ARILARIN ZAMAN HAFIZASI

Herkeste, kendi deneyimlerinden edindiği bir zaman hissi vardır. Bu his, az veya çok doğru olabilir. Fakat hiç kimse de tamamen noksan olamaz.

Sabahleyin yürüyüşe çıksak ve saatimizi de evde unutmuş olsak, ogle vakti birimiz satin on bir buçuk, diğeri on bir veya on iki olduğunu söyler. Hiç kimse sabahın sekizi veya akşamın yedisi olduğunu aklına getiremez. Çünkü önce açlık derecemiz veya güneşin vaziyeti bizi bu hatalardan korur.

Hayvanlarda da zaman hissi vardır. İnek ve öküz sürülerinin, çobanların müdahalesi olmadan öğleden önce on bire doğru ahırlarının önünde toplandıkları görülür. Hayvanlarla ilgilenen insanlar buna benzer bir çok olaya şahit olmuşlardır.

Böceklerde de bizdeki gibi zaman hissiyle mukayese edilebilecek bir hissin varlığı hakkında kimse kesin bir şey söyleyemez.

Açık havada bir masa üstüne arıları çekmek ve saat camındaki şekerli suyla beslemek suretiyle onlara yeniden suni besin yeri hazırlayalım. Buraya gelen arıların hepsini once de kullaınlan metodla birer birer işaretliyelim. Arılara bütün gün değil, günün yalnız belli saatlerinde, mesela öğleden sonar 4-6 arasında şekerli su verelim. Bu zamandan önce ve sonraları saat camını boş bırakalım. Bunu bir kaç gün devam ettirelim. Bizim numaraladığımız arılardan yalnız bir tanesi gözcü olarak 4'ten önce veya 6'dan sonra gelir. Fakat bir şey hazırlanmadığını görerek geri döner. 4'ten sonra gelen, saat camını dolu bulur.. Bunun üzerine numaralı bütün arılar, şekerli suya üşüşürler ve danslarını yaparak bunu büyük bir gayretle toplarlar.

İlk zamanlarda bundan iyi bir sonuç alınacağından şüphe edildiği için deneye üç hafta devam edilmiştir. Bu süre içinde her gün uygun oldukça 4 ile 6 arası arılara şekerli su verildikten sonra sonunda bir control yapılır. 4 ile 6 arasında da saat camı boş bırakılır. Sabahın 6'sından akşamın 8'ine kadar birisi, devamlı olarak masa başında oturarak, saat camına gelen arıları gözetler. Bu, çok sıkıcı bir iştir. Çünkü bir gün önce şekerli suya gelen ve böylece işaretlenmiş olan altı arıdan, yani sabahın 6'sından öğleden sonra 4.5'a kadar yalnız 11 numaralı arı, control uçuşu yapar. Bu arı, sabahın 7 ile 7.30 arası bir defa, biraz sonra ikinci defa daha gelir. Bundan sonra besinin olduğu yerde bir sessizlik hakim olur. Her zamanki yem saati yaklaşınca yani 4 ile 6 arası saat camı, numaralanmış olan 6 arıdan 5'i tarafından 38 defa ziyaret edilir.

Bu denemelerden sonra akla şu soru gelmektedir; "Acaba arıların saatleri nerelerindedir? Yem saatleri yaklaşınca onları kovandan dışarıya, şekerli suya gmnderen saatleri midelerinde midir?”

FRİSCH Karl Von, Niçin Allah'a İnanıyoruz? MONSMA, çev: İ. Sıtkı Eröz, Hisar Yayınevi İstanbul, 1976, s. 321

 

Bir Allah Var!

Akan suyun zerresinde,

Hayat veren bir Allah var,
Şu dağların zirvesinde,
Hakkı yazan bir Allah var!

 

Ağaçların yaprağında,
Dünyaların toprağında,
Caddesinde sapağında,
Desen çizen bir Allah var!

 

Her gün her an heyecanla,
"Ya hu” diyen her bir canla,
Zikreyleyen tüm cananla,
Dertler çözen bir Allah var!

 

Dilârânın kelamında,
Dilrubânın selamında,
Muhabbetin meramında,
Dostça gezen bir Allah var!

 

Yiğitlerde tüm erlerde,
Sabah vakti seherlerde,
Hasret dolu bu yerlerde,
Kulu sezen bir Allah var!

 

Ayet ayet sûrelerde,
Zaman zaman sürelerde,
Gezdiğimiz yörelerde,
Gönle sızan bir Allah var!

Yazarın Diğer Yazıları