara yardım eden bir tür Allah dostu (veli) denilebilir. Azeri Türkü kardeşlerimizin deyimiyle Şahta Ata da muhtemelen aynı kişidir. Noel dede gibi damdan bacadan girmez, zenginlere hediyeler vermez!

 

Daha acayip bi'şey aktaralım; geçmişi 10 bin yıla uzanan ön Türklerde anaerkil sistem vardı. Bu nedenle ilk efsanelerde dostumuz Yel Ana olarak anılırdı. Yeri gelmişken şunu söyleyelim, bizim aslımız hep kök tanrı (Teg Tengri) inancındaydı. Evreni yaratan Kayra Han, kötülük sembolü Erlik için yer altı ve karanlığı uygun gördü. İyiliği temsil eden Ülgen ise ışıkla beraber anılırdı. Türkün mitolojisinde "mutlak iyilik” daima üstündür.

 

"Türklerin yeniden doğuş bayramı Nardugan'dı. Gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gündüz geceyi yenmiş yani aydınlık zafer kazanmış olur. Bu bayram yaklaşık bir hafta boyunca devam ederdi. Atalarımız, Ülgen'e teşekkür bağlamında Akçam ağacı altında şarkılar söyleyip kutlama yaparlardı.” Prof. Dr. Nurullah Çetin

 

Bir de Pers kültüründe yer alan Acem geceleri var tabi. Onunla ilgili olarak daha önce yazdığımız için burada bahsetmiyoruz. Israrla şeb-i yelda konusunda bilgi isteyenler olursa onları Şair Sabit'e yönlendirelim. Mübtelâ-yı gam olan kendisidir…

 

Sözlerimizi burada nihayetlendirirken geçen haftaki yazımız hakkında gelen bir soru vardı, öykü yazarını yani Miguel Dominiq Ertantes'i sormuşlar. Sanırım sosyal medyada yeterince meşhur değil ki takipçi sayısı oldukça az adamın. İnsanları ve değerlerini nelerle ölçer olduk ya? Efendim gerçeklik güneşimiz cehalet karanlıklarımızı aydınlatsın. Allah Tekaddes, bizlere acısın ve layık olduğumuzca muamele etmesin!

 

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları