TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
Hz.Şems-i Tebrizi,Hz. Mevlânâ sema ve Biz
MEVLANA’YI ANLAMAK
Konya’nın Taşına Toprağına İsmi Yazıldı
Milletin Sinirini Bozmayın!
SURİYE ZAFERİ’NİN 1. YILI VE DOHA ZİRVESİ
KAZA VE KADER İNANCINI DOĞRU ANLAMALIYIZ
Dolardan Kaçan Yatırımcıları Altının Cazibesi Baştan Çıkardı
TERAZİ
Çözüm Üreten Çağdaş Atan Aranıyor
Mevlana, Hoca Efendi ve Diğerleri…
Skor 1-1, kazanan Rize!
CADILAR BAYRAMI’NIZ KUTLU OLSUN MU?
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
2030 yılı için nasıl bir dünya planlandığını duymuş muydunuz? Çalışacak bir işiniz yok ama maaşınız ödenmeye devam ediyor. Hiçbir şeye sahip değilsiniz ama istediğiniz her şeyden yararlanabiliyorsunuz. Örneğin bir Arabanız yok ama telefondan elektrikli ve şoförsüz bir araç kiralıyorsunuz. O sizi İstediğiniz yere kadar götürüyor. Uçağa binmek ya da et yemek için servet ödemek zorundasınız. Uçak yakıtı ve et üretimi çevreye zarar verdiği için karbon vergileri çok yüksek ve bunu sadece zenginler yiyebiliyor. Evet, yaptığınız her işin attığınız her adımın ve yediğiniz her şeyin bir karbon vergisi var. Ve siz bunu ödemek zorundasınız. Bir davette giyeceğiniz özel bir kıyafet, evinizde bulundurmak istediğiniz bir teknolojik alet ve daha birçok şeye sahipsiniz. Ancak kiralayarak. Yani bunların gerçek sahipleri değilsiniz. Kaldığınız ev çalıştığınız iş yerine kadar her şey Teknokratik Devlet yönetimine ait. Bu anlatılanlar bir bilim kurgu filminden ya da romanından alıntı değil her gün ürünlerini kullandığımız şirketlerin ve ekranlarda gördüğümüz milyarderlerin bizim için planladıkları dünyanın ta kendisi ya da kendi deyimleriyle küresel bir teknokrasi.
Hepimiz köleliğin yıllar önce kaldırıldığını düşünürüz istediğimiz bir işte çalışabildiğimiz ya da istediğimiz siyasetçilere oy verebildiğimiz için kendimizi özgür bireyler olarak kabul ederiz. Peki, bir yetki ya da oy
vermediğimiz milyarderler ve şirketler bizi yönetmeye başladığında hala bir özgürlükten bahsedebilir miyiz? Yahut tüm bilişim ve sosyal medya ağlarının üç – beş egemen gücün elinde olduğu bir dünyada ne kadar kendi kararlarımızı alabiliyoruz. Geçmişte tüm köleleştirilmiş insanlara asla hiçbir seçeneğin olmadığı bir hayat tarzı sunuluyordu. Bugün ise modern insana birden daha çok seçenek sunularak "bak ne kadar özgürüsün algısı yapılıyor.” Hâlbuki geçmişte kölelere sunulan tek seçenekli hayat ile bizlere sunulan birkaç seçenekli hayat tarzının tüm seçeneklerini aynı güçler belirliyor. Medyanın, akademik yaşamın ve bilim dünyasının yine aynı güçlerin kontrolü altında olduğu, tüm bize ulaşan bilgi akışının onlarının kontrolü altında olduğu bir dünyada ne kadar kendi tercihlerimizi yapabiliyoruz? Yoksa onların bizlere sunduğu seçeneklerden birini kabul ediyor olmamızı mı özgürlük olarak kabul ediyoruz?
Dolayısıyla bugün faize dayalı dünya ekonomisi küresel şirketlerin çıkarlarına göre şekilleniyor ve bugün sadece birkaç sosyal medya şirketi sayesinde kendimizi ifade edebiliyoruz. Ve bu sosyal medya ağları da onların denetim ve kontrolü altında. Onların insanlık üzerindeki tasarruflarına rızamız olduğu sürece bir problem yok. Peki, rızamız olmadığı şeyleri yaptıklarında buna kim karşı dur diyebilecek? Moda, spor, müzik, sanat, lezzetler aracılığıyla zevk, haz, hız ve konfor bağımlısı durumuna düşürdükleri insanlık tüm bu bağımlılıklarından nasıl kendini kurtarıp gerçekleri savunabilecek?
Tarihin her diliminde insanların rızasını almadan geleceği inşa etmeye çalışan birileri olduğu tarihi bir gerçektir. Eski ABD başkanı Abraham Lincoln şöyle demişti, "geleceği tahmin etmenin en iyi yolu onu oluşturmaktır.” bunu söyleyen Abraham Lincoln suikastle öldürüldükten bir ay sonra Mayıs 1865'te geleceği inşa etmek isteyen bir grup bilim adamı "X KULÜBÜ” adında bir kulüp kurmuştu. İngiltere'de kurulan kulübün amacı bilimi devletin ve dinin etkisinden kurtarmak ve bilimi toplumun yönetiminde hâkim kılmaktı. Kulübün bir diğer amacı Charles Darwin'in ortaya attığı evrim teorisini toplumda ve bilim dünyasında yaygınlaştırmaktı. Tabii kulübün üyeleri amaçlarına bilimsel yollarla değil siyasi nüfuslarını artırarak ulaştılar. Örneğin Charles Darwin'in dönemin en prestijli bilim kuruluşu olan İngiltere Kraliyet akademisinden ödül alması için lobi yaptılar. Kulüp İngiltere'de bilim camiasında etkisini o kadar artırmıştı ki üyelerinden birkaçı Kraliyet Akademisi'nde arka arkaya başkanlık yapıyor ve kulüp bilimsel meseleleri kendi çıkarlarına göre yönettiği için eleştiriliyordu
Kısa süre sonra İngiltere'de X Kulübünden etkilenen "FABİAN CEMİYETİ” adında bir cemiyet kuruldu. Fabian cemiyetinin üyelerinden Aldus Huxley X Kulübünü kuran Thomas Huxley'in torunuydu. Aldus Huxley yazdığı yenidünya düzeni gibi kitaplarda dünyanın tek elden kontrol edildiği dünya hükümeti fikrini savunuyordu. Zaten Fabian cemiyetinin amacı da sosyalist bir yönetim şeklini dünyada hâkim kılmaktı. Tabii bunu Sovyetler gibi kısa sürede devrimle değil evrimle yani zamanı yayarak yapacaklardı. Cemiyetin üyelerinden Aldus Huxley Cesur Yeni Dünya kitabında insanların elit bir zümre tarafından yönetildiği Sosyalist ve otoriter bir dünyayı anlatmıştı. Aldus Huxley'in kardeşi Julian Huxley'de Birleşmiş Milletlere bağlı Unesco'nun ilk başkanıydı. Julian Huxley Unesco'nun dünyadaki barış ve güvenliği sadece tek bir yolla sağlayabileceğini yazmıştı. Tek bir dünya hükümetiyle dünya siyasi birliği sağlanacaktı ve daha önemli nokta ise UNESCO vereceği eğitimlerle devletlerin egemenliklerini bir dünya hükümetine devretmesi fikrine insanları alıştıracaktı.
Yani demem o ki değerli dostlar bugün küresel aklın tek merkezli teknokratik dünya devlet düzeni planı 100 yıl önce başlamış örgütlü bir çalışmanın neticesinde bugünlere kadar ulaştı. Küresel sermayenin parasal gücüyle esir alınmış bilim, üniversite ve medya ağları karşısında günümüz insanı inanılmaz bir algı operasyonuna maruz kalıyor ve bu şeytani yapılanmanın kurduğu düzenekte kendi celladının hayranlığını yüreğinde taşıyor.
TÜRK İSTİHBARATININ MİLLİLEŞMESİ
DÜNYAYI YÖNETEN KÜRESEL ÇETELER
KIBRIS NEREYE KOŞUYOR?
TÜRKİYE’NİN KRİPTO KİMLİKLİ BEYAZ TÜRKLERİ
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
İNSAN BEYNİNİN İŞGAL EDİLMESİ
EVANJELİST, SİYONİST, KÜRESELCİ AKIL
KIZILDERELİ KATLİAMI
AVRUPA’NIN KARANLIK TARİHİ
İNGİLİZLER VE HİNDİSTAN’IN KARANLIK TARİHİ