Aziz Milletimizin Cumhurbaşkanlığı Sarayı

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sarayı  günlerdir tartışılıyor, gündemi meşgul ediyor. Eleştirenler haklı gerekçeler ortaya koyabilmiş değildir. Soru çok basit: niye bu kadar görkemli saray yapıldı? Solcuları anlamak mümkün;  doğasında her şeye karşı olmak, hatta akan suya, dikilecek ağaca, taksim meydanındaki düzenlemelere, birinci, ikinci, üçüncü Boğaz Köprülerine, yapımı devam eden üçüncü havalimanına, hızlı trene, başörtüsüne, dine, sakala, yeni yapılan parklara…   Maddeleri çoğaltabiliriz…  Sayfalarca yazılabilecek her şeye karşılar. Fıtratlarında her şeye karşı olmak var. Tamam, solcuları anlamak mümkün. Solcuların ve  gezicilerin  her şeye karşı olmak ve  devletimizi zayıf düşürmek temel prensipleridir.
Gezi Parkı eylemlerini bir darbe girişimine dönüştürenler ve bu darbe girişimine çanak tutanlar, hükümeti yıpratmak ve Recep Tayyip Erdoğan'a zarar verebilmek için bu ayaklanmayı bir fırsat görüp, kendilerine bir alan açmaya çalışmışlardır. Işin garibi, zaman Gazetesi, Samanyolu Televizyonu gibi hizmet camiasına bağlı medya organları da  bu ayaklanmaya destek vererek bulaşmış ve onlar da hükümete karşı kampanyaya çanak tutmuşlardır.
Gezi ayaklanmasını planlayıp sahneye koyanlarla beraber hareket eden bahsettiğimiz yayın grubu, Amerika’nın  Beyaz Sarayı’nı, Rusya’nın  Kremlin Sarayı’nı ve daha nice nice sarayları, onlarla olan ilişkileri sonucunda iyi bilirler. Avrupa'daki çeşitli devletlerin saraylarını, mimarisinin ne kadar güzel ve görkemli olduğunu,  hatta aşağılık kompleksi ile hayranlıkla aziz milletimize sunmaya çalıştılar.
Milletin ekmek için karneye bağlandığı, ilaç yokluğundan her gün yüzlerce insanın verem hastalığından öldüğü yıllar.CHP'li İsmet İnönü' nün oğlu Ömer İnönü Dolma bahçe sarayında tek başına kalır,tek odası için sarayın tüm kaloriferlerini yaktırır,günde 30 ton kömür harcar,her gece içkili alemler düzenlerdi.Aynı yıllarda babası da 5 trilyona kendi heykelini yaptırıyordu.
Bu aziz millet  bunları unutmadı. CHP’ nin söyleyecek sözü yoktur.
Nerede bir muhalif varsa mal bulmuş mağribî gibi,  muhteşem güzelim Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yanına gelerek protestolar düzenleyip,  operasyon denemeleri yapıyorlar. Burada dikkat çeken şey,  radikal terör grupları, CHP’liler, darbeciler, ülkeyi geri bırakmak için 10 Ağustos 2014 tarihine kadar millete karşı savaş veren muhalefetin yanı sıra, aziz milletimizin yardımlarıyla bugüne kadar gelmiş olan hizmet hareketine ait  yayın grubunun da bu gruplarla birlikte hareket etmesidir. Aziz milletimiz tarafından bu provokasyonlar dikkatle izlenmektedir. Bu muhteşem saraya karşı çıkanları, oylarıyla sandıkta cezalandıracaktır. Zaman Gazetesi ve Samanyolu Televizyonunun ait olduğu Hizmet Hareketi görelim milletten oy alabilecek mi…  Açıkça ifade edeyim ki  bu saraya karşı olmak devleti tanımamaktır. İstanbul'daki Dolmabahçe ve  Topkapı Sarayları gibi, ülkemizin çok önemli mimari eserleri yüzyıllar önce yabancı devletleri karşılamak, Devlet-i Âli Osmaniyye’nin gücünü göstermek için yapılmıştır. Dünyada da örnekleri çok fazladır. Dış politikada  vizyon ve haşmet çok önemlidir.
Saygıdeğer okuyucularım, Türkiye Cumhuriyeti Devleti 15-20 yıl önceki devlet değildir. Hükümet de 15 yıl önceki hükümet değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, vatandaşlar,  üniversiteler,  sendika ve diğer  sivil toplum örgütleri de 15 yıl önceye göre çok ileri bir seviyededir. Geri kalmış  olan sadece muhalefettir.  Muhalefetin kuyruğuna takılan Samanyolu ve Zaman Gazetesi gibi birtakım medya ve  sözde camiayı temsil eden art niyetli insanlardır. Şunu ifade etmem lazım ki, bugün ülkemiz küresel bir güç olmuştur. Dünyada dikkate alınan bir ülke olmuştur. O’nun devlet başkanı söz söylediğinde herkes durup bir dinlemektedir. Önceleri oyun oynanabilen bir devlet iken şimdi oyun kurucu olmuştur.
Büyük devletlerin kendine göre birtakım sorumlulukları vardır. Bu sorumluluk başta ordumuzu, devlet adamlarımızı, devletimizin temsil gücünü ve  görkemli  haşmetini korumakla gerçekleşebilir. 5 yaşında  bir çocuk düşünün…  Sonra bu çocuk büyümüş,  20 yaşına girmiş bir delikanlı olmuş… 5 yaşındayken giydirdiğimiz elbiseyi bu delikanlıya giydirmeye çalışamazsınız.. Bu örnekte de anlaşılacağı üzere Türkiye Cumhuriyeti 20 yıl önceki Türkiye değildir. 50 yıl önceki, 80 yıl önceki Türkiye hiç değildir. Ülkemize böyle görkemli binalar yapmak kaçınılmazdır. Devletimiz küçük odalardan  yönetilemez. Mahalle arasında ufacık odalardan oluşan köşkler Türkiye’mizi yönetmek için dar gelmeye başlamıştır.
Mevcut  binaları çok iyi bilen insanlardan biriyim. İl başkanlığı yaptığım dönemde merhum Erbakan hocamızı ve dönemin bakanlarını ziyaret ettim.  Bizim Konya’da, Başbakanın bulunduğu binaya benzer plazalar var.  Hatta ondan da lüks binalar var.  Sabancı Holding’in İkiz Kuleleri, Başbakanlık Binasından  ve  Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nden daha görkemliler.  Onlar koca Türkiye cumhuriyeti Devleti’nden daha mı güçlü? Sarhoş, ayyaş, terörist ve daha nice art niyetli kişiler elini kolunu sallaya sallaya Başbakanlığa ulaşabiliyor. Biz bu devleti bu milleti sokakta bulmadık. Bedelini  Malazgirt, Çanakkale ve Dumlupınar’da  ödedik.
Sayın Başbakanımız Davutoğlu'na da yeni Başbakanlık binaları hayırlı olsun…   İyi hizmetlere vesile olsun...  Size bu vatan insanları her zaman destek olacak ve  önünüzü açacaktır…  Yeter ki siz yanlış yapmayın, yanlışa geçit vermeyin! Siz Hak davada olduğunuz sürece aziz milletim sizin yolunuzda olacaktır. Ne zaman hak yoldan ayrılırsanız bu millet sizi oylarıyla düzeltecektir. Bu muhteşem Cumhurbaşkanlığı Sarayını inşa eden, dostumuzun ve düşmanlarımızın karşısında aziz milletimize bu gururu yaşatan  başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı,  Sayın Başbakan Davutoğlu'nu, devlet büyüklerimizi,  hizmeti geçenleri, bu inşaata temelinden çatısına kadar emek verenleri aziz milletimizi tebrik ediyorum.
SOSYAL GÜVENLİK İL MÜDÜRÜ VE AKSİYONU
Hafta içinde bir gurup arkadaşımla Murat Yavuz, Konya Sosyal Güvenlik Kurumu  İl Müdürü nü makamında ziyaret ettim! ..."Ne diye oyunda oynaştasın. Fatihin İstanbul’u fethettiği yaştasın." Belki akranları hala oyunda oynaşta, Murat Yavuz ise Yeni Türkiye’mizin gözbebeği, Selçuklunun başkenti, Mevlanaların, Şems-i Tebrizilerin,  Konevilerin özellikle seçip yerleştiği bir şehre;  zamanla gelişerek  Metropol bir kent olan Konya’mızın Sosyal Güvenlik Kurumuna  il müdürü olmuş. Yetiştiriliş tarzı tıpkı dedeleri Fatihler gibi fetih ruhlu Yavuzlar gibi asaletli kanuniler gibi kudretli...  O hep, milletime nasıl hizmet edebilirim, içinden çıktığım bu güzide toplumun sorunlarını en iyi şekilde nasıl çözebilirim aşkıyla heyecanıyla dolup taşmıştır.Çocukluğundaki oyunlar, gençliğindeki enerji,tamamen milletine hizmet etmek,halkın ve hakkın hizmetinde olmaktır.Bu minval üzere yetiştirilmiştir bu genç delikanlı yönetici.SGK  nın yenilenen yüzünü temaşa ederek Müdür Beyin makamına geldik:Aman Allah’ım! karşımıza genç mi genç,dinamik mi  dinamik, heyecanlı mı heyecanlı, atak mı atak birikimli ve çok beyefendi liyakati yerinde bir kardeşimiz çıktı.Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin söylediği gibi:"Gerçek imanı elde eden insan dünyaya meydan okur"sözünün üzerinde anlamlandığı değerli bir yönetici.
Mevla kendisini" hak yolda ve halkın yolunda daim eylesin".Tekrar kendisine  görevinde Mevla’dan üstün başarılar niyaz ederim.


Yazarın Diğer Yazıları