“Canlı Yayında Konuşur Gibi” Konuşabilmek
Şivlilik bir dünya markası haline getirilebilir.
KÜRESEL GÜÇLERİN ELİNDEKİ SİHİRLİ GÜÇ, BİLİM
Ağaların eli tutulmaz
REĞÂİB GECESİ BİR GECE DEĞİL BİR YÖN TAYİNİ
Sûfî bir ses işittim uzaklardan…
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR…
Veeeee nihayet! Güzel futbol güzel sonuç…
Seküler kesimin çatallı dili
AKLINI VE ALNINI TERLETENLER
SEVDALISIYIZ
ÜÇ AYLARA KAVUŞMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ
Bahanesiz Maçtan Hüsran Çıktı
AHLAK VE VİCDANIN SESİ MISIRLI YAZAR MUSTAFA LUTFİ EL-MENFALUTİ
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Çocuklar için yaz tatili geldi. Bir yıl boyunca yoğun bir tempoyla çalıştılar karnelerini aldıklarında uzun bir tatil onları bekliyor. Bu tatil döneminde ailelere; çocukları televizyon, tablet ve telefondan uzak tutup eskiden oynadıkları ama çocuklarının bilmediği oyunları öğretmelerini ve onlarla birlikte oynamalarını tavsiye ederim. Mesela toprak yükselti yapıp harmanbiş oynamalarını, çamurdan çaydanlık bardak yapıp güneşte kurutmalarını, evden aldıkları poşeti kamışla birleştirip uçurtma yapmalarını, bilye, yedi kiremit ve daha pek çok eski oyunu çocuklarına öğretip hem unuttukları çocukluklarını yaşamalı hem de çocuklarının hayal gücünü geliştirmeliler. Bu bilinçle yetişmiş sorumluluk sahibi çoban Adem'in hikayesini sizlere anlatmak isterim.
Adem her gün sabah erkenden kalkar köydeki bütün koyunları toplar ve uzun otların olduğu meraya doğru yola çıkar. Mera yolunda elinden düşürmediği kavalını çalarak koyunların onu takip etmesini sağlar. Meradaki en büyük ağacın altına gelince elindeki kavalı heybesine koyar ve yanından hiç eksik etmediği hikaye kitabını çıkartıp okumaya başlar. Bir gün yine hikaye kitabını okurken ağaçtan bir şeyin düştüğünü fark eder. Elindeki kitabı yere koyup düşen şeyi incelemek için yerinden doğrulur. Ağaçtan yumurtadan yeni çıkmış bir kuş düşmüştür. Adem şaşkın bir şekilde "ne kadar da miniksin daha tüylerin bile çıkmamış bakalım yaran falan var mı” der. Kuşun yarasının olmadığını görünce "seni yuvana geri koyalım” diyerek kuşu gömleğinin cebine koyup ağaca tırmanmaya başlar. Yuvanın yanına geldiğinde yuvadaki diğer yumurtaların boş olduğunu tek bu kuşun yaşadığını anlar ve kuşu yerine bırakarak ağaçtan iner.Adem bundan sonra otlağa her gidişinde kuşu izler.Bir gün küçük kuşun annesinin yuvaya gelmediğini fark eder ve yuvayı kontrol etmek için ağaca tırmanır. Küçük kuşun yuvada açlıktan halsiz düşmüş annesini beklemekte olduğunu görür. Adem yanındaki azık torbasından ekmek çıkartıp kuşa yedirir. O günden sonra Adem koyunların yanında minik kuşun da sorumluluğunu üstlenerek her gün onu besleyip karnını doyurmuş, kaval çalarak ötmeyi öğretmiş ve uçup gideceği güne kadar onunla ilgilenmiştir.
Bizlerde çocuklarımıza bir canlının sorumluluğunu üstlenme olanağı tanımalıyız. Araştırmalarda gösteriyor ki çocuklar kuş, köpek, kedi ya da bir balık beslediğinde merhamet duygusu, paylaşma arzusu ve sorumluluk bilinci oluşuyor. Çocuklar bizim geleceğimiz geç olmadan bilinçli bir toplum yetiştirmek için çocuklarımıza yani geleceğimize sahip çıkmalıyız.