ANDREAS NEDEN MÜSLÜMAN OLDU? (2)

Dinler tarihine bakıldığında Hz. İbrahim'in dinine inanan Yahudiler de tek Allah'a inanıyor. Hıristiyanlıkta ise Hz. İsa'nın yaşadığı zamanlarda değil ama daha sonra Hz. İsa'nın Allah'ın oğlu olarak kabul ediliyor. Bu durumda tek Allah inancı anlaşılmaz bir durum alıyor. Temiz ve saf Allah inancı bulanıyor.

Eskiden bazı Hıristiyanlar da "Hz. İsa Allah değil, kuldur.” diyorlardı. Daha sonraları bu grup kayboldu. Sonra Hıristiyanlar dediler ki "Evet, Hz. İsa kuldur fakat Allah'tır hem de Allah'ın oğludur.” Sonuç olarak Efes'te (ki Türkiye'dedir), milattan 400 sene sonra, Hz. Meryem, Hz. İsa'nın annesi ilan edildi. Bence en kötü olanı da bu. Hz. İsa'nın tanıtımında en uzak mesafe diyebilirim.

"Şimdilerde insanlarda, İslamiyet'in tasvir ve tarif ettiği tek Allah inancına bir yöneliş görülüyor. Bence bu çok isabetli bir tavır. İnsan İslamiyet'i öğrenince görür ki İslam, ta eskiye kadar uzanıp her şeyi temelinden kavrıyor. Her konuyu yerli yerine oturtuyor. Dolayısıyla İslamiyet teslisi çürütüyor.

"İslamiyet'i uzun bir macera sonucu tanımışsınız. Bir tesadüf veya bir sürpriz sonucu Müslüman olmuş değilsiniz. Nasıl şahadet getirip Müslüman oldunuz?”

"1982'de Hamburg'da kelime-i şahadet getirdim. O zaman 18 yaşındaydım ama o gün Müslüman oldum, diyemem. Bu bir maceranın son noktası veya yeni bir maceranın başlangıç noktası sayılabilir. Araştırmalarım sırasında bir zaman geldi ki İslamiyet'in hak din olduğuna inandım ama bana bir kimse gelip de şunları yapmaya mecbursun, şunları yapmamalısın, demedi. Ben biliyordum ki bazı şeyleri yapmaya mecburum. İslam'ın hak din olduğunu kavradığım zamanlarda, ki o zaman Müslüman değildim ama kalben İslamiyet'e inanıyordum. Şahadet getirip Müslüman olduktan sonra ibadetlerimi de yerine getirmeye başladım.

Aslında 16 yaşında İslamiyet'i tanıdım, 17 yaşımda Müslüman oldum, 18 yaşında şahadet getirdim, diyebilirim. Bana göre bugünden yarına Müslüman olunmaz ve din değiştirilmez. İslamiyet gelişme süreci olan bir din. Bu süreç birkaç gün, bazen birkaç ay, bazen de yıllar alabilir. Öyle insanlar var ki bir ömür boyu İslam'ı öğreniyor ve sonunda 80 yaşında Müslüman oluyor.

"Aileniz ve çevreniz Müslüman olmanızı nasıl karşıladı?”

"Ailem koyu Katolik idi. Bizlere iyi şeyler vermek istiyorlardı. Benden küçük iki erkek ve bir de kız kardeşim var. Müslüman olduğum zaman kız kardeşim 5 yaşında idi. Ailem görüyordu ki çocukları din değiştiriyor, başka bir fikri ve eğitimi kabul ediyor. Bunun kabullenmeleri elbette ki çok zordu. Korkuya kapıldılar ve engel olmak istediler. Müslümanlarla görüşüp konuşmama izin vermediler. Sen daha küçüksün yaşın 17, bu yaşta din değiştirmeye karar veremezsin, kararın isabetli olmaz. Bir zaman sonra bu tavırlarının fayda getirmediğini gördüler. Bu konuda bazen çok az, bazen de hiç konuşmadık. 18 yaşıma gelince ailemle aram kötüleşti. Özellikle babamla aramızda büyük problemler çıktı. Artık düşünme, seçme ve istediğimi yapma hürriyetim vardı. Babamın bana engel olmaya hakkı yoktu ama babam bana karışmak istiyordu. Tartışma tırmanınca 18 yaşımda evi terk ettim. Belki bu kaçış iyi değildi. Belki de özgürlüğe kaçıştı. Onlardan ayrıldığım için dinimi istediğim gibi yaşayabildim.

Yakınlarıma gelince; zaten çok fazla arkadaşım yoktu çünkü evden 16 km uzaktaki bir okula gidiyordum. Okuldaki arkadaşlarım önceleri işi şakaya vurdular fakat benim ciddi olduğumu görünce de saygı gösterdiler. Tahsil yapmış insanlar, böylesi durumları daha iyi anlar. Arkadaşlarımla aramızda problem çıkmadı.

Şimdi aradan uzun zaman geçti. Yaşım 26. Ailemle aram düzeldi. Aramızdaki tek problem Müslüman olmam fakat insanî ilişkiler bakımından iyiyiz. Öyle insanlar var ki aynı dine mensup oldukları halde hatta hiçbir dine inanmadıkları halde aileleri ile ilişkileri kötü. İslam sayesinde ailem ve kardeşlerim ile iyi ilişkiler kurmaya çalıştım. Eğer Müslüman olmasaydım ailemle bu kadar iyi olmaya çalışmazdım çünkü İslamiyet anne ve babaya iyi muamele etmeyi emrediyor. İslam bu konularda bana hep yol gösterdi.”

İslam'ı tanıtmak ve yaymak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz, bugün çok güzel bir konuşma yaptınız, böylesi çalışmalarınız sıkça oluyor mu?

"19 yaşımda liseyi tamamladıktan sonra üniversitede İslami ilimler okudum. Diğer adıyla oryantalizm.

Oryantalizm deyince Avrupa'da doğu ilimleri anlaşılır. Çince, Japonca, Arapça, Farsça, Urduca, Hintçe de oryantalizmin ilgi alanına girer. Ben sadece Arap dili ve edebiyatı ile Farsça ve Türkçe okudum. Ek ders olarak Sami dillerini öğrendim. Üniversiteyi yeni bitirdim. Kendime bir iş yeri arıyorum. Aktif olarak Haus des İslam (İslam Evi)'da görev aldım. Derneğin programı çerçevesinde ne yapılması gerekiyorsa yapıyorum. Buraya dernek programı çerçevesi içinde geldim. Çağrıldığım yerlere gidip konuşuyor, İslam'ı anlatıyorum. Henüz başlamadım ama yazmak istediğim kitaplar var. Mesela çocuklar için Nuh (asm)'un macerasını anlatan bir kitap yazmayı düşünüyorum. Büyükler için de yazmayı düşündüğüm kitaplar var. Mesela, İslam'da kadın konusu... Bu konuda yazılmış çok kitap var. İslam'da kadının yeri nedir, hakları nelerdir, niçin örtünüyor?”

Muhammed İsmail, bu arada not aldığı büyük defteri gösterdi, planlarını anlattı. Saat 21 olmuştu. Muhammed Sıddık ile Heidelberg'e gidecekti. Bu, faydalı ve verimli sohbet için teşekkür ettim. Vedalaştık. (27 TEMMUZ 2023)

 


Yazarın Diğer Yazıları