AK Parti+HAS Parti= Güç Birliği

Bundan birkaç gün önce; “HAS PARTİ, AK PARTİ ile birleşiyor” şeklinde basında bir haber çıkmış, HAS PARTİ Genel Başkanı Sayın Numan kurtulmuş bunu yalanlamıştı. Bu haber üzerine Ankara kulisleri hareketlenmiş, heyecan doruğa çıkmıştı.
Çoktandır halkın dilinde olan da buydu. Şöyle diyordu halk; “Numan Kurtulmuş, yeni parti kuracağına AK PARTİ’ye geçse, bu parti içinde siyasetini sürdürse, güç birliği olsa daha iyi olur” diyordu.
Nihayet, yalanlanan ve ilgi ile takip edilen haber bugün geldi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Başbakanlık Resmi Konutu'nda görüştü. Sonucu merakla beklenen görüşme yaklaşık 1 buçuk saat sürdü.
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş görüşmenin çıkışında ayrıntıları basın mensuplarıyla paylaştı.
"Sayın Başbakan'ın daveti üzerine burada bulunuyorum" diyen Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan'ın, HAS Parti ile AK Parti'nin bütünleşmesi yönünde bir teklif sunduğunu belirtti.
Kurtulmuş,"Sayın Başbakan, bir güç birliği yapılması gerekliliğine vurgu yaptı. Bize bugün resmen bu teklif edilmiş oldu" dedi.
Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Sayın Başbakanımızın bizim HAS Parti'nin AK Parti ile bütünleşmesi teklifini aldık. Karşılıklı olarak konu ile ilgili görüşlerimizi paylaştık. Bu çerçevede kendisi konuyu partisinin merkez karar yürütme kuruluna götüreceğini, Türkiye'nin yeniden inşası konusunda bir güç birliği, birlikte mücadele etmenin uygun olacağını orada ifade edeceğini belirttiler. Biz de benzer şekilde bu konu ile ilgili daveti kendi kurullarımıza, bizim partimizdeki adı ile genel idare kurulumuza götüreceğiz. Dolayısıyla resmen bu anlamda bir teklif çağrı yapılmış oldu. Biz de partimizin kararı, kanaati oluştukça bunları kamuoyu ile paylaşacağız. Bir kere daha şunu belirtmek isterim ki bizim derdimiz ne Numan Kurtulmuş olarak ne da HAS Partili arkadaşlar olarak hiçbirimizin makam beklentisi yoktur. Böyle olmadığını bütün Türkiye'de biliyor. Ancak yeni dönemde yeni süreçlerde Türkiye'nin inşası için bizim de baştan beri söylediğimiz prensipler çerçevesinde bir birleşme, bütünleşme olabilir mi? Bu teklifi partimizin yetkili kurullarına götüreceğiz, yönetiminde müzakere edeceğiz ve konuyu şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşacağız."
Yerinde bir görüşme oldu! Zaten beklenen de o idi. Öyle görünüyor ki ilerleyen zamanda Türkiye’de iki parti kalacak; sağ ve sol partiler. Aslında seçimler de bunu göstermiyor mu? O halde elde bir tek çıkış yolu kalıyor; sağ partilerin tamamı, AK PARTİ çatısı altında, sol partiler de CHP çatısı altında birleşip siyaset yapmaları. O zaman daha istikrarlı, daha doğru bir seçim yapılmış olur. Ülkenin sorunları  kesintiye uğramadan ve zaman kaybına sebep olmadan çözülür.
Benim bu teklif ve düşünceme; “ütopik, olamaz” şeklinde itiraz edenler çıkacaktır. Tabii bu da bir görüş ve bu da bir anlayış farkı. Hepsine saygı duyarım. Ancak gerçekten; “sağ partiler AK PARTİ’de, sol partiler CHP’de siyaset yapsın” sözümü laf olsun diye söylemedim. Böyle bir birliktelikte çok büyük yararlar olacaktır. Seçimlerde ister sağ olsun, isterse sol, daha güçlü ve tek başına iktidar şansını yakalar. Yapılacaklara daha çabuk çözüm üretilir! Kimse siyasi demagojilere girmez. Ortada iki parti olacak, birisi iktidar, diğeri muhalefet. Dolayısıyla muhalefet daha etkin muhalefet yapabilecek, hükümeti daha kuvvetli bir biçimde eleştiri bombardımanına tabi tutacak! Bugün iktidardaki partiyi beğenmedin mi seçimde hemen indirir, diğer partiye yetki verirsin!
İki partinin olması aynı zamanda da ülkede parti enflasyonunun da önüne geçmiş olur. Bir başka güzellik de; parti fanatizmiyle bir yere varılmıyor. Bunu açıkça ve net biçimde gördük, görüyoruz. Bazıları partiyi imanın şartı gibi mütalaa ediyor. Bağlandığı partiden ayrılmayı, dinden çıkmakla, kafir olmakla eşdeğer sayıyor! Parti başkanını da; imamı masum şeklinde ele alıp, lider ne yaparsa doğru yapar, ondan hata sadır olmaz! onun fikir ve görüşlerine karşı gelmek, itiraz etmek büyük bir fitnedir!... biçiminde algılayan gruplar var maalesef! İşte bu yanlış anlayış, iki partiye inince son bulacak, mesele din ve iman meselesi olmanın ötesinde ele alınacaktır


Yazarın Diğer Yazıları