Kimler Milletvekili Olmalı?

Yeni bir seçimin arifesindeyiz. 7 Haziran genel seçimleri için geriye sayım başladı. Yüksek Seçim Kurulu seçim takvimini açıkladı. Aday olacak memurların en son 10 Şubat’ta görevlerinden istifa etmeleri gerekiyor. Konya’da siyaset kazanı yavaş yavaş kaynamaya başladı.
Bu seferki seçimler biraz farklı. Çünkü başbakan Konyalı. Herkesi aşağı yukarı tanıyor. Konya’daki durum Türkiye’deki yarıştan biraz farklılık arz ediyor. Hadi hayırlısı.
Peki Konyalı nasıl milletvekili istiyor?
Konya milletvekilleri geçen dönemi biraz rahat geçirdiler. Önceleri Konyalı olduğu için dışişleri bakanının ardından da başbakan olmasıyla başbakanın gölgesinde kaldılar. Konjonktür de zaten öyle olmasını gerektiriyor. Başbakan Konyalı ise milletvekili ister istemez gölgede kalır.
Gelelim meseleye…
Konyalı paralelle irtibatlı milletvekili adayı istemiyor. Onu ta en başa koyalım.
Sonra?  Sonuna kadar davasına ve başbakanına sahip çıkacak milletvekili istiyor. Konya’yı bilen, sorunlarından haberdar, proje üretebilecek, ürettiği projenin peşinden koşacak, ufku açık, eğitimli, konuşmasını bilen, partiye yük olmayacak aksine partinin yükünü alacak, inançlı, aile yapısı düzgün, ahlakına derman yetmez, mütevazı, kültürlü adaylar istiyor.
Bir tüyo vereyim. Bu dönem tüm Türkiye’de olduğu gibi Konya’da da başörtülü hanımların şansı daha yüksek olacak. Çünkü Ak Parti yeni dönemde mecliste daha fazla hanım milletvekili görmek istiyor. Yukarıdaki özelliklere sahip hanımlara duyurulur.
Ak Parti’nin milletvekili aday adayları arasından aday belirleme kriterleri belli. Daha önce konulmuş kurallar bu dönem için de geçerli olacak. Temayül, anket, mülakat ve komisyonlar.
Ancak bunlar kritik adayların belirlenmesinden sonraki öncelikler. Evela milletvekili olması gerekenler belirlenecek. MİT müsteşarı örneğinden olduğu gibi. Ak Parti, partiyi en üst düzeyde temsil edecek bir çok tanınmış ve partiye faydası olacak kişilere öncelik tanıyacak. Gerekirse teklif götürecek. Bir kısım da kamuoyu önünde saygınlığı olan tanınmış kişiler belirlenecek. Bir de önceki dönemlerde mağdur olmuş veya çeşitli sebeplerle mağdur olma ihtimali olan partililer de bu ayrıcalıktan yararlanacak. Veya kendilerine farklı nedenlerle söz verilenler. Kayseri belediye başkanı gibi. Bu yolla milletvekili adayı olacakların sayısının 60-100 arası olduğu tahmin ediliyor. Geriye kalanlar için partinin yukarıda anlattığım mekanizması devreye girecek.
Temayül ve anketler kesin belirleyici hükümler değil. Ancak karara yakın durumlarda son bir defa temayül ve anketlere de bakılıyor. Yani temayül ve anketlerin etkisi sanıldığı kadar fazla değil.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Nebati’ye sordum.
Asıl kriter ne diye?
“Kişinin kendisi” cevabını verdi.
“Nasıl yani?” diye yüklendiğimde, “merak etme aday adayı olmuş bir kişi hakkında bize en az 80 yerden bilgi gelir” dedi.
“Ne yani, temayül için anket için çalışmasınlar mı?” şeklindeki sorumu ise “hayır onlar da önemli ama asıl önemlisi adayın kendisi. Bu konuda milletimiz ve partililerimiz bize güvensinler.  Oturmuş bir sistemimiz var ve kolay kolay hata yapmayız” şeklinde cevapladı.  
İşin sırrı burada. Adayın kendisi.
Önceki gün toprağa verdiğimiz, ağabeyimiz, deneyimli politikacı ve bir devrin kudretli il başkanı Mehmet Sözer ne güzel yazmış. Ölümünden önce yazdığı ancak öldükten sonra Yeni Konya Gazetesi ve konhaber.com haber sitesinde yayınlanan yazısında.
Allah Rahmet eylesin. Dört ana gruba ayırmış rahmetli Sözer aday adaylarını.

1- Tepeden inme adaylar, (Ankara’dan gelenler)
2- Kadrolu adaylar, (Her dönemin adayları)
3- Ünvanlı adaylar, (isimlerinin önünde titri olanlar)
4- Teşkilatın bağrında çıkmış adaylar. (Rahmetli bunlar için teşkilatın yükünü yıllarca çektikleri halde aday olduklarında hor görülenler olarak nitelendiriyor)

Ak Parti’de durum eski Refah Partisi gibi değil, ancak her durumda teşkilatın yükünü çekenler maalesef benzer muameleye tabi tutuluyor.
Her şeye rağmen demokrasi seçim, seçim katılımcılık demektir. Yukarıda özelliklerini anlattığım her dürüst ve her memleketine faydalı olmayı düşünen kimseyi aday adayı olmaya çağırıyorum. Samimi insanlar, dürüst insanlar aday adayı olsunlar ki, dürüst olmayanların cesareti kırılsın. Bir çok insan tanıyorum, siyasete kalite getirecek… Ancak aday adayı olmuyorlar. Nedeni, siyasetteki kalite sorunu. Bu şekildeki düşünceyi doğru bulmuyorum. Çünkü onlar aday olmadıkça meydan diğerlerine kalıyor. (Burada kimseyi kast etmiyorum. Amacım siyasette kaliteyi yükseltmek. )  Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın geçenlerde hatırlattığı İsmet İnönü’ye ait olan söz gibi. “ Bu ülkede namuslular en az namussuzlar kadar cesur olmalı.” Ben “namuslular daha fazla cesur olmalı” diye ekliyorum.


Yazarın Diğer Yazıları