TECRÜBE

Tecrübe nedir? diye sorsalar mutlaka her birimizin farklı cevabı vardır. Bilgi birikim, tahsil, yaş, çevre vs. Birçok tanım yapılabilir ama bana göre tecrübenin en tanımı; "yediğimiz kazıkların toplamına tecrübe denir”. Kaba bir tabir olsa da hayatımızın her alanında bir kerede olsa, azda olsa mutlaka bir vurgun yemişizdir. Örneğin her birimizin mutlaka az yada çok alamayıp üstüne çizgi çektiği alacağı vardır. Öyle sadece ticaret olarak değil emanet olarak verip alamadığımız. Mutlaka en güvendiğimiz birilerinin arkamızdan konuşmalarına ve iş çevirmelerine şahit olmuş belki de yıkılmışızdır. İş ortağınız sizi yarı yolda bırakmış, hayat ortağımız çekip gitmiş olabilir hayatımızdan. Onlarca şey sayabilirim burada. İşte hayatta yaşadığımız bir çok olumlu ki genelde olumsuz şeyler bize tecrübe katıyor. Tecrübeli dediğimiz insanların tek farkı aynı kazığı yemeden aynı kişilere güvenmemesidir. Tabi sadece bu insanlar için değil devletler içinde geçerlidir. Örneğin sırtını ABD'ye dayayıp iflah olan var mı? Türkiye bu anlamda çok tecrübeli bir ülke. Onlarca ambargo, darbeler, darbe girişimleri, cemaat görünümlü yapılar, ekonomik saldırılar vs. Cumhuriyet tarihimiz boyunca yaşadığımız tüm bunların arkasında direkt yada dolaylı ABD'nin parmağı olduğunu biliyoruz. Yıllarca NATO'nun Ruslara karşı karakolluk görevi yapan ülkemizin yediği kazığın haddi hesabı yok. Hangi alanda işbirliği yaptık ta karlı çıktık? ABD başkanlarının ülkemize ve devlet büyüklerimize olan kısacık övgüleriyle yetindik hatta günlerce yayın yapıp övündüğümüz de oldu. Artık tecrübe kazandık gibi. Son dönemde kazandığımız tecrübelerle sınır ötesine geçebiliyoruz. Irak, Suriye, Libya gibi ülkeler tecrübe sahibi olamadıkları için bugün paramparça. Biz köklü bir tecrübeye sahibiz. Kodlarımızda yediğimiz kazıklara karşı önlem alabilme reaksiyonuna ve hızlı kararlar alıp, hızlı hareket etme oluştu. Ekonomi başta olmak üzere birçok kere yediğimiz kazıklar bize tecrübe kazandırdı. Bundan sonraki süreçte aynı tuzaklara düşmeme, verilen boş sözlere inanmama tecrübesi de gelişti bizde. Evet artık tecrübeli bir devletiz biz. Bu tecrübeyle biz daha ne başarılar, ne zaferler kazanırız.

Türkiye'nin en büyük sorununu sorsam hiç şüphe yok ki herkes ekonomi diyecek. Konya'nın en büyük sorunu nedir diye sorsam muhtemelen trafik söylenecek. Bizdeki sorun, sorunlara bakış açımızla ilgili. Sorunu biz üretiyor, biz yayıyor ve o sorunla yatıp kalkıyoruz. Kriz yok mu? Elbette var. Aşılmayacak bir durum değil. Sorunu içselleştiriyoruz sorun orada. Sosyal medyada felaket tellallığı yapmak ekonomiyi düzeltecekse hep birlikte batan firmaları yada batacak firmaları yazalım. Sorunları görmezden gelmek başka, sorunu sürekli gündemde tutup yeni sorunlara çanak tutmak başka, sorunu bilip ona göre tedbir alarak yaşamak başka. Asıl hedefimiz gelecek zaman olması gerekirken biz bugüne takılı kalıyoruz. "elin gavuru 100 yılık plan yapıyor” derken bizim sadece bu süreci sabah akşam konuşmamız yaptığımızla söylediğimizin tutmadığını gösteriyor. Sabırla, sükûnetle planlar yapıp bekleyeceğiz. Bu zor mu? Evet bizim ülkemizde zor. Trafikte sarının tonunu hissedip korna çalan bir millet olarak sabır işi gerçekten zor. Konya'da tarihinin en önemli ulaşım hizmeti olacak Metro için imzalar atılmış, ertesi gün "hala bitmedi mi? Diye soranda olacaktır. Bizde diyeceğiz ki "ya sabır.” Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları