DOLAR
41,56
EURO
48,70
STERLİN
55,93
GRAM
5.228,50
ÇEYREK
8.597,39
YARIM ALTIN
17.157,79
CUMHURİYET ALTINI
34.097,35

Hamas bu teklifi kabul etmez

Son yılların en hareketli ve en çok konuşulan Birleşmiş Milletler Genel Kurul'u icra edildi. Ana gündem maddesi Gazze idi. İyice köşeye sıkışan İsrail, şimdi Trump'ın 21 maddelik ateşkes planına yönelmiş durumda. Planı ABD mi hazırladı yoksa İsrail mi hazırlayıp  Trump'ın elime tutuşturdu, bilmiyoruz. 

Medyaya yansıyan planın özetini üç madde ile anlatmak mümkün.
1- Esirler serbest bırakılacak, İsrail işgalden vazgeçecek. (Gazze ve Batı Şeria'da)
2-Hamas lağvedilecek, Hamas üyelerine yurt içinde ve dışında dokunulmayacak.
3-Gazze'yi,  Filistin yönetimi kuruluncaya kadar uluslararası bir komisyon yönetecek. Uluslararası bir güç bu süreçte görev alacak. 

Henüz İsrail tarafından bu planı kabul edip etmeyeceklerine dair bir açıklama yapılmadı.  Netanyahu ile Trump arasında bugün yapılacak olan kritik toplantı, bu konuyu netliğe kavuşturacak. 

ABD Başkanı Trump, Genel Kurul sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da yanına alarak Arap ve bölge liderleriyle bir Filistin zirvesi düzenledi. Bu zirvede 21 maddelik plan masaya yatırıldı. Toplantı sonrasında resmi açıklama yapılmadığı için bölge ülkelerinin plana evet diyip demediklerini bilmiyoruz. Ancak genel havadan teklife sıcak baktıkları anlaşılıyor. 

Netanyahu geri adım atarak bu planın uzun zamandır dile getirdiği şartlarla örtüştüğünü söyledi. Yani Netanyahu'nun plana "evet” deme ihtimali yüksek. Belki bazı ayrıntılar için pazarlık yapar ama nihayetinde bu plan tam anlamıyla Netanyahu'nun istediği bir çözüm de değil. Çünkü 7 Ekim'den sonra hedefi Gazze'yi tamamen yok etmek, bölge halkını tahliye edip Gazze topraklarını ele geçirmekti. O tutmayınca, ikinci hedef olarak Trump'ın ağzından Gazze'yi küçük Körfez ülkeleri benzeri bir ticaret ve turizm merkezine dönüştürme fikrini gündeme getirdi. Fakat o da sonuçsuz kaldı.

Sahadaki duruma baktığımızda,  ne İsrail'in Hamas'ı çökerttebildiğini ne de Hamas'ın  İsrail'e geri adım attıracak bir sonuç elde edebildiğini görüyoruz. İsrail sahada planlarını uygulayamadığı gibi, uluslararası alanda da ağır bir izolasyona uğradı. Zaman artık İsrail'in aleyhine işliyor.  İsrail vatandaşları gittikleri ülkelerde dövülüyor, hakarete uğruyor, horlanıyor. İsrail'de Netanyahu'nun politikalarını onaylamayanların oranının yüzde 70'e yükseldiği konuşuluyor. 

Peki Hamas bu plana "evet” der mi? Ben sanmıyorum. Çünkü bu teklif Hamas'ı tamamen devre dışı bırakıyor. Gazze halkının demokratik iradesiyle seçilmiş bir yönetimin kendi eliyle kendini yok etmesi mümkün değil. Hamas bugüne kadar ağır kayıplar verse de direnerek İsrail'in kesin bir zafer kazanmasını engelledi. Şimdi denklemden çıkmayı kabul etmesi, hem siyasi hem de varoluşsal intihar anlamına gelir. Ancak kendisini  denklemin içinde bırakacak şekilde bir plana sıcak bakabilir. 

Bakabilir çünkü,  unutulmaması gereken temel bir gerçek var: Barışın kaybedeni olmaz. Yorgun düşmüş, taş taş üstünde kalmamış Gazze'nin yeniden ayağa kalkabilmesi için bir ateşkese ihtiyaç var. Hamas ileride yeniden güç kazanabilme ihtimaliyle bazı şartlar ortaya koyarak evet diyebilir. Burada Müslüman liderlere büyük görev düşüyor. Masada Gazze halkının kaybetmemesi sağlanmalı, İsrail'in verdiği sözleri tutmayacağı gerçeği göz ardı edilmemeli. Çünkü bir barış olacaksa, bu barışın gelecekte yeni acılar doğurmaması gerekir. Bunun için de iş sıkı tutulmalı. Anlaşma, İsrail'in yarın öbür gün bir şeyi bahane ederek yeniden saldırmasını imkansız hale getirecek caydırıcılıkta olmalı.

Yazarın Diğer Yazıları