Bir hadsiz elçimiz var nicedir malum! Mösyö öyle pervasız ki, ülkeye ayar çekebiliyor, bol endişeli kaygılarını saçıyor virüs virüs; Sonra icraata geçiyor…Ve malumun ilanı bu sözler hiç de yadırgayamayacağımız şekliyle ağzından dökülüyor mösyönün. “Bir imparatorluğun çöküşünü izleyin” Fakat mösyö o küçük beyniniz bizim imparatorluğu araştırırsa bir ara, elçilerin ne tür bir vaziyette cihan sultanının huzuruna çıktığını görürsünüz. Bir elçi daha yoktur ki Osmanlı’nın huzuruna çıkarken baştan tırnağa titremesin, maazallah başının bedeninden kopartılacağından korkmasın… O elçi ki Osmanlı huzuruna nasıl el pençe divan durulacağını iyi bilir ki beyni bedeninde durabilsin, en ince edep nüanslarını hücrelerine sindirir ki sağ selamet dönebilsin. Ve o elçi iyi bilir ki Osmanlı huzuruna çıkmaktansa bin huzura çıkmak yeğdir.
Biliyor musunuz mösyö? O dönemlerde olmanızı çok isterdim. Bu edepsiz ve cüretkarlıklarınızla muhtemelen başınız bedeninizden ayrılmış olurdu ki bu beni hiç rahatsız etmezdi. Hayır meselenizi bir anlayalım önce! Sen dışişleri bakanı mısın ki bizim içişlerimize karışma cüretkarlığı gösteriyorsun. Elçiler ne zamandan beri içişlerine karışıyorlar, olur olmaz mevzulara burnunu sokup ayar çekiyorlar... Üstüne bir de aksiyon! Ben böyle interaktif bir elçi görmedim. Sen kimsin mösyö ki entrikalarınızın aynı günü muhalefetle görüşüp iş çeviriyorsun arkamızdan. Siz böyle devam edin ki postalanmanız çabuklaşsın. Zira buna en çok ben sevineceğim. Zinhar ihmale gelmeyecek son derece tehlikeli bu şahıs derhal tasfiye edilmelidir. Hükümet bu konuda yeterince ihmalkar oldu zaten.
Ve operasyona gelince… Nurtopu gibi bir komplomuz daha oldu. Üstelik muhtemelen Riccardone’nin parlak fikirleriyle tıpkı gezide, gezicilerin katlettikleri kurbanlar gibi şimdi de bu komplonun seçilmiş kurbanlarını görüyoruz. Arabasında ölü bulunan pardon ölmesi gereken emniyet amiri gibi… Riccardona ve avaneleri acaba kurbanı hangi yönüyle seçiyor “Ya o zaten depresyonda” filan diye mi seçiyorlar, çok merak ediyorum. Yalnız mösyö Riccardone şu ayakkabı kutuları son derece banal ve gülünesi…. Sizin gibi bir çakala daha profesyonel manzaralar yakışırdı.
Bakan oğullarına gelince yapmış olabilirler! Zira bir bakanı kandıramazsınız, ama oğlunu kandırabilirsiniz. Bana kalırsa özenle bu iki oğul; 1.5 yıl boyunca tüm imkanlar sağlanarak bu yola kanalize edildiklerini düşünüyorum. Riccardona ve ekibinden her şey beklenir... Bu gençlere yoldan çıkmanın ötesinde bilakis yoğun teşvik ve telkinle bu noktaya getirildiklerini düşünüyorum. Allah’ım vatansever bir lideri sevmek ne zor, yüreğim çarpıyor , uykularım kaçıyor, bütün hücrelerim tedirginliğe garkoluyor.
Ve Riccardone, sizi daha da bu ülkede bir saniye görmeye tahammülüm yok.
