AKLIMIZI TERLETELİM

Kur'an; Müslümanların ilkeler kitabıdır. Düşünmeye, fikir üretmeye, akıl yormaya yönelik ayetler, "temiz toplum oluşturmak ve adam olma”yı öne çıkaran ilahi fermanlarla doludur.

Müslüman; düşünen, fikir üreten, aklı terleten, dertli insandır. Toplumun derdi, Müslümanın derdidir. Toplumla ilgilenmeyen, olumsuzluklara ses çıkarmayan, olumlu olaylara ilgisiz kalan, bana neci tavırlar… Müslümana yakışmaz. Kur'an, mıymıntı Müslüman istemez. İnceleyin peygamberlerin hayatını; hiçbirisi bir köşeye çekilip toplum meselelerine ilgisiz kalmamışlardır.

Hz. Muhammed (SAV)'in; herkes tarafından benimsenen hususiyeti neydi? "Muhammed'ü-l Emin” oluşu değil mi? Müşrikler, her şeyi söylüyorlardı ama; "yalancı, dürüst değil” diyemiyorlardı! Bunun için mallarını, en kıymetli hazinelerini bile teslim etmekten çekinmiyorlardı! İnanç konusunda savaşa giriyorlar ama emin oluş noktasında tek referans Hz. Peygamberdi!

Bunu niçin söylüyorum? O, bizim için bir örnek, bizim için bir yol gösterici değil mi? Tabii; "inandık, Müslüman'ız” diyorsak. Lafla Müslümanlık olur mu? Her türlü; inanca, Kur'an'a aykırı, Allah'ın ve resulünün hoşuna gitmeyen işler yapacağız, sonra; "elhamdülillah Müslüman'ım” diyeceğiz! İnsanlara şirin görünmek için; Allah'ı, Peygamberi, Kur'an'ı referans göstereceğiz fakat iş uygulamaya geldi mi yan çizeceğiz!

İnsanlar nazarında en hassas nokta; "din ve dini değerlerdir”. Bunları kendi menfaatlerimize, kendi çıkarlarımıza kullanamayız. Kullandığımız zaman iflas bayrağını çekmiş, itibardan düşmüş oluruz. Zaman zaman böyle kaymalar, din kisvesi altında insanları kandırmalarla karşı karşıya kalabiliyoruz.

Kur'an; sakınanlar ve arınanlar için bir yol göstericidir. Kur'an'ın gönderiliş amacı; insanların inançlarını düzeltmek, ahlakını güzelleştirmek, dünya hayatlarını düzene koymak, ilahi irade, rıza ve düzene uygun bir dünya hayatından sonra ve bu sayede onlara ebedi mutluluklarını kazandırmaktır. Kur'an; insan ve insaniyetle ilgili her konuya, varlığın başlangıç ve sonuna, yaratılış ve yok edilişe, ahlaki erdemlere, fert ve cemiyet olarak insanla ilgili kurallara ve kanunlara, tarihi olaylara, kıssalara temas etmekte, insanları eğitmeye yönelik öğüt ve ibret tablolarına yer vermektedir.

İnansın inanmasın düz mantıkla düşünen herkesin Kur'an'ı inceleyerek ulaşabileceği bu sonuç, onun Allah'tan geldiğinin reddedilemez bir delilini teşkil etmektedir.

Mümin şahsiyet; Kur'an'la iletişim içine girer. Bu, her ramazan ayında "hatim yarışına” girerek, el alem; "ne çok hatim yapmış, ne kadar iyi okuyor” diye iftihar vesilesi yapmakla olmaz. Kur'an'ı, yükseklere koyarak, gelin ve damatların odalarında süs olsun diye nakışlı kaplarda saklamakla şahsiyet elde edemeyiz.

Mümin şahsiyet; aynı zamanda ve her şeyden önce Allah'la iletişim kuran, Kur'an okudukça, Allah'la konuştuğunu bilen insandır. Kur'an'la iletişime geçen; hurafelerden, akıl ve düşünceye aykırı davranışlardan, ilme ters tutumlardan uzak kalan, Kur'an'ca iletişimi hayat iksiri olarak gören, barışı, kardeşliği, diğer dinlerden olanlara karşı hoşgörüyü, insan sevgisini, adaleti, eşitliği, "veren el” olmayı, "bugün Allah için ne yaptın?” anlayışına ilgisiz kalamayan kimsedir.

Değerli dostlar, Kur'anî gerçekleri kendimize rehber yaparsak, sadece dille değil de yaşantımıza yansıtırsak bir anlam ifade eder. Rabbimiz; "Sizin duanız olmasa Rabbin size ne diye değer versin?” ilkesi bizi düşündüren ve fiili duanın önemli olduğunu anlatan son derece etkili ve aklı terleten bir ayettir. Aslında bütün ayetler böyledir. Rabbimiz bizi en iyiye, en güzele, en doğruya çağırıyor. (13 OCAK 2023)


Yazarın Diğer Yazıları