Paralel’in Linç Tık’ı

Yeni Konya Gazetesi ve Konhaber.com’da yayımlanan “Konya’nın Avukatları Neredesiniz?” başlıklı yazımız, Paralel’i rahatsız etmiş olmalı ki, başta sosyal medya olmak üzere her taraftan linç kampanyasıyla karşılaştık. Küfür ve hakaretin bini bir para… Eleştiri sınırları içerisinde olanların tamamını yazının altındaki yorum kısmında aynen yayınladık. “Adam gibi” eleştirenlere sözümüz yok.
Bizi “objektif” olmamakla suçlayanları aynı gazete ve aynı internet sitesindeki bir önceki yazımı okumaya davet ediyorum. Bakalım o zaman ne diyecekler.
Bu tür linç kampanyalarıyla bizi yolumuzdan çevireceklere de Namık Kemal’in meşhur dizesiyle cevap veriyorum.
“Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin.
 Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azîmetten!”
Biz “Millet’in Yolundayız”. Şüphemiz yok. Tereddüt de etmiyoruz. Ama paralelin kimin yolunda olduğunu bilmiyoruz.
Gelelim “Konya’nın Avukatlarına”…
Bizim sözümüz Konya’nın Avukatlarınaydı.  Paralel’in Avukatlarına değil.  Konya’nın Avukatlarının kim olduğunu da yazıda geniş geniş yazmıştık. Ama nedense Paralel’in avukatları üzerine alınmış.
Gelelim “milli iradeye”.  Bazıları Konya Baro Başkan ve yönetiminin Avukatların oylarıyla iş başına geldiğini, buna saygı göstermemiz gerektiğini yazmış.
El hak. Doğru. Maalesef öyle oldu. Bu yönetim, içerisinde muhafazakârların da bulunduğu avukatların oylarıyla iş başına geldi. Fakat saygı meselesine gelince, kusura bakmayın.  Doğru yaptığınız müddetçe saygı gösteririz. Ve üzülerek söylemeliyiz ki, şu anda doğru yapmıyorsunuz. Takiye yaparak seçildiğiniz ortaya çıktı. Bari yaptıklarınızın doğru olduğunu savunarak gülünç duruma düşmeyin.
Ne yapmış Konya Baro başkanı?  Malum hadisede kendisine oy verenleri bırakıp, rakip olarak yarıştığı CHP’li zihniyetle kol kola girmiş. Eee hayırlı olsun. Ne diyelim. Allah muhabbetinizi artırsın. Bir sonraki seçimde de artık ortak aday çıkarırsınız.
Bazıları da eleştirilerde, siyaset yaptığımızı savunmuş. “Siyaset yapacaksak, siyasete girip öyle konuşacakmışız”!
Bunlar, galiba gazeteciliğin ne olduğunu bilmiyorlar. Gördüğü yanlışları yazmak gazetecilerin görevleri arasında yer alır. Ancak, Baro başkanlarının görevi “siyaset yapmak” değildir. Bakın bakalım, biz mi siyaset yapmışız, baro başkanı mı, biz mi üzerimize vazife olmayan konularda olur olmaz açıklamalar yapmışız, baro başkanı mı? Ha ne dersiniz?
Haa, bu arada, hâlâ “objektif” olmadığımı düşünüyorsanız lütfen bir sonraki yazımı okuyun.


Yazarın Diğer Yazıları