Daha Fazla Birlik Beraberlik

İsrail'de taksim olayları sonrasında hükümetin devrilmesi için dua seansları devam ededursun, Taksim Gezi Parkı olayları sonrasında borsa çökmedi, döviz tavan yapmadı, masum insanların muhalefet duygularını tahrik ederek eylemleri kışkırtan şer odakları ve onların lobiler Türkiye'nin gücünü sınadılar ancak umduklarını bulamadılar. Buna karşılık eylemleri destekleyen ve desteklemeyen kişiler arasında ki saflar sıklaştı. Ülkemizde kamplaşma arttı.


Militan olmayan muhalifler meydanlardan büyük ölçüde çekilmiş durumdadır. Marjinal gruplarla mücadele ise gerek psikolojik, olarak gerekse fiziki olarak devam ediyor. Önümüzde ki günlerde meydanların tamamen durulacağını umuyoruz. Yaşanan olaylardan sonra ülkemizde huzurun üzerimizde ki ne büyük bir ihsan olduğunu, onu korumak için hem uyanık olmaya hem de sağduyulu davranmaya ne çok ihtiyacımız olduğunu bir kez daha gördük. Türkiye'nin güçsüzleştirilmesi için uyuyan hücrelerin pusuda beklediklerini bir kez daha yakından hissettik. Türkiye'nin eski Türkiye olmadığı dostlar kadar düşmanlarca da takip ediliyor.
Yaşanan süreç bu yönüyle hepimiz için ciddi bir silkelenme olmalıdır. Birbirimize daha sıkı sarılmalı, kişileri bizden farklı düşündükleri için hain ilan etmemeliyiz. Bilakis gönüllere giden yolda farklı kanalları hep zorlamalıyız. Çünkü başka Türkiye yok. Maalesef atılan her molotof bombası, ve atılmasına neden olunan her gaz bombası içinde birlikte yol aldığımız gemiye zarar vermektedir.


Kimsenin ülkenin huzurunu bozmaya, sandıkta alamadığını hükümeti güçsüzleştirerek, müdahalelere zemin hazırlayarak almaya hakkı yoktur. Sistem elbette kendisini korumaya yönelik tedbirleri almak durumundadır. Öte yandan şiddete, başkalarının haklarını kullanmalarına, engel olmayan, genel asayişi bozmayan eylemlere müdahalenin doğru olmadığını düşünüyorum. Her müdahale müdahalenin amacının dışında eylemcilerin seslerinin daha fazla duyulmasına neden olmaktadır. İnsan konuşan ve düşünen bir varlıktır. Hukukun çizdiği sınırlar içinde insanların kendilerini ifade etmek istemeleri, iktidarın icraatlarını eleştirebilmeleri doğaldır. Herkes hukukun sınırları içinde kamuoyu oluşturarak hükümete tavsiyede bulunulabilir, yetkililerle görüşülebilir. Ama  kendisini hükümetin yerine koyarak ''ne pahasına olursa olsun yaptırmam'' şeklinde bir anlayışın adı demokrasi değil, anarşidir. Taleplerin bu yolla alınmasının önü bir kere açıldığında sonrasında arkası alınamayacaktır.
 


Yazarın Diğer Yazıları